Keyfince

Abone Ol

Vatandaşlık; gerçek kişileri devlete bağlayan hukuki bağı ifade etmektedir.

Yerel bir gazetemizde nerdeyse her hafta en az 20 Vatandaş yapıldığına dair Resmi Gazeteler yayınlanmakta.

UBP-DP hükümetinin, 16/04/2016 ile 31/03/2017 tarihleri arasında 4 bin 603 kişiyi vatandaş yaptığı, bunun 372 kişisinin Bakanlar Kurulu kararı ile 1904 kişisinin ise Bakanlık onayı ile gerçekleştiği bilgileri siyaset arenasının vermiş olduğu bilgiler. Elbette o günden bugüne haftada en az 20 kişi de vatandaş olmakta.

En önemlisi de bu kimslerin Yurttaşlık Yasası’nın 9/1/C maddesinden yani, Bakanlar Kurulu’nun keyfince ZORUNLU vatandaşlık vermeyi tercih ettiği kimseler.

Bu köşeden daha önceleri bu konu hakkında çok daha detaylı yasal bilgiler vermiştim. Tekrar aynı sıkıcı bilgileri vermek niyetinde değilim.

Ancak altını çizmek isterim ki yine ADALET duygusu bu hükümetin yapmakta olduğu diğer tüm işlerdeki gibi bu konuda da zedelenmkte.

Buna göre 5 yıl çalışmayan ve ikamet şartı ile ülkemize yerleşme niyeti olmayanlara  da Bakanlar Kurulunun zorunlu ve uygun görmesi halinde KKTC vatandaşlığı verilebilmektedir ve ısrarla bu madde altında vermeye devam etmektedir.

Bu ülkede yasanın 8. Maddesi gereği de çalışma izni, gelir, iyi ahlak sahibi – sabuka kaydı gibi şartları yıllardır yerine getiren ve ötekileştirildiği için vatandaş olamayan insanlar var.

Daha da önemli bir nokta İsviçre’de görüşmeler çok kritik bir aşamada iken, masada Türkiye Vatandaşları ile ilgili haklar dahi konuşulmaya başlanmışken, Sn Serdar Denktaş, Cumhurbaşkanının sorması durumunda rakamlara dair bilgilendirmeyi nasıl verecek?

Sn. Serdar Denktaşın ortaya koyduğu tartışma ısrarla yasal zeminde değil, siyasi zeminde ve keyfi bir uygulama üzerinden ile yürütülmektedir. Hem Kıbrıs Masasındaki gelişmeler hem de Erken seçim korkusu, bir çok kriteri, planlamayı, öngörüyü geride bırakmakta ve ısrarla vatandaşlık verilmeye devam edilmektedir.

KKTC, Keyfince yaşanacak yer.

Keyfi kararları hep eleştirmişizdir. Kamu yararı gütmeyen, kişisel veya anı kurtarmaya dönük kararlar çok sık uygulanıyor Yürütme katında. Bunu son bir yılda o kadar çok yaşadık ki, neredeyse kanıksar bile olduk.

Sayın Derya Kanbay, sosyal medyada bir mesaj paylaştı ve İsviçrede bulunanlara bir soru sordu: “Orada trafik kurallarını sürekli ihlal eden insanlar, egzoslarından gürültü ve duman çıkaran maçolar, yediği cipsin paketini yere atan cahiller, devletin kaynaklarını yandaşlarına, akrabalarına peşkeş çeken insanlar görüyor musunuz acaba” dedi.

Benim de çok fazla dikkatimi çeken, canı çektiği yere arabasını park eden, kırmızı ışıkta beklememeyi tercih eden, telefonu hep elinde- kulağında olan, sıraya girmeyi kısmen tercih eden, elindeki çöpü/izmariti “çaktırmadan” elinden yere bırakan veya gayet “savurtmak” sureti ile arabasının penceresinden atan kimselerin de keyfince yaşadığı bir yer burası.

Ortada bu kadar keyifli insan varken, yürütme katı mı keyfini çıkarmayacak?

07/07/2017

Son not olarak da Montana’da yapılmakta olan Kıbrıs Görüşmeleri, beklenmeyen bir şekilde pozitif gitmekte. Elbette umut pompalamak değil niyetim ama, tarafların kararlılığı ve emeği; Türkiyenin ve İngilterenin açılımları kayda ve takdire değer.

7 Temmuza kadar orada kalmayı planlıyor Birleşmiş Milletler. 7 Temmuzda G – 20 Zirvesi de Almanya/Hamburg’ta başlıyor.

7/7/17’de hazır bu kadar kesişme varken, uzlaşılmış bir çerçeve metin Kıbrıslılara hediye edilebilir.

Neden olmasın?