SOSYAL MEDYANIN SESİ

Değişik bir havaalanı eleştirisi
Geçe haftalarda yaşadım bu olayı.
İstanbul’dan bir arkadaşım gelmişti. Ada’mızda iki gün kaldı ve gitti. İki günü işlerini halletmek adına dolu dolu yaşamıştı. O kadar ki benle bile birkaç saat görüşebilmişti.
Her gelişi sonrası, döndükten sonra nezaketen hep arar ve teşekkür eder. Bu kez de öyle yaptı. Fırsatı kaçırmadım. Yeni havaalanını asıl bulduğunu sordum. Zira bu alandan ilk kez girip çıkış yapmıştı. Ve onun bakış açısına güvenirdim. “Güzel” dedi. “Mutlaka eksikleri vardır ama bunlar zamanla ve üstüne gidilirse çözülebilecek eksiklerdir. İşin temeli harika” diye de ekledi.
Muzip adamdır bizimkisi. “N’oldu ? Cevabı beğenmedin galiba ?” diye sordu. “Yok yahu !” diyecek oldum. Ama dediğim gibi bizimki cln ali. “Dur seni mutlu edecekse bir eleştiri yapayım” dedi. Cevap vermeme fırsat vermeden sıralamaya başladı:
“Uçak alanına 2 saat önceden gittim. İşlemlerimi yapınca biraz oturup bir şeyler okuyayım istedim. Ama yanımda kitap gazete yoktu. İşin ilginç yanı ne duty free de ne de başka bir yerde kitap gazete satan bir yer de yoktu. Sigara vardı, alkol parfüm çikolata oyuncak ne ararsan vardı. Ama benim aradığım yoktu. Biliyor musun? Her halde dünyada uluslararası sayılan bir havaalanında kitap gazete vs bulunmayan tek yer burasıdır” dedi. Ve gülerek “ yegane eleştirim budur” diye ilave etti.
Ne diyeceğimi bilemedim. Söylediklerinde çok haklıydı. Gittiğim birçok havaalanında o ülkeye ait kitaplar broşürler olan reyonlar satış yerleri mutlaka vardı. Bizimkinde neden olmasındı?
Hemen üst düzey bir yetkili arkadaşı arayıp, dutumu anlattım. Aslında “bu kadar işimizin içinde derdimiz bu olsun” demesini beklerdim ama aksine “Farkındayız kitap gazete satan bir yer bir de eczane eksik , eksiği tamamlamak için çalışıyoruz” dedi.
Farkındalığa sevindim. Konuyu takibe aldım. Umarım gecikmez.
(Bülent Dizdarlı)
 
Anladığım kadarıyla KKTC'de belediyeler birleştirilmesine rağmen, bazı yerler "no man's land" olarak kalmış. Boğaz da galiba bunlardan biri. Ada yarımızdaki ahali de pislik yaratma rekoru peşinde olduğu için buraları çöp yığınlarına dönüşmeye başladı. Anladığım kadarıyla piknik alanı ise çöp üretme merkezine dönüşmüş. Kullananlar ve çalıştıranlar temiz tutmayacaksa, bence kapatılsın artık orası. Bunun yanında Girne bükümünden GKK komutanlık bölümüne kadarki yol kenarları ve refüjlerdeki aynı berduşluk devam ediyor. Bu tabii ki bir örnek. Maalesef adadaki çevre yolları temizliği sadece Erdoğan'ın ziyaretinden ziyaretine yapılıyor artık. Çöp atanlara bir ceza kesildiğini de duymadım. Yani herkes etrafı zevkle kirletirken devlet yokmuş gibi yapmanın hazıyla yatmaya devam ediyor. Benden söylemesi: Eğer bu konuda yakın zamanda bir adım atılmayacaksa, bir kamyonla çöpleri toplayıp her gün bir sorumlu kurumun önüne boşaltacağım. Ama başlangıç Meclis olacak!
(Mete Hatay)
 

Abartısız söylerim, dünyanın belki de en barışçıl, en naif toplumlarından biri Kıbrıslı Türklerdir... Akdenizli, sıcak kanlı insanlarık... Gel gör ki 'Cumhuriyet' kutlamalarını izlese biri, deycek "bunlar Orta Asya'da kurdun üstünde elinde kılıçla doğdu"...
(Ahmet Vamık)
 
İddialı ve ısrarlıyım. Mevcut mevzuat " muhasebecilerin şirket kurmasına müsaittir"
Avukatlar değişiklik yasasında yapılan tadilatla arzu edilen amaca ulaşamadılar.
"Lokum" demek istediler amma…
Başta komitede görev yapanlar olmak üzere, diledikleri kanalda canlı yayında tartışmaya hazırım. Tek şartım geç saatlerde olmasın.
(Hüseyin Garip)
 
YAZI YORUM
Bu kadar da olmaz be kardeşim.
Markette domates hem de taş gibi15 TL
Salı pazarında 25 TL.
Allah aşkına en azından market ve pazar kelimelerine saygı olsun.
(Hüseyin Cumaoğlu)
 
Daha Fazla Haber