Harmancı’nın hızını kesmek, Lefkoşa’yı yeniden riske atmaktır…
CTP ile TKP Meclis üyeleri, genellikle birlikte hareket ediyor ve “tek parti” gibi davranıyordu…
Ciddi tartışma yaşadığımız konulardan bir tanesi çok ilginçti…
Belediye’nin o günlerde ciddi miktarda “nakit” parası vardı ve bu para bir bankada “faiz”e yatırılmıştı…
Bu “para”yı ortaya çıkardığımda, papara kopmuştu…
O günkü tartışmalar “şeffaflık” üzerindeydi, neden bir banka tercihi yapılmıştı? Neden ihale ile daha çok faiz veren bir bankaya yatırılmamıştı?
UBP’li Başkan’dan sonra, Harmancı’ya gelene kadar, Lefkoşa Belediye’sinde “har vuruldu, harman savruldu…”
Kasasında para olan belediyeden, boğazına kadar borca batmış bir belediye yaratıldı…
Harmancı bu belediyeyi devraldığında bütçesinin üçte biri kadar borcu vardı…
Şimdiki borcu ise bütçesinin sadece 1.62’sine denk geliyor…
Harmancı bu belediyeyi devraldığında, 901 çalışanı vardı. Üstelik bunların büyük çoğunluğu işçi değil, memurdu.
Yani; birçoğu partizanlıkla, sınavsız, münhalsiz işe alınmıştı…
Zamanın Belediye Başkanı, “Alın bu gıççağaçcığı, koyun bir sandalya o da bir kenarda otursun” diyerek koridorlara kadar her tarafı partililerle doldurmuştu…
O günlerde, gerçek bir belediyeci olan Semavi Aşık’ın medyadaki acı haykırışlarına herkes kulak tıkıyordu.
Ancak sonunda beklenen oldu ve belediye bir gün dibe vurdu… İflas etmişti… Maaşları ödeyemeyecek duruma sokulmuştu…
Lefkoşa halkı elbette bunu hak etmemişti…
Nitekim başarısız eski başkanların “fatura”sını çatır çatır ödedi…
Harmancı, başarılı bir “finans yönetimi”yle, belediyeyi 4 yıl içinde borç batağından çekip çıkardı, borcu sıfırlamayı başardı.
Belediyeyi ayağa kaldırırken, bir yandan da Lefkoşa halkına ağır bir “bedel” ödetmemek için çeşitli yeni ve kalıcı gelir kaynakları yarattı…
Bugün, Lefkoşa halkının, aldığı hizmetlere karşı ödediği ücretler, aile bütçesini sarsmıyorsa, bu aslında Harmancı’nın “ekonomi politikası”nın bir sonucudur…
Bugün, bir Lefkoşalı, elektriğe ve cep telefonlarına, beldiyeye ödediği ücretten kat kat fazlasını ödüyor…
Harmancı göreve geldiğinde, beldiyenin personel giderleri, tüm gelirlerinin yüzde 90’ını alıp götürüyordu…
Kendinden öncekiler gibi belediye kadrolarını “yandaşlarla” doldurmak yerine, kabarık kadroyu daralttı. 901 kişi ile devraldığı belediyeyi halen 721 kişi ile yönetiyor…
Dikkat ediniz, KKTC’de batan belediyelerin çoğunun ortak sorunu gereksiz “istihdam”lardır.
Harmancı böyle bir “popülizm”e başvursaydı, 200 TDP’li genci işe alsaydı, kendine “politik istikbal” yaratsaydı, tıpkı eskileri gibi olurdu…
Geçmiştekilerden hiçbir “farkı” kalmazdı…
Oysa, Harmancı tam tersini yaptı, belediyeyi kurtarırken, bundan “politik nemalanma” yoluna gitmedi…
Kısacası; ciddi bir fark yarattı…
Belediyeciliğin “sosyal” boyutuna odaklandı. Klasik “çöpçü, sinekçi” kalıbından belediyeyi çekip çıkardı. Kaynak yaratarak, kadın sığınma evinden tutun da, “paylaşım mutfağı” gibi ciddi projelere imza attı…
Harmancı döneminde, başkentin “alt yapı”sında da çok ciddi iyileştirmeler gözlemledim. Sanayi bölgesinin, Taşkınköy’ün yaşadığı su baskınlarını önleyecek ciddi çalışmalar yaptı.
İsmine bir türlü ısınamadığım “Merkez Lefkoşa” kısa zamanda kente büyük bir değer kattı, çekim merkezi oldu…
Harmancı döneminde yapılan 5 yeni parktan biri olan “Kızılbaş Parkı” Lefkoşalı için bir spor, kültür, eğlence ve sanat merkezi haline geliyor…
Bir de henüz bitirilmemiş, yarım kalmış, Harmancı’nın “enerjisi” ile tamamlanacağına kuşku duymadığım projeler var…
Terminal projesi… Tiyatronun yarım kalmış binasının tamamlanması… Çok katlı otopark, alış veriş merkezi, otel yapımı… Belediye’ye büyük gelir getirecek adımlar bunlar…
Lefkoşa’nın bir de “Surlariçi” var tabii… Harmancı döneminde bu bölgenin canlandırılması konusunda dev adımlar atıldı, otantik yapılaşma devam ediyor, bu bögenin yeniden Lefkoşa’nın “kalbi” olacağına inanıyorum…
Çağlayan bölgesinde; Anibal’ın, Yıldızlar’ın, Budak’ın bulunduğu mekânda da “bütünsel” bir alan düzenlemesi söz konusu… Bir de Mağusa Kapısı Rum tarafına bağlanıp orada bir kapı açılsa, bölge 60’lı yıllardaki “nostalji”siyle kentin en canlı alanlarından birine dönüşebilir…
Mehmet Harmancı bu kente yakıştı… Lefkoşalı onu sevdi… “Hızına” birinin yetişebileceğini sanmıyorum…
Diğer adaylar karşısında, mukayeseli avantajları var.
Bunları gözardı edemeyiz… Harmancı’nın hızını kesmek, Lefkoşa’yı yeniden riske atmak tehlikesini taşıyor…
Ayrıca; Lefkoşa “bölünmüş bir kent” olarak, ayrılıkçı adaylarla değil, onu birleştirecek vizyonla yönetilmelidir.
Bunu da, siyasal duruşu ile en iyi biçimde Harmancı yapabilir diye düşünüyorum…
Harmancı’nın “hızını” kesmeyelim…. Bırakalım, başladığı işleri bitirsin… Bu enerjiyle bu kente çok şeyler katmayı sürdürsün…
Ben, denenmiş, kendini kanıtlamış, Lefkoşa’yı en dipten çekip çıkarmış bir Belediye Başkanı’nın bu kente hizmet etmeyi sürdürmesi gerektiğine inanıyorum…
Bu yüzden hiç tereddüt etmeden Harmancı’ya oyumu vereceğim.