*** Rum lider Anastasiadis “Kıbrıs Türk Toplumuna” saygı duyuyormuş... Anastasiadis ayrıca şöyle demiş. “Birleşmeyi ne tehditle ne de şantajla başarabiliriz.” Anastasiadis ne KKTC Devletine, ne de KKTC halkına saygı duymaz. Sadece “azınlık toplumu” olarak gördüğü Kıbrıs Türk halkına kendi planları içinde ufak bir yer vermek ister. Rumlar KKTC Devletinin bir an önce şu veya bu şekilde ortadan kalkmasını istemektedir. Aman ne saygı, ne saygı. Bu derin saygıdan çok etkilendik doğrusu...
*** Rum Dışişleri Bakanı Kasulidis bakın ne demiş: “Türk askeri çekilmezse herhangi bir çözümün anlamı yoktur.” Unut gitsin Mr. Kasulidis. Türkiye’nin garantisi ile KKTC’de bulunan Türk askeri, KKTC’nin kalıcılığının, güvenliğinin tek güvencesidir.
*** Geçen hafta yayınlanan “Kıbrıslı Milleti Yok” başlıklı yazımda, Rumların “Kıbrıslılık, hepimiz Kıbrıslıyız, bölünmüş ülkemizi birleştirelim.” politikasının nasıl KKTC’ye sızdırıldığını ve KKTC’deki bazı kişilerin Rumlarla birlikte sosyal- kültürel etkinliklerle “iki toplumlu” çalışmaları yaygınlaştırmaya çalıştıklarını anlatmıştım. Oh ne güzel... Sonunda, KKTC ortadan kalksın ve “birleşik federal Kıbrıs” çözümü ile “mutlu günlere” uzanalım... Son günlerde çok çirkin bir örnek çıktı karşımıza. Bazı sokak tabelalarının hem Türkçe, hem de Rumca olarak değiştirilmek istendiğine şahit olduk... Yaşasın “kipriaki demokratiya” Bu olaya tek kelimelik yorum yeter. REZALET...
*** KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Akıncı’nın iki lider arasındaki son görüşmeden sonra yaptığı açıklamada söyledikleri, Rum sözcü Hristodulidis’e göre şaşkınlık ve hoşnutsuzluk yaratmış. Sn. Akıncı sizi daha çok şaşırtacak... Sn. Akıncı ne söylerse Rumlara batar ve tabii Rumlar KKTC’nin ortadan kalkması planlarına ters düşen her görüşü bertaraf etmek ister. KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Akıncı’nın, tüm iyi niyetine rağmen Rumlara laf anlatması zor değil, imkansız... Neden mi? Çünkü Rumların değişmez politikası çok net ve çok açık biçimde ortadadır. Rumlar, KKTC’nin ortadan kalkmasını sağladıktan sonra “federal çözüm” ile tüm adayı boyundurukları altına almayı ve KKTC halkını “Kıbrıslı Türk azınlık” statüsüne indirmeyi planlamaktadır. Böyle olunca da devletsiz Kıbrıs Türk halkı Rumların “Kıbrıslı milletine” katılmış olacak, öyle mi? Yağma yok...
***BM güvenlik başlığında fikirler üzerinde çalışıp müdahil tarafların tezlerinden unsurlar barındıran “köprü” kurucu öneriler hazırlıyormuş. Kurulması planlanan “köprülerin” Rumların işine yarayacağından hiç kuşkumuz yok. BM bu tür önerileri geçmişte de denedi ve hiçbir sonuç alamadı... Hele, hele AB’nin politikalarına bakarsak, Rumlara tam destek verildiğini görürüz.
Kısacası, “ Kıbrıs Sorunu” müzakerelerinin tekrar başlamasının çok sakıncalı olduğunu, dış güçlerin desteği ile bu müzakerelerin Rumların elde etmek istediklerine doğru yönelmekte olduğunu görebiliyoruz. Müzakerelerde konuların detayına girmeye gerek yok. Rumların hedefi çok açık bir biçimde ortadadır. Böyle olunca da müzakere etmenin hiçbir anlamı yoktur. KKTC’nin ortadan kalkması sonumuzun başlangıcı olur... Buna izin vermemeliyiz.