Fatoş'la Kitap Dünyası

“ En büyük üniversite iyi kitaplardan oluşan bir koleksiyondur.” [ Charles Jones ]


Haftanın En Çok Okunan Kıbrıs Kitapları:
  • Dünya Burada Bitsin - Emel Kaya
  • Üç Birlik Kuralı Bozulan Tragedya Kıbrıs Üçlemesi - Aliye Ummanel
  • Güçük Prens - Kıbrıs Türkçesi - Antoine de Saint-Exupery
  • Safir 1 - Müjdelenen Zaman- Kemal B. Caymaz
  • Bir Cereyan Masalı - KIBTEK 1975-2012- Tufan Ekici
    
Haftanın En Çok Okunan Dünya Kitapları:
  • Acı Yoruldu - Serhan Asker
  • Rezonans Kanunu - İsteklerin Yönetimi - Pierre Franckh
  • Sanatçının Yolu (Daha Üstün Yaratıcılık İçin Spiritüel Bir Yol) - Julia Cameron
  • Son Hafriyat - Bir Ankara Polisiyesi- Emrah Serbes
  • Seninle Başlamadı - Mark Wolynn
 
Üç Birlik Kuralı Bozulan Tragedya Kıbrıs Üçlemesi – ALİYE UMMANEL

 
“Üç Birlik Kuralı Bozulan Tragedya” üçlemesinden  ve Aliye Ummanel’in “Üç Birlik Kuralı Bozulan Tragedya” adı altında topladığı ve ‘Kıbrıs Üçlemesi’ olarak da tanımlanabilecek oyunları “Passa Tempo”, “Kayıp” ve “Ev” 2009-2016 yılları arasında adanın hem kuzeyinde hem de güneyinde ses getirmiş, ortak tarihin derin izlerini taşıyan, seyirciyi de bu derin izlerle yüzleşmeye çağıran metinleridir. Her oyun, Aristoteles’in tragedya tanımında yer verdiği ‘üç birlik kuralı’nın zaman, mekân ve olay unsurlarını Kıbrıs adası açısından yorumlamaya çalışır. Üçleme, ada seyircisi açısından sahneye ilk kez taşınan kimi toplumsal temaları içermektedir. ‘Kayıp ve Ev’ bir diğer önemli yanı, iki toplumu ayıran savaşın etkilerini, iki toplumu bir araya getirerek anlatabilmiş, tarafsız ve evrensel yaklaşımıyla onları ortak noktada buluşturabilmiş olmasıdır. "Ev" oyunu, göç, savaş ve mülkiyet sorunu gibi temaları içeriyor. Beş kadın karakter etrafında, ‘kadın’ın bu kavramlarla ilişkisini ele alıyor. 'Ev'in bir mülkiyet nesnesi olmaktan öte önemi ve anlamı üzerinde duruyor: "Bir ev, ev değildir sadece; bir hayattır, bir ölümdür, bir ömürdür."

Acı Yoruldu – Serhan Asker
 

"Acılar birbiriyle yarıştırılamaz, fakat bu ülke 6 Şubat 2023'te bütün tarihinin en büyük acılarından birini, belki en büyüğünü yaşadı. Serhan Asker bu acılara tanık oldu. Dahası, onları teninde yaşadı. Elinizdeki kitap acıya tanıklığın, onu teninde yaşamanın benzersiz ürünüdür. Tıpkı bir savaş güncesi gibi. Doğanın acımasızlığına karşı insanca duruşun, direnişin güncesi."
–Ataol Behramoğlu
"Acıların değil bir yüzleşmenin kitabı bu. Korkunç yıkımlarla, travmalarla, kayıplarla karşı karşıya gelen insanların çaresizliğinin, direncinin, yaşamı yeniden öğrenmeye çalışmanın kitabı.
Geçip giden bir afeti değil, her an, her dakika yeniden kapımızı çalabilecek bir tehdidi anlatmış Serhan Asker. Hem de felaketin tam kalbinden, hem de üzüntüyü iliklerinde hissederek, hem de o derin yası depremzedelerle birlikte yaşayarak. O nedenle hep aklımızda tutmamız, hep hazırlıklı olmamız gerektiğini anlatan bir kitap bu. Yani tam da ihtiyacımız olan bir kitap..."
–Ahmet Ümit
 
 
HAFTANIN KİTABI

KİMSE GERÇEK DEĞİL  –  ZEYNEP SEY

  • Kimsenin gerçek olmadığını öğrendiğim gün, ben kendi ışığımı gördüm.
 
