Benim adım “Kovid- 19”, Korona aşireti’nin dünya ‘da bilinmeyen bir üyesiyim. Beni yenmek için biraz uğraşacaksınız. Çünkü sizler, başınıza bir bela geldikten sonra düşünmeye ve çareler aramaya başlıyorsunuz. Geçmiş yıllardan, yaşadıklarınızdan ders almıyor, bulunduğunuz durumun büyüsüne aldanarak hep öyle yaşayacağınıza inanıyorsunuz. Sizden başka kimseyi düşünmüyor ve bencillik yapmayı tercih ediyorsunuz. İnsan değilmiş gibi davranıp. İnsanlığı katlediyor, işkenceler yapıyor, çocukları bombalıyor, savaşın acımasız kucağına itiyor ve katliamlar yapıyorsunuz, insanları açlığa mahkum ediyor, çocuk, büyük cesetlerini denizlerden topluyorsunuz. Zenginleriniz, fakir ve yoksulları eziyor, ülkeleriniz, diğer ülkelere ambargolar koyarak istediklerini yaptırmak adına ekonomik soykırımlar yapıyorsunuz. Yaşadığınız doğaya acımasızca davranıyor, betonlaştırıyorsunuz. Böylece, rant uğruna insanlığın sonunu hazırladığınız gibi doğada yaşayan tüm canlılara zarar veriyorsunuz. Demem o ki Yaradan’ın sizlere verdiği melek ve şeytani duygulardan şeytanisini hatta ondan daha ilerisini seçerek yaşadığınız dünyayı mahvettiniz. İşte bu yüzden Yaradan, beni sizlere gönderdi ve şu mesajı vermemi istedi.”HİZAYA GEL!!”
Evet kısa sürede , dünya’da ayırım yapmadan herkese dokundum. Büyük devlet, küçük devlet, zengin, fakir, dil,din, ırk,çocuk, büyük,siyasi görüş, unvan demeden öyle bir dokundum ki hepiniz hizaya geldiniz.
Kendini dünyanın en büyüğü gören, sanki dünya’yı ben yarattım diyen, ekonomik gücün kendisinde olduğunu söyleyen, petrol,enerji,silah satmak uğruna, kendi çıkarları için insanlığa katliamlar uygulayan, kendisinin istemediği şekilde davranan ülkelere ambargolar uygulayan dev ülkeye ne oldu? Benim karşımda çaresiz kaldı. Kendisinin tarihsel müttefiki olan Türkiye Cumhuriyeti’ne,ambargolar koydu, tehditler savurdu, hakaretler etti, onu bölmek için her şeyi yaptı. Benim yarattığım çaresizlik karşısında ona yardım eden de o tarihsel müttefiki oldu.Şimdi de çaresizliğini, Benim, UFO’lar ile geldiğimi, ÇİN tarafından gönderildiğimi söyleyerek geçiştirmek istiyor.
Dünya’nın Birleşmiş Milletler diye bir örgütü var. Bu örgütün, dünyanın hiçbir sorununu halledemeyen , sadece konuşan,söylemleri ile eylemleri tutmayan bir kurum olduğunu, ben gösterdim. Amerika’da bulunan merkezini, benim yüzümden kapattı. Ben geldikten sonra herhangi bir çözüm eylemini gördünüz mü? İşte Atalarınız onun için “Bir musibet, bin nasihatten iyidir” demişler.
Avrupa ülkelerinin ekonomik güç birliği olan, kendini dev aynasında gören Avrupa Birliği(AB) ülkeleriniz var. Onlar ne yaptı birlik ülkelerine? Hiçbir şey.Benim karşımda eriyip gittiler.Bu ülkeler kimden yardım aldılar? İtalya ve İspanya’ya yardımı, birlikleri içine almadıkları,her fırsatta tehdit ettikleri, burada Müslüman ülkelere yer yok dedikleri Türkiye Cumhuriyeti yaptı.Atalarınız onun için” Böbürlenme Padişahım, senden büyük Allah var” demişler.
Ayrıca sizlere, önünüzde ki yaşamınız için uymanız gereken bazı gerçekleri de göstermiş oldum. Bu gerçekleri bir kez daha hatırlatayım.
Öncelikle, özgür olmanın önemini ve ne büyük anlam taşıdığını anladınız. Doğadan aldıklarınızı ,doğa’ya tekrar geri vermeniz gerektiğini, din,dil, ırk, mezhep, büyük,küçük devlet, büyük, çocuk,zengin,fakir,demeden herkesin eşit olabileceğini anladınız. Tarımın,gıda güvenliğinin, üretimin ve sağlığa yatırımın, hurafeler yerine bilime,teknolojiye önem verilmesi gerektiğini anladınız.Benim etkimi azaltacaksınız.sonrası ne olacak, ben de diğer virüsler ve aşiretimin bilinen üyeleriyle beraber yaşamınızda olacağım. Benden sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söylemeye başladınız.Ülkeler arasında yeni ittifaklar, ekonomik işbirlikleri, ülkelerin iç ve diş politikaları,insanlık için sosyal projeler üzerine şimdiden konuşmaya başladınız.Böyle de olmasını umut ediyorum. Çünkü, sizler daha önce de cenaze törenlerin de olduğu gibi her şeyin başı sağlık,bu hırs, düşmanlık nedendir diyerek bir gün sonra eski yaşantınıza döndünüz de ondan kesin bir şey söyleyemiyorum. İnşallah beni bir an önce bilinen aşiret üyelerimin yanına gönderirsiniz.
Bu bölümde sağlık için Hipokrat yemininin ne kadar önemli olduğunu, kazancın önüne geçtiğini hatırlatmak istiyorum.Bütün sağlık ordusuna minnet ve saygı duyduğumu, alkıştan başka çok şeyleri hak ettiklerini ifade ederek önlerinde saygıyla eğiliyorum.
Rahmet ve özlemle andığım Tiyatro yazarı,aynı zamanda çocuk Doktoru olan eniştem Orhan Asena’nın Hipokrat yemini için yazdıklarını sizlere aktarıyorum.
Hâlâ eskisi gibi ölünür, yaşanılır
Hâlâ olacak olur, tıp şaşar, fen yanılır
Hâlâ bizden izinsiz geçer mevsimler
Hâlâ biz bir aynaya aksi düşmüş resimler
Ve işte mirasımız kalacak eski sır
Sizden de bize böyle devir oldu asır,asır
Miras kalacak eski sır adeta Hipokrat yeminidir
Mutlu, sağlıklı, bilgili ve uyanık olalım.