Fileleftheros’a göre, Rum yönetimi, ExxonMobil’in, tek yanlı ilan ettiği MEB’deki varlığını bölgedeki enerji rezervi ve “Türk tepki ve taleplerini caydırıcı olması“ açısından önemli buluyor.
Rum Sözcü Konstantinos Letimbiotis yaptığı yazılı açıklamada, Hristodulidis-Adrill görüşmesinde sözde MEB’de, enerjiyle ilgili gelişmelerin ve ExxonMobil’in bölgedeki stratejik varlığının ele alındığını kaydetti.
ExxonMobil’in ve Quatar Energy ile oluşturduğu konsorsiyumun sözde “MEB”in 5’inci ve 10’uncu parsellerinde lisans sahibi olduğunu hatırlatan Letimbiotis, 10’uncu parselde ‘Glafkos’ yatağında doğal gaz varlığını doğrulayan iki başarılı sondaj yaptığını kaydetti. 5’inci parseldeki ‘İlektra’ hedefindeki sondajın devam ettiğini kaydeden Letimbiotis, “Bu keşiflerin Güney Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’deki muteber enerji ortağı olma rolünü güçlendirdiğini, enerji güvenliği ve AB’nin enerji kaynaklarını değiştirme ortak hedefine katkı sağladığını” savundu.
Letimbiotis Hristodulidis-Adrill görüşmesinde, ExxonMobil’in sondaj programı ve Rum yönetiminin enerji hedefleri uyarınca, doğal gaz yataklarının geliştirilmesi ve ticarileştirilmesine yönelik bundan sonra atılacak adımların da ele alındığını kaydetti. Letimbiotis, bu çerçevede bütün yatakların ticari açıdan geliştirilmesinin hızlandırılması için komşu yatakları yöneten şirketlerle ortaklığa gidilmesi olasılığının da görüşüldüğünü ekledi.
Letimbiotis, ExxonMobil ile bugüne kadarki iş birliğinden memnun olan ve şirketin sözde MEB’deki varlığını önemli bulan Hristodulidis’in Rum yönetiminin enerji programını “Ulusal çıkarlara ve bölgesel iş birliği ve istikrara hizmet edecek" şekilde devam ettirme iradesini ortaya koyduğunu belirtti.
Hristodulidis’e eşlik eden Rum Enerji Bakanı Yorgos Papanastasiu “3’üncü Capital Link Kıbrıs İş Forumu”nda, Güney Kıbrıs’ın “Afrika’ya yakın, Orta Doğu’nun yanında konumu ve AB üyesi sıfatıyla bir ticaret ve enerji kavşağı olduğunu” söyledi.
Sözde MEB’deki duruma da değinen Papanastasiu, 12’nci parseldeki “Afrodit”, 10’uncu parseldeki “Glafkos”, 6’ncı parseldeki “Dias” ve 5’inci parseldeki “İlektra” yataklarında doğal gaz keşfedildiğini ancak bu rezervlerin değerlendirilmesini engelleyen bir altyapı eksikliği olduğuna işaret etti.
Papanastasiu, doğal gazın ticari açıdan değerlendirilmesi amacıyla çok uluslu şirketlerle, Mısır’ın “Zohr” yatağındaki altyapılar aracılığıyla sıvılaştırılarak LNG formunda ihraç edilmesi için Mısır’a taşınması konusunda stratejik anlaşmalar yapıldığını da ekledi.
