O kadar çok bilgi ve haber akışı oluyor ki..
Yazılı, görsel, sosyal basın, facebook, twitter...derken herkes eleştirmen, programcı, yorumcu, gazeteci oldu çıktı.
Gazetelerde köşe yazarları...Örneğin, daha gazeteciliğin “A” sından geçmeden, hemen hemen her konuda yorumlar yapıyor. İster ekonomi, ister siyaset, spor, sağlık, sendikacılık, yöneticilik...hepsinden de dem vuruyorlar.
Varsınlar vursunlar. Yeter ki , yazdıkları, söyledikleri mantıki olsun, doğru ve ilgi çekici olsun, yol gösterici olsun..
Bazı TV kanallarında , “halk konuşuyor” diyerek, herkese zaman ve ekranda görünme fırsatı veriyorlar. Güzel, hoş da, bir yere kadar.
Kimileri kişisel sorunlarını, kimileri kişisel hastalıklarını ve kendilerinden başka kimseyi çok da ilgilendirmeyecek meseleleri açıyor. Diğer izleyici ve konuşmak isteyenlerin zamanını çalıyor. Programcı geçinen bazı çiçeği burnunda gazeteciler de, sözüm ona, halkın konuşması için olanak sağlıyor. Bir bakarsınız, ayni kişiler, ayni isimler , her gün dakikalarca ekranda. Konuşuyor, konuşuyor, konuşuyor.
İnternetteki yazılara, yorumlara, küfürlere ne demeli?
Spor saatlerinde de aynisi yaşanıyor.
Kendilerini, bir numaralı futbol otoritesi yerine koyan bazı yorumcular, hakemleri yerden yere vurmayı tercih ediyor.
Bir hakemin, yardımcılarının, bir anda görüp, hemen karar vermesi gereken pozisyonları, onlar TV olanakları ile 3-5 kez tekrardan görüyor ve yorum yapıyor, hakemlere hata buluyor, teknik direktörleri ve futbolcuları da eleştiriyor.
Konuş babam konuş.
İnsafsızlık büyük boyutlarda.
Bir kritik pozisyonu, maç yönetenler, kaç kez tekrardan oynatıp görebilir ki. Anında görüp düdüğü öttürmek, bayrağı kaldırmak o kadar kolay mı? Kolaysa, o, yorumcular kralı, futbol otoriteleri buyursunlar, sahalara insinler ve maçları yönetsinler.
Nerde kaldı ki, çokları hiçbir kursa katılmamış, hakemlik, futbol, yöneticilik dersi almamış.
Konuşan konuşuyor, yazan yazıyor.
Yarım asırdan fazla gazetecilik yaptım, sayısız kursa ve derse katıldım. Burslu-burssuz eğitim aldım. 28 yıl futbol hakemliği, sonra hakem hocalığı, Merkez Hakem Kurulu başkanlığı yaptım. Ve yine de bazı kritik pozisyonları ekranlarda dahi tam olarak görüp ayırt edemiyorum.
Şaşarım, o herkesi, her pozisyonu değerlendirme yetkisini kendilerinde bulanlara. Şaşarım, her şeyi bilen ulemalar gibi davranışlarına.
Şaşarım, her spor dalında yorum yapabilenlere.
Şaşarım hakemlerimizi acımasızca eleştirenlere.
Futbolumuzun gelişmesi, güzelleşmesi, teşvik, cesaret ve doğru yol göstermekle, çalışmakla, çok çalışmakla gerçekleşebilir.
Yerli yersiz eleştiriler, cesaret kırıcı ve gelişmeyi, ilerlemeyi engelleyici olur.
Lütfen,
Gazete spor sayfalarında, TV ekranlarında, her konuda yorum-eleştiri-yapılacaksa, doğru dürüst yapılsın. Her kafadan bir ses, her ağızdan bir sürü lafla peynir gemisi yürümez. Yürürse de, çok gitmez, kayalara çarpar.
Lütfen, konuşurken, eleştirirken, konuya vakıf olalım ve ona göre mantıki, akılcıl ifadeler kullanalım.
Teşekkürler, herkese iyi yayınlar.