Kantarın ölçüsü!
Mesela aşırı heyecanlara kapılan kimileri kırmızı halı sermişler, lokma ikramında bulunmuşlar, “hoş geldiniz” pankartı açmışlar, hatta Cumhurbaşkanımız barikata kadar teşrifte bulunmuşlar!
Cumhurbaşkanının geçişlerin başlamasını yerinde izleme davranışını, hatta lokma ikramını anlarım da o kırmızı halı işi var ya, o kırmızı halı işi!
Kantarın ölçüsünün kaçtığını göstermiyor mu?
Doğrudur, pandemiden dolayı ekonomik zorluklar içine düşüldü, iflaslar yaşandı, kepenkler aylarca açılamadı, zor günler geçirdik hatta geçirmeye devam ediyoruz.
Yurt dışından ve de güneyden gelen turistin ülke ekonomisine yaptığı katkıyı, Üniversitelere dış ülkelerden akın eden binlerce öğrencinin yarattığı ekonomik canlılığı özler olduk !
Ne var ki kırmızı halının o barikatta kullanılmış olması, göstermiş olduğumuz zafiyetten dolayı kızarması gereken yüzümüzün yerlerde pas-pas yapılmış olması demektir!
Kapıların açılmasına bizim gösterdiğimiz ortam boyutunda güneyde bir hareketlenme, bir tepki yaşandı mı?
Yaşanmadı!
Halbuki güneyden kuzeye kayan ekonominin boyutu ile kuzeyden güneye kayan para miktarını hesapladığımızda güneyin Türklerin altına rengarenk uçan halı sermeleri lazım!
Yıllardır bin bir zorlukla yapılan maaş ödemeleri bu bir yıl boyunca kendi ülkemizde harcandı!
Doğrudur, bu süre içinde güneyden kuzeye herhangi bir ekonomik hareketlenme olmadı ama güneyden gelen boyutundaki miktarlar da kuzeyden güneye kaçmadı!
Bu nedenlerdendir ki o yerlere serilen kırmızı halıya bakarak yüzümüzün kızarması lazım!
Kapılar açıkken en küçük gereksinimlerini güneyden temin eden insanlarımız var! Dövizin yükselişi karşısında cazip olmaktan çıkmış olan fiyatsal farklara aldırmadan alışveriş yapıyorlar.
Bu nedenlerden dolayı giren le çıkan, eşitlenmiş oluyor!
Kimilerimiz yabancı ürün hayranlığından, kimilerimiz ürünlerdeki kalite farklılıklarından, bazılarımız et ve et ürünlerindeki fiyat farklarından dolayı hatırı sayılır miktarlar güneye kaçıyor.
Ne var ki bize kırmızı halı seren yok, lokma ikramında bulunan, “hoş geldiniz” pankartı açan da yok!
Öyleyse bu dengesiz davranışlar niye?
Coşmanın, kantarın ölçüsünü ileride “koz” olacak şekilde zafiyet içinde kaçırmış olmanın alemi ne?
Kendi kendimizi “Rum’a muhtaç” durumlara sokmanın amacı ne?