Hayattan Dersler

Abone Ol

Herşeyin değişebileceğini başın ayak, ayağın baş olabileceğini ve tekrar başın ayak olabileceğini düşünerek hayatın tadını çıkarmaya bakmalıyız.
Günümüzde umudumuzu ve sabrımızı kaybetmeden yaşamaya her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır.
Sevgili okuyucular, bunu daha iyi anlayabilmek için gelin aşağıda sunacağım hikayeyi hep birlikte okuyalım.
“Yolcunun biri uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra bir köye varır. Köyde kendisine yemek ve yatak verebilecek birisini arar.
Sonunda bölgenin en zengin kişilerinden birinin Ali olduğunu öğrenir. Bölgenin ikinci zengininin de Veli olduğunu tespit eder.
Yolcu Ali’nin çiftliğine gider. Burada çok iyi karşılanır ve çok iyi misafir edilir. Yolcu çıkma zamanı gelince Ali’ye teşekkür ederken “Böyle zengin olduğun için hep şükret” der.  Ali ise şöyle konuşur: “Hiç kimse olduğu gibi kalmaz. Sakın bu sözümü unutma” der. Yolcu Ali’nin çiftliğinden ayrıldıktan sonra bu sözü uzun uzun düşünür.
Birkaç yıl sonra yolcunun yolu yine aynı bölgeye düşer. Çiftlik sahibi Ali’yi hatırlar ve ona uğramaya karar verir. Yolda rastladığı köylülere Ali’yi sorunca onun artık fakir bir kişi olduğunu ve Veli’nin yanında çalıştığını öğrenir.
Yolcu hemen Veli’nin çiftliğine gider ve Ali’yi bulur. Eski dostu yaşlanmıştır., üzerinde eski püskü elbiseler vardır.
Üç yıl önceki bir sel felaketinde telef olmuş, evi yıkılmıştır. Toprakları da işlenmez hale geldiği için çiftliğini kapatmış olan Ali, selden hiç zarar görmemiş ve daha da zengin olmuş Veli’nin yanında çalışmak zorunda kalmıştır. Ali ve ailesi 3 yıldır Veli’nin hizmetindedir.
Ali bu defa yolcuyu son derece mütevazi olan evinde misafir eder. Kıt kanaat yemeğini onunla paylaşır. Yolcu vedalaşırken Ali’ye olup bitenlerden ötürü  ne kadar üzgün olduğunu söyler.
Ali ise ona; “Üzülme be, bu da geçer” der. Yıllar sonra yolcu yine Ali’yi arar. Ona bir tepeyi gösterirler. Tepede Ali’nin mezar taşında şu sözler yazılıdır: “Bu da geçer”
Ölümün nesi geçecek diye düşünür ve oradan ayrılır. Ertesi yıl yolcu Ali’nin mezarını ziyaret etmek için geri döner, ama ortada ne tepe vardır ne de mezar. Büyük bir deprem olmuş, tepeyi yok etmiş, Ali’den geriye bir iz dahi kalmamıştır.
Bu hikayeden çıkarmamız gereken ders: Mutlu anılarımızın olduğu gibi mutsuz anılarımızın da olabileceğini ve her şeyin geçici olduğunu hatırlayarak mutlu anlarımızda hayatın tadını çıkarmaya çalışmalıyız.
****
HAYATA DAİR BİRKAÇ ÖĞÜT
*Sadece kaybetmeyi göze aldığınız kitapları ödünç verin.
*Kaybedecek hiçbirşeyi kalmamış insanlardan uzak durun.
*Arkadaşınıza borç para verirken ihtiyatlı davranınız. İkisini de yitirebilirsiniz.
*Kötü hizmet edene bahşiş vermeyiniz. Teşvik etmiş olursunuz.
*Özür dilemekten ve bilmiyorum demekten çekinmeyiniz.
*Sizden daha zeki insanlarla çalışınız.
*Önce siz merhaba deyiniz.
*Hüküm vermeden önce iki tarafı da dinleyiniz.
*** 
Günün Sözü:
Gün doğmadan neler doğar?
(Türk Atasözü)