Gün geçmiyor ki gazete sayfalarında uyuşturucudan yakalananların hikayeleri yazılmasın.
Gün geçmiyor ki içeride uyuşturucu başlıklı bir olay yaşanmasın!
Arada bir de olsa ölümlü uyuşturucu vakalarıyla karşılaşılmasın!
Hele sınır kapılarında eğitilmiş köpeklerin de yardımıyla yoklanmaya maruz kalınacağını bile, bile adaya uyuşturucu sokmaya çalışmak aptallık değil de nedir?
Bu kimseler acaba KKTC yi nasıl algılıyorlar!
Sorma gir hanı olarak mı görüyorlar!
Bu insanlara nasıl bir tanıtım yapılmış ki cebinde, çorabında hatta mahrem yerlerinde gümrük kapılarından uyuşturucu sokmaya çalışıyorlar.
Yoksa gümrük kapılarında yakalananların oranı, içeriye uyuşturucu sokanlarla kıyaslandığında devede kulak cinsinden mi?
Doğal olarak mesele “şansımı bir de ben deneyim” noktasına gelip dayanıyor!
Bizim gazetelerde okuduğumuz uyuşturucu vakalarının kat be katı değişik yollardan ülkeye girebiliyorsa, oturup konu üzerinde ciddi, ciddi kafa patlatmak lazım.
Laçkalık söz konusuysa haliyle bu teşvik olarak değerlendirilir, dolayısıyla yükünü alan KKTC ye kafa bulmaya, alem yapmaya gelir!
Teşebbüsü her koşulda önlemenin farklı yolları vardır, bunlardan bir tanesi de “uyarıdır”
Örneğin terminal girişinden başlayarak hatta uçağa girişte ve uçuş esnasında velhasıl her boşlukta uyuşturucu ile yakalanmanın KKTC de hapislikle cezalandırıldığı, eğitimli köpeklerle sıkı yoklamalar yapıldığı, tatillerinin kötü sonlanmasını arzu etmeyenlerin böyle bir yola baş vurmaması konusunda uyarıcı anonslar yapılabilinir!
KKTC nin han kapısı olamadığı böylelikle hatırlatılabilinir!
Eminim bu uyarılar karşısında teşebbüste bulunacak olan kimseler bir daha düşünecek, bu teşebbüsün sonuçlarını bir kez daha tartma şansını elde edecektir. Caydırıcılığı, bu uyarı yöntemi ile ne kadar etkili olduğu görülecektir.
O zaman da uçak zulalarında uyuşturucu toplamak gerekecektir.