KIBRIS CUMHURİYETİ’Nİ TÜRKLER DEĞİL RUMLAR İŞGAL ETTİ
Geçen hafta yapılan Avrupa Parlamentosu Balkanları Konferansında, Rum Meclis Başkanı Anita Dimitriou yaptığı konuşmada eski Rum siyasiler gibi birşeyler yumurtladı. Bakınız Dimitriu’nun sözlerine...
“Türkiye Kıbrıs’ta, Azerbaycan ise Karabağ’da işgalcidirler.”
Bu sözlerin cevabını TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’tan aldı bayan Dimitriu.
Numan Kurtulmuş’ın cevabi konuşması aynen şöyleydi:
“Kıbrıs’ta bir işgalci vardır, doğru. Kıbrıs’ta işgalci Türkiye değil, 1960’ta kurulmuş yasal Kıbrıs Cumhuriyeti’ni ortadan kaldıran, Cumhuriyeti işgal eden Rumlardır. ENOSİS yanlısı olan grupların Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ortadan kaldırılmasına tabii ki Türkiye Garantör ülke olarak seyirci kalamazdı ve seyirci kalmadı.”
Numan Kurtulmuş ne kadar doğru söylemiş.
Yalan mı bu söylenenler?
Hiç de yalan veya yanlış değildir.
Bunları 60 yıldan beri kırık bir plak gibi söyleyip duruyoruz. Lakin duyanlar duyar ama, duymak istemeyinlerin kulakları duymazdan. O zaman Numan Kurtulmuş’un sözlerine ekleme yapalım...
Şu anda bütün dünyanın “Kıbrıs Cumhuriyeti” diye tanımladığı öyle bir oluşum veya varlık yoktur. Artık varlığı da tartışılmaz. Çünkü “Kıbrıs Cumhruyeti” anayasasına göre Türklerin %30 varlık hakkı vardır. Lakin Kurtulmuş’un ifade ettiği gibi 1963’te Kıbrıs Cumhuriyetini işgal eden, bütün Türk haklarını gasp eden, meclisteki bütün Türk sandalyelerine el koyan, Avrupa İnsan Hakları Beyannamesi’ni ihlal eden Rumlardır.
Bugün bütün dünyayı kandırmaya devam eden ve bütün milletlerin gözünün içine baka baka yalan söyleyen Rumlar %70’lik Kıbrıs hakları ile bütün Kıbrıs’ın sahibi olduklarını iddia ediyorlar, yalan makinası gibi.
Rum meclis başkanı bayanın bu açıklamaya ne cevap verdiğini bilmiyorum. Veya konuşmacılar fikirlerini söylerler, konuşulanlar da zapta geçer. Herşeye rağmen her iki tarafın da inananı ve inanmayanı vardır. Veya doğruyu ve yanlışı düşünen.
Avrupa Parlamento Başkanları toplantısı ne işe yarar doğruları söylemedikten sonra?
Bütün katılımcı paramento başkanları kendi ülkelerini temsil ederler de, kim ne kadar etkilenir onu bilmem. Sadece karşı karşıya gelen ülkeleri anlayan da var, anlamayan da diye düşünüyorum.
Numan Kurtuluş’un bu gerçekleri söylemesi bile bize katkıdır. Her ne kadar da Avrupa bizim yanımızda olmasa da, gerçekler gerçeklerdir.
Bayan Dimitriou’nun söyledikleri “Bir yalan atayım, tutarsa tutar, ekilenen olursa olur” varsayımına dayanır. Özellikle Numan Kurtulmuş’un açıklamaları Bayan Dimitrou’nun söylediklerini çürütüyor.
Bayan Dimitrou bir de Karabağ’ı diline dolamış. Herhalde Ermeniler’e yaransın diye söylemiş söyleyeceğini.
Bu bayan diyor ki, Azerbaycan Karabağ’ı işgal etti. Halbuki bu bayan hem coğrafyayı, hem de dış siyaseti iyi bilmiyor. Herkes de biliyor ki, Karabağ ta ezelden Azerbaycan toprağıydı ve Ermeniler bu toprakları işgal etmişlerdi. Uzun mücadeleden sonra topla tüfekle Azeriler yeniden kendi topraklarını geri almışlardır.
Herhalde bayan Dimitrou güzel yağ çekmiş Ermeniler’e. O da neticede Ermeni kaşığı ile yemiş yiyeceğim.
Azerbaycan bizim kardeşlerimiz ve canlarımızdır. Onlar grip olsalar, biz ansırmaya başlarız. Değil mi ki Türk’ün dostu Türktür?
Bu sözümüz bütün Türk Devletleri için geçerlidir. Onlar da bilmelidirler ki, bizler, yani bütün dünyadaki Türkleri, yine bizler kurtaracaktır. O nedenle birbirlerine kenetlenerek büyük bir güç oluşturmalıdırlar, şimdiki gibi.
Rus blokundan ayrılan bütün Türklerin kümelendikleri ülke Türkiye’dir. Çünkü Türkiye, onlar için Anavatan’dır.
Kısacası Numan Kurtulmuş’un sözlerini tekrarlayalım...
“Türkiye Kıbrıs’ta işgalci değil, kurtarıcıdır. Hem de Rum mezalimlerinden ötürü kurtarıcıdır. 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti 1963’te resmen Rumlar tarafından işgal edilmiştir.”
Numan Kurtulmuş’un şu sözleri de bütün dünyanın kulağına küpe olsun.
“Türkiye Kıbrıs’taki ENOSİS hayalcilerinin operasyonuna seyirci kalamazdı.”
Gerçek o değil mi?
Türkiye Garantör ülke olarak Kıbrıs’tadır ve söke söke on bir yıllık haklarını almıştır.