Kapısına derhal kilit vurulmalıydı…

Abone Ol

Ülkenin turizm kentinde, bol yıldızlı bir büyük otelin “Dans ve Gece Kulübü”nde “korumalar” bir “turist”i evire çevire dövüyor, hastanelik ediyor…
Aferin, aferin…
Cratos Premium Otel’e, Cage Club’a; ülkemizi “dayak”la tanıttıkları için binbir kere maşallah…
Hürriyet’te, Posta’da ve daha bilmem kaç gazetede, kaç internet sitesinde “Kıbrıs” adını manşetlere taşıdıkları için “şükran”lar hepsine…
Bu “dayak” olayında ağzını burnunu dağıttıkları, şiddet uyguladıkları, üstüne 10 kişi olarak çullandıkları, eşi ile balayı için adamıza gelen “turist”, Türkiye’de oldukça popüler… Sosyal medyada “Beslenme” üzerine videoları oynuyor… Ülkemizden “haşat” halde gönderdiğimiz İstanbul’da; yemedi, içmedi, bizi İstanbul medyasına gammazladı…
Peki biz ne yaptık? Ya da ne yapmalıyız?
Hastanemiz, polisimiz, mahkememiz; bu “olay”da üzerlerine düşeni yaptılar…
Ya gerisi?
Turizm Bakanlığı bu olayı uzaktan mı seyredecek?
İçişleri Bakanlığı…
Girne Belediyesi ya da Çatalköy Belediyesi…
Bu kurumlara düşen sorumluluklar yok mu?
Dağbaşı mı burası?
Bu “Dans Kulübü”nün “Koruma”ları ya da “Bodyguard”ları; “müşteri” dövecek cüreti nereden bulabiliyorlar?
Üstelik daha önce de bu kulüpte “tartaklama” olayı yaşanmış…
Yine bu kulübe geçen yıl Aralık ayında giden Lou Burton adında bir turist kız “Bu kulübe sıfır yıldız veriyorum. Irkçı bir kulüp bu… Kapıda insanları seçerek içeri almalarından söz etmiyorum. Benim erkek arkadaşımı güç kullanarak buradan attılar. Sadece derisinin renginden dolayı… Üstelik içkileri de ödemişti…” şeklinde kendi web sayfalarına yazmıştı…
Gelelim 14 Haziran akşamı sabaha doğru yaşanan olaya… 
Müşteri elbette; sarhoş olabilir… Agresif olabilir, görevlilere hakaret etmiş de olabilir…
Olayı tahrik etmiş bir saldırgan da olabilir…
Böyle durumlarda, böylesine lüks bir eğlence yerinde görev alan “koruma”lara “dayak” dışında, güç kullanma dışında, bu tür sorunlarla başedebilmelerinin teknik “yöntemleri” öğretilmedi mi?
Öğretilmedi ise; bu “koruma”lar orada sertifikalı, eğitimli değilse, bu müessese “suç” işliyor demektir…
Daha geçen yıl bunun “yasa”sını yaptık ve bir yığın kurallar koyduk…
Hepsi boşuna mıydı?
Uzun lafın kısası; bu dans kulübünün yönetimi bu olayda sorumludur…
Ayrıca, bu dans kulübünün işletmecisi orada “kiracı” olsa da, Cratos Otel’in de sorumluluğu söz konusudur.
Olayın yaşandığı andan itibaren, Turizm Bakanlığı ve ilgili Belediye anında bu işletmenin kapısına kilit vurmalıydılar…
Çalışma iznini, işyeri iznini sorgulayıp “cezai yetki”lerini sonuna kadar kullanmalıydılar…
“Kararlı yönetim” sergilemeliydiler…
Yapmadılar…
Bırakınız “resmi” makamları, medyamız da bu konuda çok “çekingen” davrandı… Otelin de, kulübün de adını gizleyenler oldu…
En küçük polisiye olaylarda ballandıra ballandıra yer ve kişi isimlerini apaçık yazan “medya”mızın bir bölümü, bu kez olayın yer aldığı mekânları “koruma” yoluna gitti…
Oysa bu bir “şiddet olayı”dır ve ülkenin en lüks otellerinden birinin sahası içinde yer almıştır…
Mesele Yönetim’in “zafiyeti” meselesidir… Ülke turizminin “itibarı” meselesidir… Ülkeyi “İyi Yönetme” meselesidir… 
Yabancı yatırımcıların diledikleri gibi “at oynatmaması” meselesidir… Burada iş yapacak olanların kuralları kendilerinin değil, “devlet”in koyması gerektiği meselesidir…
Ülkenin yasalarına saygılı olma meselesidir…
Bir “zenci” bu kulübe alınmıyor ve “ırkçılık” yapılıyorsa, bir turist bunu protesto ediyorsa bu 
“devlet”in kurumları bunu uzaktan seyredemez…
Bu nedenle; turizmde yaşanan bu “koruma dehşeti” en üst düzeyde ciddi bir “sorgulama”ya tabi tutulmalıdır…
Hükümet, bu konuya ilgi göstermek zorundadır…
Dans kulüpleri ve eğlence yerleri bu gibi mekânlara diledikleri kadar “zıbandırık” gibi adamlar yığarak ve korku salarak, şiddetle “turizm” mi yapacaklar?
Tabi olacakları kurallar olmayacak mı?
Bunların adı “koruma” mı? Bodyguard mı? Yoksa güvenlik görevlisi mi?
Geçen yılın Nisan ayında Meclis’ten geçen “Özel Güvenlik Hizmetleri Yasası”na göre “Özel Güvenlik Birimi” kurmak kurallara bağlı ve ciddi bir iş olarak ele alınıyor…
Bu oteller, gece kulüpleri; ordu gibi “güvenlik” elemanları bulundurduklarına göre, bu yasaya mı tabi olacaklar? Bu adamları bir denetleyen olmayacak mı?
Sözünü ettiğim yasada bu kişilerin eğitilmiş olması zorunluğu var… Güvenlik Birimi kurmak için izin koşulları var… Yapacakları işin tanımı, sınırları ve yetkileri var… Hatta birine zarar vermeleri olasılığına karşılık sigortalı olmaları zorunluğu var…
Ülkede ayrı bir “sektör” durumuna gelen bu “güvenlik görevlisi” meselesine el atmanın tam da zamanı…
İçişleri Bakanlığı bu konuyu geçen yıl geçirilen yasa çerçevesinde ele almalı ve derhal harekete geçmelidir…
“Basit bir olay” diyerek geçiştirilemez…