Hep ayni hikaye

Abone Ol

 

KKTC Cumhurbaşkanı  Sn. Akıncı ile Rum lider Anastasiadis’in 16 Nisan’da, ara bölgede biraraya gelecek olmalarını nasıl yorumlarsanız yorumlayınız. Gerçekler ortada... Bir kere böyle bir buluşma, başlamaması gereken yeni bir müzakere sürecinin tekrar gündeme geleceği olasılığının güçleşeceğini açıkca göstermektedir. Daha şimdiden BM’nin üst düzey Temsilcisi Jeffrey Feldman bakın nasıl bir açıklama yapmış:  “Kıbrıs’ta iki taraf arasında büyük bir güvensizlik var. Yeniden güveni tesis edip müzakerelere doğru ilerleyebilmek için liderlerin cesur adımlar atmalarına ihtiyaç var.”  Rumların atabileceği “cesur” adımlar ne olabilir? Rumların , Rum Kıbrıs Cumhuriyeti, “çözüm” uğruna 35 yıllık bağımsız, egemen KKTC Devletini resmen tanıyabilir mi? Asla... Peki, Rumlar bir “cesur” adım daha atıp Türkiye’nin garantörlüğünün devam etmesini kabul eder mi? Asla... Rumlar, ancak “iki toplumlu”, “iki kurucu devletli” (ki kurucu devletler, Uluslararası Hukuk altında hiçbir zaman tanınmayan birer lokal, yerel yönetimlerdir) “federal” bir çözüm için kolları sıvayarak masaya gelmeyi planlamaktadır. O kadar...

KKTC’nin ise atabileceği tek cesur adım vardır. O da tanınma istemek... Bunun yolu da, KKTC’nin egemenlik haklarını kullanarak, KKTC Meclisinin birlik içinde bir tanınma  kararı çıkarmasından geçer. Yoksa, BM Temsilcisinin KKTC’nin  “cesur” adım atması konusunda neyi kasteddiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. BM, “Kıbrıs Türk tarafının” tekrar müzakerelere girmesini, Rumların istediği ödünleri vermesini ve iki devletli çözümün ortadan kalkmasını istemektedir. Gün gibi aşikar olan bu, BM politikasından başka yorumlar çıkarmak mümkün değildir. KKTC’de bazı kimseler “barış” istiyor. Peki, biz kendi kendimize soralım: Bu adada savaş mı var? Onun için mi “barış” istiyorsunuz? Tabii ki hayır... Bu kimselerin “barış”tan kasdı ne biliyor  musunuz? Söyleyelim; “Federasyon” çözümü gerçekleşsin, Rumlarla birleşelim. Rum Kıbrıs Cumhuriyeti içinde “ azınlık” olarak  “mutlu” bir yaşam sürdürelim. 35 yıllık bağımsız, egemen KKTC Devletini de unutalım... Belli ki bu kişiler, böyle  bir “barış” istiyor. Bunun başka izahı var mı Allah aşkına!

Gerçeklerle yüzleşelim. “Müzakerelerin” başlamasını BM, AB destekli isteyen Rumların amacı ortada. Kıbrıs adasında  iki “toplum” birleşsin, KKTC Devleti ortadan kalksın, Türkiye’nin garantörlüğü ortadan kalksın ve iki “kurucu devletli” “ federasyon” çözümü gerçekleşsin... İşte size, Rumların hedeflerini açık ve net biçimde ortaya koyan gerçekler. Başka önemli bir gerçek daha var. 35 yıllık bağımsız, egemen KKTC Devleti ayakta durmaktadır. Bu KKTC Devletinin halkının Rumlarla birleşerek bir “federasyon çözümünü” kabul etmesi olası değildir...