Meditasyon... biraz mistik ve bir o kadar da reel...
Evrensel bir değerdir meditasyon. Her dinde her kültürde karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle de bir çok meditasyon tekniği mevcuttur ancak, oldukça da kişisel bir uygulamadır.
İnsan zihni bir çok yargı ile doludur. Önemli olan kişinin farkındalığını artırmasıdır. Bu şekilde zihnin yüzeyinin altındakine ulaşarak zihin temizliği yapılacaktır. Yine bu şekilde zihnimizi dinginleştirirek tekrar seçimlerde bulunarak yaşamımızı iyieştirebileceğiz. Meditasyon aslında insan ruhunun gıdasıdır. Sorunlar çıktığında uygun tepkiler verebilecek sonuçlara ulaşmamızı sağlayacak doğal bir ilaçtır.
Meditasyon ile beden ve zihin arasında bir bağlantı kurulmaktadır. Bunun için de odaklanmak gerekir. Herhangi bir düşünceye değil, kişinin belli bir düşünce olmadan kendi varlığını hissedip varlığının farkına varıp kendisine odaklanması söz konusudur. Geçmiş ve gelecekte değil, o ‘anda ve kendinizdesinizdir. Bu sayede dikkat harekete geçip farkındalık artacaktır. Kişi kendi kaygılarının gözlemcisi olacak ve ‘anın farkındalığıyla yeni bakış açıları kazanacaktır. Zihin eğitilecek ve dinginlik kazanılacaktır.
Meditasyonun doğru bir biçimde yapılabilmesi doğru oturuşa, doğru nefes alıp vermeye ve farkındalığa bağlıdır. Meditasyon dinlenme zamanı değildir. Bu nedenle oturuş pozisyonu uykuya ve uyuşukluğa sebebiyet vermemelidir. Omurganın dik duracağı bir pozisyon almak önemlidir. Bunun yanında doğru bir şekilde nefes alıp vermek de önemlidir. Sessiz, yavaş, yumuşak, karından alınan nefes zihni sakinleştirmektedir.
Günümüzde kendimizi iyi hissetmeyeceğimiz, gergin olabileceğimiz çok şey var. Bazan iyi hissetmek için alış verişe çıkarız. Anlık olarak tatmin olmuşuzdur. Bazan canımızı sıkan kişi, olay vb. etkisinden kurtulmak için bir dostumuzla randevulaşır ve onun bizi rahatlatnmasına ihtiyaç duyarız. Anlık rahatlarız da. Aslında meditasyon parasız ve aracısız bir uygulama. Doğru yapıldığında içsel ve dışsal bütünlük sağlıyor. Sağlık için, uyum için garantisi var ve kendinizle randevulaşmanız da cabası. Beden ve zihin dengesini kurarak zihninizi eğitebilir, olaylara, olgulara yeni bakış açısı kazanabilir, ruhsal ve bedensel sağlığınızı koruyabilir, rahatlık ve bütünlüğünüze ulaşabilirsiniz. Zihni eğitmek kolay değildir. Bu nedenle disiplinli ve kararlı olmak önemlidir. Modern yaşamımız bizi farklı etkinliklere, eylemlere sürüklese de yüzümüzü yıkamak, pijamamızı giymek gibi meditasyon yapmayı günlük bir rutine sokabilir ve alışkanlık haline getirip yaşamımızda ona yer açabiliriz.
Maslowa göre “kendilerini değerlendirebilen kişiler, psikolojik açıdan yer aldıkları toplumun en sağlıklı kişileridir.” Yapılan araştırmalar ise şunu göstermiştir: Meditasyon yapmadan önce ve yaptıktan sonra uygulanan testlerde ‘kendini değerlendirme yönünde meditasyon yapanlarda ilerleme vardır.
Her gün bir veya iki kez yirmişer dakikalık meditasyon yapmamız tavsiye edilmektedir. Mümkünse de sabah kahvaltıdan önce ve akşam yemekten önce. Sabah-akşam yirmişer dakikalık bir süreyi meditasyona ayırmayı başarabilirsek içsel sükunetimizi, zihinsel açıklık ve yaratıcılığımızı, fiziksel ve psikolojik sağlığımızı koruyup daha da artırabileceğiz.
Kendimizin ve toplumumuzun daha sağlıklı olmamız dileğiyle,
Sevgiyle kalın...