Haydi bayram yerine…
Bugün hepimizin demokrasi bayramı.
Tüm olumsuzluklara rağmen iyimser bir gözle bakmak istenirse bulunduğumuz bölgeye ve geçmişimize baktığımızda bugünü yaşayabilmek yine de bir gurur ve mutluluk kaynağı olmalı.
Hangi görüşte olursak olalım, biraz gülümsemeyi ve bugünün keyfini çıkarmayı hepimiz hak ediyoruz.
Bugün siyaset, siyasetçi ve seçmen ile ilgili anekdot ve fıkralarla yazıyı süsleyelim dedim.
***
Meclisin birinde 30 yaşındaki bir üye, 70 yaşındaki bir diğer üyeye: “Burada ne işi var bu dinozorun?” diye laf atmış.
70’liğin yanıtı: “30 yaşındaki bir eşek 70 yaşındaki bir insandan daha yaşlıdır.
Çoğu ömür bırakıp gitti, ya da oturdukları yerden siyaseti çaresizce seyrediyorlar ama 70li 80li yıllardaki hukuk, usul ve iş yapmayı bilen yıllanmış siyasetçileri ve meclisi sizi bilmem ama ben yine de arıyorum.
Kim bilir belki de siyasetin yaşla değil kalite ve tecrübe ile alakalı olduğunu idrak edecek yaşa geldiğim için böyle düşünüyorum.
Bugün ‘’bayram yerine’’ gittiğinizde yalnızca yaşa aldanmayın, esas başa ve başın içindekilere bakın.
***
Rüyaya çok inanan bir padişah, bir gece rüyasında 7 dişinin, çürüyüp düştüğünü görür.
Ertesi sabah sarayın rüya yorumcusunu çağırıp açıklama ister.
Padişahım, der yorumcu,7 erkek evladınız ardı ardına ölecek, tahtta yalnız, varisiz kalacaksınız.”
Bunu duyan padişah müthiş sinirlenir ve bu kötü açıklamayı yapanın kellesini hemen kestirir.
Ardından da yeni bir yorumcu çağırtır. Önceki meslektaşının akıbetini öğrenen yeni yorumcu: “Sevinin, mutluluktan uçun padişahım, der, siz Allah’ın sevgili kuluymuşsunuz.
7 çocuğunuzdan çok daha uzun yaşayacaksınız, öylesine uzun bir ömrünüz olacak…” Ve padişah ödüllendirir, Saray’da Yorumcu başı yapar bu güzel yorumu yapanı.
Demek ki neymiş?
Aynı sonucu veren cümleleri, karşısındakini mutlu edecek biçimde verme sanatıymış siyaset.
Bugün ‘’bayram yerinde’’ bir yerde de sanatçılar arasından seçim yapacağız.
İnşallah seçimimiz laf cambazları üzerinden hangisi daha iyi diye olmaz. Onlardan iyi komedyen olur. Yanlış anlaşılmasın önemli bir meslektir komedyenlik. Herkes yapamaz, ama onun yeri ayrıdır. Bunları sandıkta ayrıştırın.
***
Adayların haline ne demeli?
Bu siyaset oyununun devam etmesi için adaylara da ihtiyaç var.
Onların penceresinden de siyasetin tanımına bakalım.
Politikacıya sormuşlar: “Kaç türlü seçmen vardır?”
Sıralamış:
Kimi seçmenler ekmek gibi, su gibidirler. Sen onları her gün ararsın.
Kimi seçmenler ilaç gibidirler. Sen onları gerekince ararsın.
Kimi seçmenler de hastalık gibidirler. Onlar arar bulur seni.
Propaganda sürecinde bu tipleri görmedik mi?
Bunlar seçim öncesi seçmenleri.
***
Bir de seçim sonrası seçmenleri var.
Seçim sonucuna göre sonrasında ön plana çıkıp yorum yapacak olan seçmenlere ne demeli.
Gidip oy vermeyenler ve esas verilmesi gereken siyasi mesajın oy vermemek olduğunu iddia edenler var mesela.
Onlar sabırsızca tok satıcı misali ‘’ayni şeyi kim seçilirse yine uygulamak durumunda olduğu belliydi zaten’’ diyebilmek için can atıyorlar.
Daha önce oy verdiklerinden farklı birine oy verecek olanlar da var.
‘’Bu da ayni çıktı vay keşke oy vermez olaydım’’ endişesi taşıyorlar.
Bir de fanatik derecesinde bugün sandığa gidin, partinin adayına mühür vurun diyenler var.
Seçim sonrası aradıklarını bulmadıklarında hemen siyasetin iflas ettiğini söyleyecekler.
***
Bunları duyacağımızı ve okuyacağımızı hepimiz biliyoruz.
Şimdiden not edelim diye yazıyorum.
Seçmen için seçim günü bir yerde kendine de ayna tuttuğu gündür.
En güzel elbiselerinizi giyip eskilerin deyimi ile ‘’bayram yerine’’ gidermiş gibi gidip oyunuzu kullanın.
Bulunduğumuz coğrafyada bunu yapabilmek bile büyük bir velinimet.
Bu fırsatı kaçırmayın, ‘’piknik ateşini’’ yakın ki yalnız sizler değil bizim gibi ada dışında olanlar da yarın farklı bir güne uyanalım.
Bayramınız kutlu olsun. Haydi sandıklara.