Önce Alman görünüyor sonra olay çıkıyor

Önce Diyarbakır, sonra Suruç ve son olarak da Ankara... Star ekibi Türkiyeyi sarsan bombalı saldırılar ve artan terör olaylarının izini sürmek için adım adım sıcak bölgeyi dolaştı. Gittiğimiz her ilde,...

Önce Diyarbakır, sonra Suruç ve son olarak da Ankara... Star ekibi Türkiyeyi sarsan bombalı saldırılar ve artan terör olaylarının izini sürmek için adım adım sıcak bölgeyi dolaştı. Gittiğimiz her ilde, vardığımız her ilçede Alman ajanlarının iziyle karşılaştık.

Kemal Gümüş - Yazı Dizisi 1

Diyarbakır, Suruç ve Ankaradaki eylemcileri oraya gitmeyi güdüleyen de bombacıyı eş zamanlı gönderen de aynı güç. O güç ise Deniz Feneri ve Gezi olaylarını planlayan yabancı istihbarat servisi ve onun medya ve paralel bağlantıları... Her olayda bir Alman izi var.  Ama kimse hayale kapılmasın, Güneydoğu halkı devletinin yanında.

Güneydoğuda altı günde Şanlıurfa, Mardin, Şırnak, Diyarbakır, Adıyaman kent merkezleri ve sözde özerklik ilan edilen Cizre, Kızıltepe, Nusaybin, Viranşehir, Suruç gibi ilçelerde incelemelerde bulunduk, yüzün üzerinde görüşme yaptık. STKlar, esnaf, vatandaşlar hatta PKK ve HDPliler, Hizbullah üyeleri ile de görüştük. Bölgenin nabzını tuttuk.

Güneydoğuya giderken, aklımızda yanıt aradığımız ilk soru, “Halk kaybedildi mi?” idi. Gittik gördük ki hayır, halk hala devletten yana. Halkın bazı yerlerde yüzde 90ı aşan HDP oyları, Türkiyeden ayrılmak istedikleri ya da PKKya destek verdikleri anlamına gelmiyor. Halkın HDPye oy vermesinin birden fazla faktörü var: Uyanan Kürt milliyetçiliği ve PKK tehditleri bunların başlıcaları. Halkın PKKnın değil devletin yanında olduğunu dair çarpıcı rakamlara da daha sonra yer vereceğiz.

HALK KAZANILDI

Halkın PKKya desteğinin azalmasında, devletin akıllı konseptinin oldukça etkisi var. Güneydoğuyu baştan başa dolaştık. 90lardan beri o bölgeye kaç kez gittik, sayısını bilmiyoruz. Eskiden şehirlerarası yollar ve şehir giriş çıkışları sayısız güvenlik-kontrol noktasıyla doluydu hatta bir nevi İsrail-Filistin sınırı gibiydi. Şimdi, Diyarbakır girişindeki bir nokta dışında tüm Güneydoğuda hiç bir yerde güvenlik kontrolüne rastlamadık. Halkın şikayet ettiği güç artık devlet değil, hendek kazarak ya da çocuklarını teröre bulaştırarak hayatlarını sekteye uğratan PKK. Güvenlik güçleri, artık olaylara müdahale ederek toplumsal olaylara dönüştürmekten yerine, eylemler sonrası bu olayların sorumlularını tespit edip yargı önüne çıkarıyor. 

 

AYNI GÜCÜN PLANI

Soruşturmayı yürüten yetkililer ile konuştuğumuzda; Ankaradaki bombalı saldırıda hayatını kaybeden eylemcileri o mitinge götürmek için güdülüyenin de o mitingte patlamayı gerçekleştiren saldırganı Ankaraya gönderenin de aynı istihbarat örgütü olduğunu söylüyor. Yetkililer, “Ankaradaki barış mitingine gidenler gerçekten de bir barış eylemine gittiğini düşünüyordu. Ama onları bu düşünceyle harekete geçiren güç, eş zamanlı olarak bombacıyı da oraya göndermek için harekete geçmişti. Bu plan, en az iki ay önce yapılmış ve şimdi uygulamaya konulmuştu” diyor. 

