1974 Barış Harekatının İkinci Aşamasının 41nci yıldönümü nedeniyle üç gün boyunca Gazimağusa, Serdarlı ve Lefkede kutlama etkinlikleri düzenlenecek; Muratağa, Sandallar ve Atlılar ile Taşkent şehitlerimiz anılacaktır.
Bilindiği gibi 14 Ağustos 1974de Rumlar; Muratağa, Sandallar ve Atlılar köylerinde savunmasız 126 ve de Taşkent köyünde 83 vatandaşımızı vahşice kurşuna dizip katletmişler ve de buldozerlerle açtıkları çukurlara gömmüşlerdi…
3 aylık bebelerden 80lik yaşlılara kadar soydaşlarımıza karşı yapılan katliamı unutmamız mümkün mü?
1974 Barış Harekatının 41nci yıl dönümü nedeniyle şehitlerimizi bir kez daha saygıyla anıyoruz , gazilerimizi saygıyla selamlıyoruz. Anavatanımıza, Mehmetçiğimize , Mücahit halkımıza şükranlarımızı sunuyoruz….
Kıbrıs Türk halkı bugünlere hiç de kolay gelmedi. Geriye dönüp bir bakacak olursak ; 1959 Zürih ve Londra Anlaşmalarını Enosise sıçrama tahtası olarak gören Makarios 1960 Anayasası ile Kıbrıs Türklerine çok haklar verildi diyordu. Makarios, Kıbrıs Türk halkını azınlık durumuna düşürmek için 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasında yapmak istediği değişiklikleri gerçekleştiremeyince de 21 Aralık 1963de hayallerini gerçekleştirmek için Kanlı Noel saldırılarıyla Akritas Planını devreye koyduğunu görüyoruz….
Kıbrıs Türk halkını birkaç gün içinde dize getireceğine inanan Rum liderliği yanıldı.Lefkoşada hedefine ulaşamayan Rum-Yunan ikilisinin saldırıları kısa sürede tüm adaya yayıldı. 11 yıl boyunca Kıbrıs Türk halkına karşı silahlı saldırılarda ve katliamlarda bulundular.
24 Aralık 1963deLefkoşada Kumsal Bölgesinde ve Türkelide , 14 Ağustos 1974de Muratağa-Sandallar , Atlılar ve Taşkentte yapılan katliamları ve toplu mezarlara konulan soydaşlarımızı unutmak mümkün mü?
11 yıl boyunca ,Kıbrıs Türk Halkı TMT etrafında bütünleşerek anavatanına güvenerek verdiği mücadelenin sonunda 20 Temmuz 1974 Barış Harekatının mutluluğunu yaşadı. Kıbrıs Türk Halkı 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile özgürlüğüne ve anavatanına , bayrağına kavuştu.
1983de , self-determinasyon hakkını kullanarak, Rumun Kıbrıs Türk halkını temsil etmediğini dünyaya haykırarak , bağımsızlığını ve egemenliğini korumak için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini ilan etti.
Kıbrısta çözüm 1974 Barış Harekatıyla gerçekleşmiştir. Günümüzde ihtiyaç duyulan ve yapılması gereken Kıbrıstaki gerçekler ışığında Barış Anlaşması yapmaktır.
1968de başlayan toplumlar arası görüşmeler Barış Harekatı sonrası 1975den itibaren yeniden başladı . Ancak Rum liderliğinin Enosis hayalleri nedeniyle bugüne kadar yapılan görüşmeler sonuçsuz kalmıştır. Klerides, Kiprianu, Vasiliu , Papadopulos, Hristofyas ve günümüzde Anastasiadis hep bilinen Rum emelleri peşinde koştular.
Hristofyas da iktidarda olduğu dönemde “….EOKAdan ilham alıyorum, Makariostan ilham alıyorum….Hedefim, Kıbrısı birleştirmektir….” diyordu.
Günümüzde de Anastasidis “Tek egemenlik, tek devlet , tek vatandaşlık , tek temsiliyet” diyor. Anastasiadis kendi aklınca “garantörlük kaldırılmalıdır” diyor…
1 Nisan 2009da EOKA tedhiş Örgütünün faaliyete geçişinin 54. Yıldönümü coşku ile kutlanırken Başpiskopos Hrisostomos “EOKAnın Yunanistana bağlanmamızı öngören Enosis mücadelesini yeniden gündeme getirelim” diyordu.
Hrisostomos , “Halkımızın 1955den beri arzu ettiği ancak maalesef 1959 Zürih ve Londra anlaşmalarıyla başaramadığını başarmak için tek yumruk olalım. Birlik ve beraberlik içinde bunu başarabiliriz “ diyordu.
Günümüzde de Kıbrıstaki gerçekler dikkate alınmadan devam eden müzakereler yoluyla bir anlaşmaya varmanın mümkün olmadığını kabul etmeliyiz!...Kıbrıstaki gerçekler kabul edilmeli ona göre siyasi çözüm aranmalıdır… Dini, dili, kültürü tamamen farklı olan ve de yüzyıllardan beri birarada yaşamayı becerememiş iki halkın barış ve huzur içinde iç içe yaşaması mümkün değildir.
Şimdilerde Rumlar için önemli olan bir an önce ‘federasyon adı altında yaratılacak bir siyasi çözümle KKTCden ve Kıbrısa barışı ve huzuru getiren Türk askerinden kurtulmak ve Enosise giden yolda bir adım daha atmaktır. ABnin Birincil Hukukunu da kabul etmeyen Rumlar AB normlarının da uygulanmasıyla hedeflerine ulaşmak düşüncesindedirler.
Kıbrısta adil ve kalıcı barış ve siyasi çözüm ancak Kıbrısta var olan bağımsız ve egemen iki devletin birbirini karşılıklı olarak tanımasıyla mümkündür….
Rum liderliği halen ; Kıbrıs meselesi 1974de Türk istilası ile başladı yalanı ile dünyayı kandırmaya çalışıyor. Esasında Rum liderliğinin bu yalanı, “Hedefimiz Kıbrısı birleştirmektir” sözünde saklıdır.
Rumun hedefi, Kıbrıs Türk halkını topraksız bırakmaktır. Rumun hedefi Kıbrıs Türk halkını devletinden ve egemenliğinden yoksun bırakmaktır. Rumlar Kıbrıs Türk halkını Maronitler Ermeniler ve Latinler gibi azınlık olarak görmektedirler.
Kıbrıs Türk halkı olarak , KKTC olarak bağımsız ve egemen bir devlet olarak yaşamakta ısrarlı olmayacak olursak, tanınma istemeyecek olursak, açık ve seçik Girit misali yok olup gideriz….