Her şey devletten mi beklenmeli?

Abone Ol

İki ileri, bir geri adımlar atarak nereye kadar gidilebilinir?
Yaz boz tahtasına dönen kararlarla mesafe kat etmek mümkün müdür?
Dünden itibaren geçerli olacak kapatılma kararı çok öncelerden alınması gereken bir karardı ama ne yazık ki bu doğrultuda otorite sağlanamadı.
Uzun zamandır tamamen geçici ve her kesimi mutlu etmeye yönelik kararlarla süreç götürülmeye çalışıldı.
Hele önlem diye atılan adımlar pandemiyi körüklemekten başka bir işe yaramadı.
Örneğin, iş yerlerinde çalışanlardan istenilen PCR testlerini gerçekleştirecek sağlık ekiplerinin yetersizliği, testlerin yapıldığı yerlerdeki düzensizlik inşallah yaşamakta olduğumuz felaketin boyutunu yukarılara taşımaz.
Diğer kazalardaki aşı dizilişlerini bilmem ama geçtiğimiz gün Lefkoşa fuar alanındaki insan manzaraları tam bir rezaletti!
Neredeyse iç, içe, omuzluk mesafelerde yüzlerce insan aşı kuyruğunda bekleşiyordu.
Maske kuralına uyulmuştu ama önemli olarak addedilen sosyal mesafeden eser yoktu.
Bu manzara karşısında yükselen tepkilerden sonra olaya müdahale eden polis ve Sivil Savunma ekipleri istenilen mesafenin sağlanmasını gerçekleştirdiler ama böylesi bir sorumsuzluğun boyutunun sonuçları önümüzdeki günlerde belli olacak.
Sonuç olarak aşı işlemleri o gün için durduruldu ama kocakarının mandal hikayesini bilenler endişeli.
Yaşatılan manzara bizleri on gün kapatılmamıza kadar getirdi!
Bir yılı aşkın zamandan beri sağlıkçıların ve de ilgililerin dilinde tüy bitercesine söyledikleri “maske, mesafe, temizlik” kurallarına uymayı becerememiş, kavrayamama, öğrenememe cehaletine teslim olmuş bir insan kitlesinin varlığı karşısında ne desem bilmem ki?
İlle de polis ve asker gücünün varlığı mı gerekli? Kapatılmamız mı gerekirdi?
Zorla yaptırımlara mı gidilmeliydi?
Felaketin boyutu ortada, kimsenin keyfi davranışları yüzünden insan yaşamlarıyla oynama hakkı olamaz, olmamalıdır.
Böylesi sorumsuzluk içinde davrananlara karşı en ağır cezalar ve de müeyyideler devreye konmalıdır.
Başta İngiltere olmak üzere bazı ülkelerde, gerek hükümetlerinin gerekse o ülkede yaşayan kimselerin kayıtsızlığının faturası çok net bir şekilde ortada dururken nüfusu büyük rakamlarda olmayan şu küçük ülke insanlarının dünyada yaşanan felaketleri göremeyen, dikkate almayan insan manzaralarına karşı devletin bu kadar zamandır daha ağır önlemler getiremeyişi düşündürücüdür!
Hele alınan sokağa çıkma kısıtlamalarını sudan gerekçelerle dikkate almayan, misafirlik yapma dürtüleriyle virüsün yayılmasına adeta çanak tutan kimselerin varlığına karşı devletin bir süreliğine bile olsa tam kapanmaya gitmekten başka çaresi kalmamıştır.
Yaşanılanlar toplum olarak vurdumduymazlığımızın bir sonucudur, bunu da böyle bilelim!