Avrupa Birliğinin adı konmamış lideri Almanyada, sözde komedyen Jan Boehmermann’ın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğana çok ağır hakaretler içeren şiiri geçtiğimiz Mayıs ayında Hamburg Eyalet Mahkemesi tarafından “kısmen” yasaklanmıştı.
Ancak bu sözde şiir “kamuya açık alanlar” dışında hala okunabilmekte.
Ne yazık ki, sözde dost ülkeler Türkiye Cumhuriyeti ile ilgili “sanat” adı altında en ağır hakaretleri sıralamakta, karikatürlerde iğrenç ve kabul edilemez benzetmelerde bulunmaktadır.
Son olarak, 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle Almanyada düzenlenen mitingde canlı yayın bağlantısı ile Türk halkına sesleneceği açıklanan Recep Tayyip Erdoğana “yasak” getiren Almanya Başbakanı Merkelin “utanmadan” Türkiyeye ayar vermeye çalışması, kimlerle dans ettiğimizi açık bir şekilde göstermektedir.
Karşımızda; Büyük Hun İmparatorluğunu, Türklerin Asya ile Avrupayı boydan boya geçip Macaristanda devlet kurduğunu hala unutmayan bir Avrupa var.
Günümüzün İngilizi, Fransızı, Almanı ve İtalyanı ile onların uydusu ne kadar devlet varsa, genetiklerine yerleşmiş ve onu esir almış bir korkunun pençesinde tir tir titremektedirler.
Sömürgecilik dendiğinde ilk akla gelen günümüz İngilizleri, zamanın zamanında Türk milletine nezaket öğretme küstahlığını teklif eden Fransızları, Türkleri “tembel” diye aşağılamaya kalkıp da yıllarca o “tembel” dedikleri Türklerin işçi olarak çalışmasıyla refaha kavuşan Alman sanayicileridir.
Sizlere sesleniyorum:
Siz sanıyor musunuz ki Türk milletinin olaylara ve gelişmelere iyiniyetli bakışı sonsuzdur?
Siz sanıyor musunuz ki bu işler böyle gelmiş, böyle gider?
Hepinizde bir Recep Tayyip Erdoğan ve onun liderliğindeki Türkiye Cumhuriyeti korkusu var!
“Acaba?” diyerek kendinize sorular sorup, paniğe kapılıyorsunuz.
Yazık ki, yine yanılıyorsunuz.
Türkiye Cumhuriyetinin size değil, sizin Türkiye Cumhuriyetine ihtiyacınız var.
Ancak sizin ihtiyaç duyduğunuz Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan Türkiyesi değil, sanayisi olmayan, gelişmemiş, eğitimsiz bir Türkiye..
“Daha fazla demokrasiye ihtiyacınız var” diye telkinde bulunurken, aslında totaliter bir rejim murad ediyorsunuz, Türkiyenin büyüyüp gelişmesi uykularınızı kaçırıyor.
Dünyayı esir almaya çalışan ve bunu önemli ölçüde başaran Anglo-Sakson soyunun sözde medeni milletleri!
Önceden planlayıp peydahladığınız sermaye hareketlerini casusluk ve küçük darbelerle sahneye koyarak, Türk Milletini umutsuzluğa sürükleyeceğinizi mi sanıyorsunuz?
Öyle bir Türkiye yok, o eskidendi!
Lobileriniz her akşam Türkiyenin zayıflayıp yok olması umuduyla yudumluyor şampanyalarını.
Ve bu gerçekleşmedikçe karın ağrılarınız tutuyor, kendinize yeni maşalar arıyorsunuz.
Şu gerçeği bilmeniz gerekiyor:
Recep Tayyip Erdoğan ve onu anasının ak sütü gibi helal oylarla Türkiyenin başına getiren Türk halkı, üç-beş sahte Mehdi ile, bir kaç şaklaban sözde bilimadamının öngörüsüyle, bir avuç çapulcunun kalkışmasıyla ümitlerini yok edecek bir halk değildir.
Türkiye Cumhuriyeti, Almanyanın demokrasi dışı davranışlarını gördükçe, size demokrasi dersi vermeye devam edecektir.
Türkiyede röportaj yapıp, kamuoyuna farklı ifadeler kullanan Batının sözde gazetecilerine de bir çift sözümüz var:
“Sizler Türkiyede yiyip-içip dost görünür, içinizdeki düşmanlığı ülkenize gidince kusarsınız”
İşte siz busunuz!
Zorunuza mı gitti?