YDÜ Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Mustafa Yeniasır, Prof. Dr. Burak Gökbulut,ve Prof. Dr. Şevket Öznur 2024 yılının kasım ve aralık aylarında 3 kitap bölümü, 2 Web of Science’ta taranan kongre bildirisi ve yine Web of Science ile Scopus’ta taranan farklı dergilerde 4 makale olmak üzere toplamda 8 bilimsel yayına imza attılar.
Prof. Dr. Mustafa Yeniasır ve Prof. Dr. Burak Gökbulut’un hazırlamış oldukları “Âşık Kenzi’nin Şiirlerinde Tarihî Unsurlar ve Kıbrıs” isimli makale Web of Science’ta taranan İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı dergisinde yayınlanırken, Prof. Dr. Mustafa Yeniasır, Prof. Dr. Şevket Öznur, Prof. Dr. Burak Gökbulut ve Uzman Ahmet Uçar’ın birlikte hazırlamış oldukları “Kıbrıs Türk Şiirinde Garip Akımının İzleri Üzerine Tespit ve Değerlendirmeler” isimli çalışma da yine Web of Science’ta taranan Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi dergisinde aralık ayı içerisinde yayınlandı. Yine Yeniasır ve Gökbulut’un Prof. Dr. Ahmet Güneyli ile birlikte yayınlamış oldukları “Kıbrıs’ta Alevilik ve Bektaşilik Kültürü: Âşık Kenzî’nin Şiirleri Özelinde Bir Değerlendirme” isimli çalışma da Aralık ayı içerisinde Hacettepe Üniversitesinin yayınladığı ve Scopus’ta taranan Türkbilig dergisinde yayınlandı. Prof. Dr. Mustafa Yeniasır, Prof. Dr. Burak Gökbulut ve Prof. Dr. Şevket Öznur’un hazırlamış oldukları “Türkiye'de 6 Şubat Depreminden Etkilenen Öğretmen Adaylarının Doğal Afetler ile Afet Eğitimi Konusundaki Bilgi ve Görüşleri” isimli çalışma yine Web of Science’ta taranırken;yazarlar, aralık ayı içerisinde Türkiye’de Ihlamur Akademi Yayınlarından çıkan ve halk bilimi alanında çok önemli isimlerin çalışmalarının yer aldığı “Saha ve Ben” isimli kitaba da “Kıbrıs’ta Saha Araştırmacılığı” ve “Kıbrıs Türk Halk Bilimi Çalışmalarında Nitel/Nicel Yöntemler AracılığıylaVeri Toplama Üzerine Değerlendirmeler” isimli makaleleriyle katkı koydular. Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı bünyesindeki Halk Bilimi ve Folklor Bilim ve Uygulama Kolunca editöryal bir kitap olarak hazırlanan “Türk Dünyası Masal Araştırmaları” adlı kitaba Prof.Dr.Şevket Öznur “Kıbrıs Türk Masalları” yazısıyla katkı koydu.Bununla birlikte yazarların, bu yıl uluslararası kongrede sunmuş oldukları “Öğretmenlerin Yaş Durumlarına ve Derslerde Kullanım Düzeylerine Göre Dijital Okuryazarlık Yeterlilikleri” (Dr. Özlem Dağlı Gökbulut ile birlikte) ve “Havva Tekin’in ‘Ahşap Evin Esrarı’ Adlı Romanının Değerler ve Türkçe Eğitimi Açısından İncelenmesi” isimli çalışmalar yine aralık ayı içerisinde “SHS Web of Conferences”ta yayınlandı.
Sosyal bilimler, eğitim ve kültür alanında yapılan bu tür araştırmaların evrensel ve ulusal bilime, ülkenin sosyal, kültürel anlamda gelişimine katkı koyduğunu ifade eden öğretim üyeleri, sözü edilen alanlarda ileride yapacakları nitelikli çalışmalarla bu katkıyı daha üst seviyelere çıkaracaklarını ifade ettiler.
