Kıbrıs davasında Nüfus en önemli belirleyici etkendir

<p class="MsoNormal">Türkiyenin Kıbrıs üzerinde etkili olmamasını isteyenler, 1878den başlayarak çeşitli yöntemlerle Rum nüfusun artması ve bizim nüfusumuzun da azalıp azınlık durumuna düşürülmemiz için yoğun, bilinçli ve çok...

Abone Ol

Türkiyenin Kıbrıs üzerinde etkili olmamasını isteyenler, 1878den başlayarak çeşitli yöntemlerle Rum nüfusun artması ve bizim nüfusumuzun da azalıp azınlık durumuna düşürülmemiz için yoğun, bilinçli ve çok profesyonelce çalışma içindedir.

Bu çerçevede İngiliz müstemleke yönetimi döneminde, baskılar sonucu bir çok Türk anavatan ve başka ülkelere göç etmiştir. Öte yandan birinci ve ikinci dünya savaşlarında, Ege adalarından on binlerce Yunanlı İngilizler tarafından adamıza getirilip yerleştirilmiştir.

Ayrıca İngiliz yönetiminin planlı ve bilinçli uygulamaları sonucu şehirlerden uzakta olan köylere okul açılmaması nedeniyle, Türkler çocuklarını Rum okullarına göndermek zorunda bırakılmış.Köylere imam atanmaması nedeniyle de cenazeler papazlar tarafından kaldırılmış ve sonuçta bazı karma köylerdeki Türkler önce dillerini, sonra dinlerini ve daha sonra da Türk kimliklerini kaybederek Rumlaşmıştır.

Ben şahsen görevim esnasında Tapu kayıtlarında ikinci adı Türk ismi olan bir çok Rum bulunduğuna tanık oldum.

1963 yılından sonra ise, güneye giden tüm Yunan asıllılara, hiç zorluk çıkarılmadan, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı veriliyor.

 KKTCdeki hükümetler ise, adeta Rum ulusal davasına katkıda bulunmak istercesine mantık dışı ve dayanıksız gerekçelerle veya ideolojik saplantılarla, kuzeyli soydaşlarımızın ülkemizde yerleşmesini zorlaştırmakta, hatta yerleşenlerin bile kaçmasını sağlamaktadır.

Halen sürdürülmekte olan görüşmelerde , Rumların egemenliklerini kuzeye yaymasını  sağlayacak bir çözüm peşinde olduğu biliniyor.

Kıbrıstan yüzlerce kilometre uzakta bulunan ve buradaki nüfus ile etnik yakınlığının tartışmalı olmasına rağmen, Yunanistan 1821li yıllardan başlayarak adayı ilhak etmek çabasındadır.

Ancak 1571de yüz binlerce şehit verilerek alınan  ve Anadolunun bir uzantısı olan Kıbrıs, burada yaşayan Türk halkı yanında ve Türkiye için de önemlidir.

Bu bakımdan, Anavatan yetkilileri kuzeydeki Türk nüfusunun artmasını engellemek amacı ile sürdürülen yoğun, profesyonelce kampanyalara seyirci kalmamalı. Çünkü nüfus oyunları ile Kıbrısın tümünün Rum egemenliği altına sokulmasına çalışılmaktadır.

Maalesef içimizdeki işbirlikçilerde güneydeki Rum nüfusun sürekli artarak milyona dayanmasını umursamamakta ve Türklerin nüfusunun artmasını engellemeğe çalışmaktadır.

Oysa, Rumlar nüfus üstünlüklerine dayanarak kuzeyde de hak talebinde bulunduklarına göre, Türk tarafı olarak bizim de nüfusumuzu artırmamız ve böylece onların tezlerini zayıflatıp etkisiz duruma getirmemiz gerekir.

Yoksa asayiş veya çeşitli gerekçelerle KKTCdeki nüfusumuzun artmasını engellemek ulusal davamıza yapılabilecek zararların en büyüğü ve en can alıcısıdır.

İdeolojik saplantıların etkisi altında kalıp, Kıbrıslılık kimliği altında Rumlarla bütünleşmek beklentisi nedeniyle, kuzeydeki Türk varlığının artmasını engelleyenler, karşı tarafın ulusal davasına hizmet etmektedir.

Halen sürdürülen toplumlararası görüşmelerde, gerçekten adadaki Türk nüfusun %25 olarak sabitlenmesi ve 4 özgürlük ödünü verilmiş ise, olağan üstü hata yapılmıştır. Çünkü, bu ödünler adadaki varlığımızın yok edilmesine zemin hazırlayacaktır.

 

 Kıbrısta  azınlık kalmamızı, hatta yok olmamızı sağlayacak hatalı davranışların düzeltilmesine katkıda bulunmak ve gelecek nesillere sorumluları gösteren kanıt bırakmak amacı ile, nüfus konunu gündeme taşımaya devam edeceğim.