KANDAN BESLENENLER

Abone Ol
“Mademki Rum vatandaşlarımız şimdiye kadar gerek erkek ve gerekse kız orta derecede okullarını kendi komisyonlarının tayin ettiği Rum müdürlerle idare ettiler biz de bugün aynı hakkın verilmesini istiyor ve rica ediyoruz. Biz de Türk idarecilerini irfan ocaklarımızın başında görmeyi candan özlüyoruz. Bunu istemekle de ümit ederiz ki aleyhtarlık ve garazkârlıkla hareket ettiğimize hükmedilmeyecektir” 1944 
Dr. Fazıl KÜÇÜK  
İsrail’in önceleri Hamas diyerek başlattığı saldırılarının ilerleyen günlerde Filistin halkının kırımına dönüştüğü günlerdeyiz. Yapılan bütün uyarılara karşın İsrail söylenenlere kulaklarını tıkamış gibi duymuyor. Sonucunda her geçen gün ölenlerin sayısı açık arttırmaya konmuş sayılar gibi yükseltiliyor. Açıklanan sayılar enkaz altında olanların sayılmıyor olmasının sayının yüksekliğinin de tahmin edilmesine bile olanak vermiyor. BMGK’nın bile yaşananları adeta hafife alıyor olması ve Amerikan yönetiminin tavrı nedeniyle akan kan durmuyor. Ölenlerin sayısının yükselmesi karşısında olayların filim izliyor gibi izleniyor olmasını engellemediği için insanlık ayıbı oluyor.  
Yaşanmış olan olumsuz yaklaşımlara karşın Lahey’de bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi İngiliz emperyalizmine karşı direnen Nelson Mandela’nın ülkesi Güney Afrika Cumhuriyeti’nin İsrail’in Filistin’de halka karşı soykırım yaptığına ilişkin olarak tutuklama kararını veriyordu. Tutuklanma listesinin başında İsrail Başbakanı NEDEN YAHU olmak üzere olayların yaratıcısı olan sorumlular için tutuklama kararını açıkladı. Tutuklanması istenenlerin isimleri ve görevlerini paylaşmak gerekiyor. 
Çağrılanların başında İsrail Başbakanı Neten Yahu, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Hamas’ın lideri Yahya Sin War, Hamas’ın Başkomutanı Muhammed Drab İbrahim Al-Masri ile Hamas’ın Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye. Bir süre önce de adı geçen kişinin çocukları ve torunları İsrail’in hedefi olarak katledilmişlerdi. Mahkemenin Savcısı Karin Khan’ın tutuklama gerekçesi olarak Savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlar emri istediği duyuruluyor 
Tutuklama istemi gerekçesi ile İsrailli yöneticiler, Savaş suçu olarak bir savaş yöntemi sivillerin aç bırakılması, kasten büyük acıya insan hayatına veya sağlığa ciddi zarar verilmesi veya savaş suçu olarak zalimce sivil halka karşı suç olarak imha ve cinayet insanlığa karşı suç olarak zulüm ve diğer insanlık dışı eylemler sıralanıyor. 
Hamas’ın yöneticileri için istenen suçlar ise şöyle sıralanıyor. İmha, cinayet, rehin alma, tecavüz ve diğer cinsel şiddet eylemleri. Savaş suçu olarak esir alma, suç teşkil eden diğer insanlık dışı eylemler olarak ve zalimce muamele diyerek kaydediliyor.  
Taraflara karşı yapılan suçlamaların listesi böyle sıralanıyor. İşlenen suçların bir dönem sıklıkla televizyon ekranlarında yok aslında birbirimizden farkımız ama biz bilmem ne bankasıyız tanıtımına bire bir uygun düşüyor. Tarafların karşılıklı olarak yaptıkları her iki tarafın da kandan besleniyor olması gerçeğini gizlemiyor. Yargının neye karar vereceğini kimse ön göremez buna karşın taraflara karşı objektif karar vermesini bekleme hakkımızı saklı tutuyoruz.  
Yaşananların yargıya taşınmış olması aydınlığın şafakla başladığı gerçeğini de doğrulamış oluyor. Bu nedenle verilecek kararın tarihte söylendiği gibi Osmanlı tokadı gibi etkili olmasını diliyoruz. Geldiğimiz bu noktada 5 adet böyyük ülkenin her konuda olduğu gibi taraflardan birini koruyup kollamaktan vazgeçmeleri dünya barışı ve insanlık için yaşamsal önemde olduğu gerçeğinin görülmesini bir kez daha yinelemek gerekiyor. Kıbrıs konusu ile birlikte diğer bütün anlaşmazlıklar başta olmak üzere Uluslararası toplumun da yaşananlara seyirci kalmadan adil kararları vermesi gerekiyor mu ne… 
SEVGİ ile kalınız…