Aşağıda bu makalelerde bir tanesinden örnek bir bölüm bulmaktadır. Bu çalışma alanında bir ilktir.
KIBRIS TÜRK ŞİİRİNDE GARİP AKIMININ İZLERİ ÜZERİNE TESPİT VE DEĞERLENDİRMELER
Türk edebiyatında Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet Anday ve Oktay Rifat Horozcu’nun öncülüğünde ortaya çıkan Garip akımı şiirde yeni bir biçim, dil ve üslup arayışıyla o yıllarda dikkatleri çekmeyi başarmıştır. Kıbrıslı Türk şairler süreç içerisinde hem Divan ve Servet-i Fünun şairlerinden, hem Tanzimat ve Millî edebiyat hareketlerinden hem de Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatı içerisinde yer alan akımlardan ve gruplardan etkilenmiş ve belli bir zaman geçtikten sonra kendi kimliklerini kazanmayı başarmışlardır. Kıbrıs Türk edebiyatında özellikle 1950’den sonra yazılan şiirlerde Garip akımının çeşitli yönlerden izleri görülmektedir. Çalışmada Kıbrıs Türk edebiyatında eserler vermiş olan Mehmet Kansu, Pembe Marmara, Süleyman Uluçamgil, Osman Türkay, Orbay Deliceırmak ve Urkiye Mine Balman’ın şiirleri incelenmiş ve Garip akımının sözü edilen şairleri hangi yönlerden ne derecede etkilediği tespit edilip yorumlanmıştır. Makalede amaçlı örneklemenin bir türü olan kolay ulaşılabilir örnekleme yöntemi temel alınmıştır. Çalışmada verileri toplamada doküman analizi tekniği kullanılmış ve seçilen şiirler betimsel analiz yoluyla çözümlenmiştir. Başta Mehmet Kansu, Pembe Marmara, Süleyman Uluçamgil, Osman Türkay, Orbay Deliceırmak ve Urkiye Mine Balman’ın şiirleri incelendiğinde Garip akımının yenilik ve özgünlük arayışı, estetik ve biçimsel özgürlük anlayışı net olarak görülmektedir. Bununla birlikte; günlük konuşma dilinin kullanımı, samimi anlatım, sıradan kişilerin-olayların şiirin konuları arasına girmesi gibi yönleriyle de Orhan Veli ve arkadaşları, Kıbrıs Türk şiirinde etkilerini göstermiştir.
Mehmet Kansu’nun Şiirlerinde Garip Akımının İzleri Kıbrıs Türk edebiyatının en üretken isimlerinden birisi olan Mehmet Kansu (1938-...), şiirde yenilikçi, deneysel arayışlar içerisinde olan bir kişiliğe sahiptir. M. Kansu’nun şiir serüvenine bakıldığında onun çağının tanığı olarak yeniliğin peşinden koştuğu görülmektedir. M. Kansu’nun şiirlerinde Garip akımı, İkinci Yeni Hareketi, Toplumsal Şiir ve Akdenizlilik ile Doğu Akdenizlilik kimliğini yansıtan özellikler dikkat çekmektedir (Turan, 2008). M. Kansu, Ankara Gazi Üniversitesi’nde öğrenci olarak bulunduğu sırada, orada tanıştığı bir diğer Kıbrıslı Şair Fikret Demirağ’la birlikte İkinin Yaşamı adlı kitabı çıkarmıştır. Her iki şairin de şiirlerinden oluşan ve 1959’da yayımlanan kitaptaki M. Kansu’nun şiirlerinde Garip akımının izlerine rastlanmaktadır. Kansu’nun aşağıda verilen “Sosyete Cevizi” isimli şiirinde Orhan Veli’nin de sık sık vurguladığı sınıfsal farklılığı mizahi bir üslupla ele aldığını görüyoruz: “Anlaşamayız seninle anlaşamayız sen sosyete cevizi ben sokak köpeği anlaşamayız şekerim sen sabahları çikulâta yersin nane yersin geceleri televizyon seyredersin