Kelimenin bittiği yerdeyiz!

Abone Ol

Bir TV programında Küçük Kaymaklı’nın düşmesiyle ardından  terk edilişiyle ilgilibirlikte söyleşiye katıldığımız Halil Kara hoca anlatıyordu!

“Hüseyin Ruso ile aynı noktada vurulan Hasan Sütcüoğlu’nda (eniştem berber Hasan) hayat belirtileri olduğundan önce onu alıp arabaya taşıdık. Hüseyin Ruso çoktan öldüğünden onu daha sonra alırız düşüncesi içinde oradan ayrıldık.

Daha sonra geldiğimizde Rusonun cesedi yerinde yoktu”

Hüseyin Ruso’yu en son gördüğüne inanılan kişinin ağzından çıkan sözler bunlar.

İşin enteresan tarafı yıllarca “Tekke Bahçesindeki şehitlikte kayıp olarak ilan edilen şehitlerimiz var” diyenlerle pençe peş kavgalar yaptık.

“Böyle bir şey olamaz” diye şiddetle karşı çıktık.

Önce Küçük Kaymaklı’da gözümüzün önünde Samson ve çapulcuları tarafından alınıp götürülen yangıncı Osman ağabeyin cesedi bulundu, ardından Kemal ve Mehmet Goççino kardeşlerin, Vreççalının ve nihayet Hüseyin Ruso’nun.

Küçük Kaymaklıda Rumlar tarafından kaybedilen bu şehitlerimizin kimileri Ayvasıl toplu mezarlarında bulunarak şehitliğe getirildi, ya Ruso’nun ki? 

Rum ve Yunanlı askerlerin ele geçirdikleri bir bölgeden Hüseyin Ruso’nun cesedi kim ya da kimler tarafından alınıp Tekke Bahçesindeki şehitliğe getirildi.

Ceset defnedilirken “acaba bu ceset kimin” düşüncesi içinde neden hareket edilmedi?

İşin acı tarafı aradan 54 yıl geçmiş olmasına rağmen bu insanların Şehitlikteki varlığı neden gizlendi?

Yılardır süregelen bu acı ailelerine neden çektirildi?

Kelimelerin bittiği yerde olduğumuzu itiraf etmeliyiz!

Adını ne isterseniz koyunuz, bu kabul edilebilecek, her şeyden önemlisi affedilebilecek bir sorumsuzluk değildir!

Bu konu ile ilgili olarak çeşitli spekülatif haberler ortaya atılıyor.

Bilen, bilmeyen kendince bir şeyler söyleyerek gelişmeyi, ortaya dökülenleri içinden daha da çıkılmaz hale getiriyor.

Asıl konuşması gerekenler, bu gün yaşıyorlarsa, hayatta kalmışlarsa çıkıp gerçekleri ortaya dökmelidir.

Bu bir insani görevdir!

 Cesetler tanınamaz halde olabilir, ya da daha başka gerekçeler ortaya atıla bilinir ama konuşmak, açıklama yapmak artık kaçınılmaz hale gelmiştir!

Bu açıklamalarla hem kendilerini, hem de şehit ailelerini rahata erdirmelidir.