  • Kendinizden başka hiç kimseye ve hiçbir şeye ihtiyacınız yok. Artık bunu anlamalı ve * kendi ışığınızın farkına varmalısınız. İçinizdeki güç kurtaracak sizi, başkası değil.
 
 
  • ... herkes giderdi. herkes bir gün, öyle ya da böyle giderdi.
 
  • "İstanbul'u seyrederek uyumak hoşuna gider diye düşündüm." ... "Güzel düşünmüşsün," dedim gülümseyerek. "Ama yanımda sen varken neden İstanbul'u seyredeyim ki?"
 
 
  • "Okuduğun kitaplar ruhunu soğutmalı,karakter gelişimine ve hayata bakış açına katkı sağlamalı.İster klasik kitaplardan oku ister edebi yönü zayıf denen kitaplardan.Aslında önemli olan ne okuduğun bile değil,ne için okuduğun."
 
  • "Bir insanı cezalandırmanın en iyi yolu, içinizde ona karşı ne iyi ne de kötü hisler bırakmaktır.
 
 
  • Duyduğunuz hiçbir cümle, hayattan bağınızı koparmaya yetecek kadar güçlü olmamalı. Hiç kimseye, o kadar güçlü bir cümlenin öznesi olacak kadar değer vermemelisiniz. Aksi takdirde yitip giden yalnızca siz olursunuz.
  • "Zaten hep böyle olmaz mı? Biz ne zaman durup evrene, "Daha kötü ne olabilir ki?" diye sorsak, evren bize gülümser ve suratımıza sert bir tokat geçirmez mi?"
 
  • Kimi gözyaşlarıyla gülümser, kimi kahkahalarla ağlar. Öylesine büyük bir acı çekiyorlardır ki mutluluklarının hüzne karışmasına izin vermekten başka çareleri kalmaz. Benim de kalmadı.
 
  • HAFTANIN YAZARI : İPEK ONGUN
 
İpek Ongun (07 Ocak 1942) Ankara’da dünyaya gelmiş,  New York'ta tiyatro eleştirmenliği kursu aldıktan sonra Time and Life gibi yayın kuruluşlarında görev yapmış, çocuk romanlarıyla yazın hayatına giriş yapan yazar ve çevirmendir. Yazarın tam adı Sevim İpek Ongun'dur ve Ankara Koleji ile Arnavutköy Amerikan Kız Koleji'ni bitirmiştir. Yazar, Arnavutköy Amerikan Kız Kolejinden Ayşe Kulin ile okul arkadaşıdır. Yazar yazın hayatına lise yıllarında "Doğan Kardeş" dergisine çeviriler yaparak başlamıştır ve ilk eserini 1980 yılında yayımlamıştır. İlk eserinin ardından "Kamp Arkadaşları ve Afacanlar Çetesi" adlı çocuk kitaplarını kaleme almıştır. "Yaş On Yedi" ise yazar İpek Ongun'un gençlik için yazdığı ilk romandır.
İpek Ongun, 2010 yılı Türk Kütüphaneciler Derneğinin araştırması sonucunda, kütüphanelerde kitapları en çok okunan yazar olarak tespit edilmiş bir kişidir. Eserleri üç kuşak tarafından sevilerek okunan yazar oldukça üretken bir yazardır ve birçok farklı türde eser kaleme almıştır. Günümüzde 79 yaşında olan yazar Mersin’de yaşamaktadır. Mersinli olan eşi vasıtasıyla Mersin’e yerleşmiş olan yazarın çocukları da aynı şehirde büyümüş ve eğitim görmüştür.
 
 
Daha Fazla Haber