ALMANYA ŞÜPHESİ

Peki ama bu planın, oyunun arkasındaki oyun kurucu kim? Yetkililer, bu açık yabancı istihbarat kaynaklı eylemlerde, istihbarat servislerinin bombacıdan itibaren 8-10 kademe aracı kullandıklarını ve kendilerinin de o en üst kademeye çok yaklaştıklarını belirtiyor. Katmanlar, Almanyayı gösteriyor. Hatta, Almanya Başbakanı Merkelin Türkiye öncesi görüştüğümüz güvenlik görevlileri “Merkel niye Türkiyeye geliyor sanıyorsunuz” diyerek, vize ve göç sorunlarının yanı sıra Türkiye ile Almanya arasındaki ‘terör sorununu da açıkça işaret ediyor. Sahada edindiğimiz izlenim de, yetkililerin bu bilgilerini doğruluyor. Her biri iyi bir gözlemci olan bölgedeki turist rehberleri ya da restoran işletmecisi gibi bölge insanlarıyla görüştüğümüzde, son dönemlerde Almanların turist kafilesi adı altında bölgeye sıkça geldiklerini, sarışın Almanların halkla Kürtçe konuştuklarını, şehir merkezlerine geldikten bir iki gün sonra ‘otantik dinlenme için bölge köylerine giderek ortadan kaybolduklarına dikkat çekiyor. Yetkililer, sorgusu sırasında Kanada istihbaratından olduğunu itiraf eden bir kişi dışında resmi olarak bir yabancı istihbarat örgütü üyesinin kayda geçmediğini ama Alman ve İngiliz ajanlarının bölgede faaliyet gösterdiğini belirtiyor. Güneydoğuya gelen Almanlar o kadar sınır tanımaz ki Türk kahvesini bile ‘Kürt kahvesi olarak istiyor. Kendilerine ‘Türk kahvesi içer misiniz dendiğinde, masayı terk edip gidenleri bile oluyor.

SURUÇTA NE OLDU?

‘Otantik dinlenme için bölge köylerine gittikten sonra ortadan kaybolan Almanlar için halk, “Burada ne zaman bir Alman kafilesi görünse, arkasından bir olay çıkıyor” diyor. HDPlilerin Alman enstitülerinde Alman İstihbarat Sevrisi BND üyeleriyle toplantı yaptığı ve Suruç açıklamasını organize eden isimlerden olduğu belirtilen Alevi dedesi B.Dnin Alman vekil Claudia Roth ile görüşmelerine ilişkin soru işaretleri, Rothun Güneydoğu ziyaretlerine ilişkin sorular. Almanya ile vize ve göç sorunu çözüldü, sırada PKK var gibi...

 

Türkiyeyi Suriyeye çevirmek istiyorlar

Urfanın nabzının attığı noktalardan Gümrük Handayız. Ravza Kebapın sahibi Abdülkadir Hızmalı, 7 Haziran seçimi sonrası yaşananları şöyle değerlendiriyor; “Terör örgütleriyle ve istihbaratçılarla bağlantılı bu olaylar. Türkiyenin Suriye gibi olmasını ve seçim yapılamamasını istiyorlar. Geçen seçimlerde tepki oyları HDPye gitti. İnternet ortamında kandırdıkları 18-25 yaş arası gençler, şimdi gerçeği gördü”

 

Kim bu esrarengiz kadınlar?

PKK, artık 13-14 yaşındaki çocukları bile örgütte silahlı güç olarak kullanıyor. 20 yaşındaki İbrahim Akcabanın anlattıkları, Güneydoğuda yaşananların ve devletin şefkatli yüzü ile PKKnın karanlık dünyasının aynası gibi: “Ben 13 yaşında Antalyada çalışmaya gittim. 15 yaşında bir Finlandiyalıyı sevdim ve onunla ülkesine gittim. Şimdi çifte vatandaşım. Beş yıldır Finlandiyadaydım, dışardayken burada yaşananları daha iyi anlıyorum. Babam ‘Hakkımı helal etmem dediği için iki ay önce Türkiyeye döndüm. Bir amcam AK Parti milletvekili (Ali Bayındır), iki amcamın çocukları Hasan ve Hüseyin, dağda. Biri 14, diğeri 13 yaşında. İstanbuldan bir kadın gelmiş, bunları kandırıp dağa çıkarmış. Hasanı Şero koduyla silahlı grup komutanı yapmışlar. Hüseyin, Silopide bir eylemde asker tarafından yakalanmış ve konuşulduktan sonra tutuklanmak yerine ailesine teslim edilip kurtarılmış. Hüseyin anlattı ki Suriyeye götürülen çocuklar, silahlı saldırı eğitiminden geçiriliyor. Hatta koşu eğitiminde ayaklarına kaleş ile ateş açarak koşturuluyormuş”

 

YARIN: Cizrede hendekler nasıl kazılıyor? Olaylardaki paralel şüphe...

Daha Fazla Haber