İngilizler hep aynı

Abone Ol

 

Birkaç gün önce “Halkın Sesi” gazetesinde yayınlanan bir haberde, İngiltere’nin yeni Yüksek Komiseri Stephen Lille, Rum lider Anastasiadis’e güven mektubunu sunduktan sonra şöyle demiş: “Hükümetimiz, Kıbrıs Sorununda, adil, demokratik ve kalıcı bir çözümü desteklemeye devam edecektir.” İngilizler 40 yıl önce de aynı şeyleri söylemişlerdi. Zaten İngilizlerin bu tür açıklamalarının hiçbir anlamı yok. Ancak, Rum Kıbrıs Cumhuriyeti’nin  yeni Yüksek Komiseri’nin konuşmasının sonunda söyledikleri, “Kıbrıs Sorunu” konusunda bir garantör devlet olarak İngiltere’nin ne kadar geride kaldıklarını açıkça gösteren bir açıklama. Bakın İngiliz Yüksek Komiseri ne demiş:  “Birleşik bir Kıbrıs daha büyük şeyler başarabilecek.” İşte bu sözler, çiçeği burnunda yeni İngiliz Elçisinin son 35 yılda Kıbrıs adasındaki gelişmeleri ve  kalıcı değişiklikleri anlayamamış olduğunu göstermektedir. İngiliz Dışişleri bozuk plak gibi aynı görüşleri aktarmaya devam etmektedir. Bu görüş ve İngiliz politikası Rumlara daima olduğu gibi destek vermektedir. İngilizler, “Birleşik Kıbrıs” politikasını, tam da Rumların istediği gibi dile getirmektedir. Bu tür görüşler, gerçekleri görmeyen, adada iki ayrı devletin var olduğunu kabullenemeyen  görüşlerden ibarettir. 35 yıllık bağımsız, egemen KKTC Devleti gerçeğini gördükleri halde bu tür açıklamalar yapmaları abes.

Şimdi, yıllar önce bir İngiliz Başbakan ile yapmış olduğum görüşmeyi anımsadım. Ben, bu Başbakana “Kıbrıs adasında nasıl bir çözüm bekliyorsunuz?” diye sormuştum. Bu Başbakan da aynı politikayı, yani ne suya dokun ne de sabuna politikasını tekrarlamıştı. Ancak bu Başbakan en azından “İki halk Kıbrıs’ta nasıl bir çözüm istediklerine karar verecekler.” demişti ve “birleşik Kıbrıs”tan hiç söz etmemişti. Şimdilerde ise İngiliz politikası, Rumların hayal ettiği “birleşik Kıbrıs”tan söz edebilmekte. İşte bu durumda KKTC  Dışişleri’nin böyle bir açıklamaya  anında cevap vermesi gerekirdi. Henüz bizim Hükümetten tıs yok.  İngilizlere, KKTC Devleti’nin 35 yıl önce kurulduğunu, bağımsızlığını ilan ettiğini hatırlatmak gerekir. Bu devletin egemenlik haklarını kullanarak tanınma istemeye de Uluslararası Hukuk çerçevesi içinde hakkı olduğunu söylemek lazım. Gerçekleri görmek istemeyenlere, gerçekleri bir kez daha anlatmak, KKTC Devleti ve Hükümeti’nin görevi olmalı.

Dışişleri ve dış ilişkileri dile getirdiğimizde neyi kastediyoruz ki? Bizden hiçbir yeni tanınma politikası uygulaması gelmezse, İngilizler ve diğer devletler, hep Kıbrıs Türklerinin Rumlarla bir federasyon çözümünde anlaşabileceğini düşünmekten vazgeçmeyeceklerdir. İşte işin püf noktası bu. Yabancılara, İngilizler de dahil, KKTC Devleti’nin tam 35 yıldır kendi sınırları içerisinde var olduğunu anlatmazsak, bu devletler hep Rumlara destek vermeye devam edeceklerdir. Bu gerçeği, sürekli, bıkmadan usanmadan vurgulamak gerekir. Şu anda devlet ve hükümet olarak bunu yaptığımız maalesef söylenemez. KKTC Dişişlerinde hareketsizlik sona ermeli. Daha önemlisi, hareketsizliği sona erdirirken, KKTC bağımsız, egemen Devleti gerçeğine vurgu yapılmalı. Bu konuyu anlamak istemeyenlere anlatmak durumundayız. Böyle bir politika uygulaması için kararlılık çok önemli. Siz, bağımsız, egemen devlet gerçeğinizi anlatmazsanız, onlar  iki tarafın federasyon çerçevesi içinde birleşmesini önermeye devam edeceklerdir. O zaman biz, sıfır sıfır elde hiç durumuna düşeriz. Bunu da eminim kimse istemez. İngilizlere gerçekleri görmeleri için yardımcı olmamız gerekir.