İngiltere rolü
Garantör Devlet olarak İngiltere’nin, her ne kadar “Kıbrıs Sorunu” politikası “ne suya ne de sabuna dokunma” üzerine kurulmuş olsa da, bu ülkenin 5 + 1 Konferansında en azından KKTC’ye yıllardır uygulanan ambargoların kaldırılmasına yönelik bir çıkış yolu bulma konusunu gündeme getirmesi beklenebilir. Tabii Rumların karşılığında ne alacakları belirlendikten sonra... Ambargoların kaldırılmasının KKTC’nin ve Türkiye’nin çözüm politikalarının ana hatları arasında yer alan bir istemi olduğunu da belirtmek gerekir. Bu durumda, Rumlar ve Yunanistan KKTC’ye uygulanan ambargoların kaldırılmasına karşılık ne isteyecektir?... Örneğin, karşımızdaki ikili “İzolasyonların kaldırılmasına karşılık bize toprak verilmeli” gibi karşı bir talepte bulunabilir. Diplomaside işte bu noktada al-ver başlar. İngiltere’nin, sadece KKTC’ye uygulanan ambargonun kaldırılması ve buna karşılık Rumların ne alabileceği konusunu derinleştirerek iki tarafı da memnun edecek bir yol bulma çabası olasıdır.
İngiltere, “Kıbrıs Sorunu”na çözüm arayışları çerçevesinde böyle bir rol üstlenebilir mi? Kuşkusuz ilk olarak İngiltere’nin Kıbrıs adasındaki bağları ve çıkarlarına bakmak lazım. Adadaki İngiliz üsleri İngiltere için önemli. İngiltere’deki Kıbrıslı Türk nüfusu takriben 300,000, Kıbrıslı Rum nüfusu, yine takriben 335,000. Bunlar Google Hazretlerinin verdiği rakamlar. Statik iki konu. Bu iki konunun İngiltere’nin “Kıbrıs Politikası”na etki yapması pek olası değil. Multilateralismi (üç veya daha fazla devletlerin ilişkilerini düzenlemek) ön planda tutan İngiltere’nin 5 + 1’deki rolü soru işareti olarak kalacak nitelikte. İyimserlik iyidir ama gerçekci olmak gerekir...