Günümüzde GKRY Başkanı Anastasiadis, “Oluşacak Federal Devlet ‘sözde Kıbrıs Cumhuriyetinin devamı olmalıdır….Oluşturulacak Federal Devlette, ‘sözde Kıbrıs Cumhuriyetinin , gerek BM ve de gerekse ABde tescil edilen üyeliğinin hukuken hiçbir kesintiye uğramadan devamlılığı esas alınmalıdır diyor. Diğer bir değişle Anastasiadis, yeni bir devlet statüsünü kesinlikle reddetmektedir!...
Anastasiadis , Federal Kıbrıs gibi bir çözümde Kıbrısın BM ve AB üyelikleri kesintisiz devam edecek diyor. Yine Anastasiadis günün sonunda toplumlararası uyuşmazlığın baş göstermesi durumunda Kıbrıs Rum halkının uluslararası statüsünün eski statüsüne dönüşmesi hukuken garanti edilmiş olmalıdır diyor. Böyle bir durumda İngiliz üsleri hariç tüm adanın egemenliği Rumlara geçmiş olacaktır.
KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı rahmetli Rauf Denktaş , bulunacak bir siyasi çözümde 1963de olduğu gibi Rumlar tarafından meydana getirilecek bir uyuşmazlık ve silahlı saldırılara karşı Kıbrıs Türk halkının bu silahlı saldırılara karşı, güvenliğinin , anavatanımız Türkiyenin etkin ve fiili garantisi çerçevesinde sağlanmasını istiyordu.
Sayın Denktaş, Kıbrıs Türk halkının , Rum halkına eşit bir siyasal kimlikle , uluslararası alandaki yerini almalı ; siyasi bir çözümde Kıbrıs Türk halkı siyasal kimliğinin ve eşitliğinin uluslararası hukuk altında teminat altına alınmasının Türk kanadı açısından vazgeçilmez temel bir koşul olarak öne sürmüştü.
Rumlar, Garanti Anlaşmalarının iptalini ve tüm Rum göçmenlerin evlerine dönmelerini istiyorlar. AB normlarının uygulanmasını istiyorlar, dört temel özgürlüğün uygulanmasını istiyorlar. O zaman iki bölgelilik nerede kaldı!...
Kıbrıs Türk halkı olarak; Rumların kabul edeceği bir siyasi çözüm şekline kendimizi mecbur ve mahkum olarak görmemeliyiz.
Yapılacak bir anlaşmada , bulunacak bir siyasi çözümde Kıbrıs Türk halkı KKTCnin yaşatılmasını istiyor. Kıbrıs Türk halkı bu haklarına sahip çıkarak bu topraklarda özgürce ve insanca yaşamak istiyor.
Kıbrısta Helen egemenliğine kapıları açık tutan , anavatanımız Türkiyenin etkin ve fiili garantilerini tarihe gömmeye çalışan bir zihniyete Kıbrıs Türk halkı olarak asla geçit vermemeliyiz. Kıbrıs Türk halkının bu topraklarda hakları vardır. Kıbrıs Türk halkının uluslararası hukuktan kaynaklanan hakları vardır.
Hiçbir kimse Kıbrıs Türk halkının bu haklarına sahip çıkarak bu topraklarda özgürce ve insanca yaşama isteklerini çağ dışı olarak niteleyemez. Çağ dışı olarak niteleyenler; Rum egemenliğine dayalı bir düzende AB yurttaşı olmayı, “çağdaş ve uzlaşıcı” olarak görenler er veya geç Kıbrıs Türk halkının geleceğini ve kurtuluşunu KKTCne sahip çıkma olacağını göreceklerdir..... Kıbrıs Türk halkı siyasi bir çözüm adına, anlaşma adına KKTCden vazgeçmeyecektir.
Günümüzde Rum-Yunan ikilisi KKTCnin dünyada kabul görmeye başladığını görmüş olmalı ki kurtuluşu “Kıbrıslıca Çözüm” aldatmacasında bulmuş ve “Kıbrıslılık” havası yaratma çabası içine girmişlerdir. Kıbrıslı çözüm aldatmacasının altında yatan gerçek “Kıbrısta Helenizmin egemenliğinin kurulmak istemesinden kaynaklanmaktadır.
Kıbrıs Türk halkı olarak “Kıbrıslıca Çözüm” adı altında Helen egemenliğine dayalı siyasi bir çözüme sürüklenemeyiz. Kıbrıs Türk Halkı Atatürkçü bir halktır. Atatürkçülükte eşitlik vardır, egemenlik vardır, özgürlük vardır. Atatürkçü Kıbrıs Türk halkı bu değerlerinden vazgeçemez, vazgeçmeyecektir.
Kıbrıs Türk halkı tarih önünde bir sınavdan geçmektedir, bunu hiç ama hiç unutmayalım…..