benimse ağzım kokar açlıktan” (Kansu & Demirağ, 1959, s. 9). M. Kansu’nun yukarıda verilen İkinin Yaşamı kitabındaki “Sosyete Cevizi” şiirine bakıldığında Garip akımının etkisi yoğun bir şekilde hissedilmektedir. Söz konusu şiir Kansu’nun Orhan Veli’nin şiirinden nasıl etkilendiğini de ortaya koyan bir niteliğe sahiptir. Öyle ki bu şiir, Orhan Veli’nin “Kuyruklu Şiir” şiiriyle tema ve anlatım açısından da büyük benzerlik taşımaktadır: “Uyuşamayız, yollarımız ayrı; Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi; Senin yiyeceğin, kalaylı kapta; Benimki aslan ağzında; Sen aşk rüyası görürsün, ben kemik. Ama seninki de kolay değil, kardeşim; Kolay değil hani, Böyle kuyruk sallamak tanrının günü” (Veli, 2016, s. 136). Yukarıda verilen her iki şiirde de Garip akımının özelliklerine bağlı olarak gündelik konuşma dili kullanılmış; edebî sanatlar, sanatlar arasılık ve mısracı anlayıştan uzak durulmuştur. Her iki şiirde de iki kişi arasındaki farklılık aynı anlatım teknikleriyle ifade edilmektedir. Orhan Veli, karşısındaki kişiyle arasındaki farklılığı “ciğercinin kedisi” ve “sokak kedisi” şeklinde kurgularken; M. Kansu ise kendisini sokak köpeğine, karşısındaki sosyete cevizine benzetmektedir. Bu durumun şairlerin şiir yaratım sürecinde bilinçaltında biriktirdikleri gözlemlerinin farklılığından kaynaklandığı söylenebilir. Öyle ki çocukluğu sokaklarda geçmiş olan ve 2001 yılından beri de Lefkoşa’da yürüyüşler gerçekleştiren Kansu, sokaklarda gözlem yaparken köpeklerle de karşılaşmaktadır. M. Kansu’nun “Sosyete Cevizi” şiirine bu açıdan yaklaşıldığında onun Garip akımından etkilendiği sonucuna varılmaktadır. Kansu’nun İkinin Yaşamı kitabında yer alan “Saçma Sapan” adlı şiirinde de Garip akımının izlerine görülmektedir: “Saçma sapan konuşma yaban kız bana kalbini aç” (Kansu & Demirağ, 1959, s. 9). Konuşma dilinin kullanıldığı, sanatlı bir söyleyişten uzak durulan yukarıdaki şiirde şair, karşısındaki kişiye “saçma sapan konuşma” şeklinde seslenmektedir. “Saçma sapan konuşma!” ifadesi gündelik yaşam içerisinde de çok defa kullanılmaktadır. Şiirde dikkat çeken bir diğer unsur ise mizahi bir yaklaşımın bulunmasıdır. Garipçiler, şiirlerinde mizaha da büyük önem vermiştir. İncelenen şiirde de “saçma sapan konuşma”, “bana kalbini aç” dizeleri mizahi üslubun açık bir göstergesidir. Şair aşağıdaki şiirinde sevgilisine samimi bir şekilde ve konuşma havası içinde seslenmektedir: “Suna doğru söyle bana beni hiç sevdin mi” (Kansu ve Demirağ, 1959, s. 5). İkinin Yaşamı’ndaki “Yazı Tahtası” şiiri hem konuşma dilinin kullanılması hem mizahi bir niteliğe sahip olması hem de şairane söyleyişten uzak durmasıyla Garip akımının izlerini yansıtmaktadır: “Adımı kalbinden sil beni unut dedin silemem unutamam kalbim yazı tahtası değil ki” (Kansu & Demirağ, 1959, s. 9). Konuşma dilinin kullanıldığı, mısracı anlayışın ortadan kalktığı bu şiirde şair, aynı zamanda “adımı kalbinden sil” , “kalbim yazı tahtası değil ki” diyerek şiire mizahi bir hava katmaktadır…