Nedir hep aynı hikaye? KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Akıncı ve Rum lider Anastasiadis yine New York’da BM Genel Sekreteri Guterres ile görüşecek. BM’nin ve Rumların amacı ortada. BM, bu kez spesifik taahhütler isteyecekmiş. Yani “müzakerelerin” tekrar başlaması için belirsizliklere ve genellemelere yer yok. Belirsizlik ve genellemelerin anlamı ne? Cras Montana’da iki taraf da neyi kabul edip, neyi kabul etmeyeceklerini açıkça ortaya koymuşlar. Bu yüzden Guterres’in spesifik taahhütlerden söz etmesi de anlamsız. Özellikle Rumların kabul edilemez isteklerinden vazgeçmeyeceğini herkes biliyor. O halde, neden “müzakerelerin” tekrar başlaması için BM özel çaba harcıyor?... Neden Rumlar çöken ve tekrar başlamaması gereken müzakerelerin başlaması için çaba harcıyor?...
Şimdi gelelim bu soruların yanıtlarına: BM, “çözüm” üretme sevdasında o kadar... Bir defa “birleşik federal Kıbrıs” çözümü Rumların çok istediği bir “çözüm” biçimi. Bu çözüm gerçekleştiği takdirde 34 yıllık bağımsız, egemen KKTC Devleti ortadan kalkacak. “Federal çözümde” Rumlar “çoğunluk”, biz ise “azınlık” statüsünde kalacağız. Rumlar, bağımsız, egemen devlet statüsünü kaybedip “kurucu devlet” statüsüne indirilecek Kıbrıs Türk halkını Rum Kıbrıs Cumhuriyeti egemenliği altına alacak. Bu kesin... Hey Presto... Kıbrıs Türk halkı, AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bir parçası olacak...
Şimdi gelelim esas konuya: “Federal birleşik Kıbrıs” çözümü Rumların çok istediği ve onların politikalarına çok uygun bir çözüm biçimidir. Rumların “vatan birleşecek”, “Kıbrıslıların vatanı Kıbrıs birleşecek” safsatalarını halâ anlamak istemeyen ve KKTC halkının 34 yıllık bağımsız, egemen devletini kaybederek “federal çözüm” ile “mutlu bir geleceğe” doğru adım atacağını düşünenler acaba neden halâ böyle bir çözümün sadece ve sadece Rumları çok memnun edeceğini ve onlara yarayacağını anlamak istemiyorlar?...
“Birleşik federal Kıbrıs” çözüm biçimi Kıbrıs Türk halkı için uygun bir çözüm biçimi değildir. Bunu görmemek, anlamamak mümkün mü?... Böyle bir çözüm ile ne Türkiye’nin güvenliği, garantisi kalacak, ne de KKTC devletinin bağımsız, egemen statüsü (Rumların istekleri kabul edilirse tabii)... Böyle bir “federal çözüm” ile KKTC halkı “kurucu devlet” safsatasına boyun eğecek ve Rum Kıbrıs Cumhuriyeti’nin boyunduruğu altına girecek...
BM, AB ve diğer bazı yabancı ülkeler Kıbrıs adasında, iki tarafın da “federal çözüm” istediğine inanmış. Halbuki bu gerçeklerden uzak bir yaklaşım. KKTC halkının çoğunluğu 34 yıllık bağımsız, egemen KKTC Devletinin resmen tanınmasını istiyor. Eğer KKTC Devleti, Hükümeti ve halkı kendi devletine sahip çıkmayı bir kenara bırakıp, yine Rumların istekleri doğrultusunda “müzakereler” kabusuna girerse işimiz çok zor. Artık “federal çözüm”den vazgeçip yeni bir çözüm üretmek gerekir. İki tarafa da ödenecek tazminatlarla “Kıbrıs Sorunu” çözümlenebilir ve iki ayrı devlet işbirliği içinde, yan yana, iyi komşuluk ilişkileri içinde yaşayabilir. Tek çözüm budur. Ama nerde?.. Rumlar böyle bir çözümü kesinlikle kabul etmez. O halde neyi bekliyoruz?...