Halkımız nasıl bir başkan istemektedir

<p class="MsoNormal"><span>Yunanistanda çok abartılı söylem ve alçak gönüllü davranışları ile halkın sevgisini kazanmayı başarıp, seçimden

Abone Ol

Yunanistanda çok abartılı söylem ve alçak gönüllü davranışları ile halkın sevgisini kazanmayı başarıp, seçimden  zaferle çıkan Aleksis Tsiprasın  vaat ettiklerini  yerine getirebilmesinin ve iktidarda uzun süre kalabilmesinin oldukça zor olduğu görüşündeyim.

Fakat Tsiprasa,  KKTCde bile  bir çok kişi tarafından sempati duyulması,dünyada artık sadece seçim döneminde; vatandaşları adam yerine koyan,vatandaşların ayağına giden ve onlara değer veren politikacılar yerine, alçak gönüllü, halka yukardan bakmayan ,makama geldikten sonra kibirlenmeyen,  büyüklenmeyen, halktan kopmayan  politikacılar istediğini göstermektedir.

Aslında makamlarda bulunan kişilerin alçak gönüllü davranması, gösteriş ve lüksten kaçınması,Devletin bütçesinden sefa sürmemesi, lüks harcamalardan kaçınması devlet bütçesine yük getirmemesi, halkın sevgi ve sempatisini kazanmasına sebep olur.

Ayrıca sadece geçici olarak 4-5 yıl için makama gelen kişilerin kibirlenmesi,özellikle küçük ülkelerde isabetli bir tutum olamaz.

İskandinav ülkelerinde Devlet Başkanlarının, Başbakanların Bakanların görevlerine  pahalı ve lüks resmi hizmet araçları yerine, bisikletleri veya toplu taşıma araçları ile gitmesi, saygınlıklarını azaltmaz aksine, halkın sevgi, saygı ve takdirini kazanmasına sebep olur.

Latin Amerikadaki devlet yöneticilerinin sade yaşamı ve bulundukları makamların olanaklarından yararlanmamaları da saygınlıklarını artırmaktadır.

80 milyonluk İranın 8 yıl Devlet Başkanlığını yapan Ahmedinejad, görev süresinin tamamlanmasından sonra, üniversitedeki eski işine döndü ve sade bir vatandaş olarak yaşamını sürdürmeğe başladı. Cumhurbaşkanlığı görevinden ayrıldıktan sonra da,Devletten,maaş,makam arabası, ofis, koruma görevlisi ve şoför istemedi.Üniversitedeki görevine sade vatandaşlar gibi, halk otobüsü ile gidiyor.Otobüsteki fotoğrafı sosyal medyada herkesin takdirini kazandı ve Face-Bookta paylaşım rekoru kırdı.

‘Dünyanın en yoksul devlet başkanı olan Uruguay Devlet Başkanı Jose Mujicanın 27 yıllık Voklswagen arabasına 1 milyon dolar verildi.Üç bacaklı köpeğini veterinere götürebilmek için arabaya ihtiyacı olduğundan satmadı.Ayrıca maaşının %90nını hayır kurumlarına bağışlamaktadır.(Milliyet gazetesi )

Nur içinde yatsın büyük, dürüst ve basiretli devlet adamı Bülent Ecevitin de, makamlarda bulunduğu süre içinde büyüklük kompleksine kapılmaması ve sade bir vatandaş gibi yaşamayı tercih etmesi takdirle anılıyor.

Kesinlikle niyetin kimseyi suçlamak ve kırmak niyetinde değilim.Ancak sosyal medyada ortaya konan görüşlerden, halkımızın da artık alçak gönüllü ve makama geldikten sonra kibirlenmeyen ve  savurganlık yapmayan liderlerden yana olduğu anlaşılmaktadır.

Zaten ülkemizde de politikacılar makama geldiklerinde devletimizin henüz tanınmamış olduğunu ve varlığımızı anavatanın  özverili maddi -manevi yardımları ile sürdürebildiğimizi dikkate alması ,böylece kibirlenmemesi ve tasarrufa önem vermesi, bu tutumu ile tüm seçilmiş yetkililer ile atanmış yöneticilere de örnek olması gerektiği görüşündeyim.

Halk tarafından seçimle iş başına getirilen bir cumhurbaşkanın, makama geldikten sonra halktan kopmaması,büyüklenmemesi, halka yukardan bakmaması,harcamalarında savurganlık yapmaması, kısaca olumlu tutum ve davranışları, devlette görev yapan tüm siyasi ve atanmış kişilerin de ayni şekilde davranmasına öncülük edecektir.

Yunanistanda iktidara gelen Syriza hükümeti başbakanının, bakanlıklarda lüks makam araçlarının masraflı ve lüzumsuz olduğunu ve  satışa çıkarılacağını açıklamasının, KKTC gibi dış yardımla ayakta durabilen ülkelerde örnek alınması gerektiği görüşündeyim.

Zaten geçici ve kısa bir süre için makama gelen kişilerin halktan kopması ve kibirlenmesi,özelikle bizim gibi küçük toplumlarda isabetli bir davranış olmaz.Çünkü sayılı yıllar çabuk geçer. Makamda iken halktan kopan ve kibirlenenlerin de yeniden sade vatandaş olarak halk arasına karışması oldukça zor ve sıkıcı olur.

Savurganca harcamalar ise özellikle küçük toplumlarda halkın gözüne daha çok batmakta ve eleştirilmektedir.

 

Kanımca adayların,seçim propagandalarında, makama geldiği taktirde nasıl bir cumhurbaşkanı olacağını şimdiden özlü olarak açıklaması, siyasilere kızgın olması nedeniyle oyunu kullanmayanların, henüz kime oy vereceğine karar vermeyenlerin ve tarikat gibi bir partiye saplanıp kalanların dışındaki seçmenlerin daha doğru tercih yapması bakımından yararlı olacaktır.