Tören protokol sırasına göre çelenklerin anıta sunulmasıyla başladı; saygı duruşu ve İstiklâl Marşı eşliğinde bayrakların göndere çekilmesinin ardından anıt özel defterinin imzalanmasıyla sona erdi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar özel deftere şunları kaydetti:
“Aziz Atatürk; Başkomutanlığınızda yüce milletimiz ve kahraman ordumuzun azim ve kararlılıkla vatanın istiklâl ve istikbali için 26 Ağustos 1922’de başlayan Büyük Taarruz ve 30 Ağustos 1922’de kazanılan Başkomutanlık Meydan Muharebesi Zaferi'nin yüzbirinci yıl dönümünü anmak için manevi huzurunuzda bulunmanın onur, gurur ve heyecanını yaşıyoruz.
Şanlı tarihimizdeki Büyük Taarruz gerek Kurtuluş Savaşı’nın başarıya ulaştırılarak Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı gerekse Türk Milletinin tutsaklığı asla kabul etmeyeceğini yeniden tüm dünyaya gösterdiği büyük bir zaferdir.
Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ne Ada’nın İngiliz Sömürge İdaresi altında olduğu bir dönemde Kıbrıs Türkleri gerek fiilen katılım sağlamış, katılım sağlayamayanlar ise bulundukları yerden maddi ve manevi desteklerini yürekten ulaştırmışlardır.
Kıbrıs Türkleri, Büyük Taarruz, Başkomutanlık Meydan Muharebesi ve Kurtuluş Savaşı’ndan aldıkları ilham ve güçle varoluş ve özgürlük mücadelesini zaferle neticelendirerek KKTC’yi kurmuştur. Kıbrıs Türk halkı anavatanı Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte tam bir uyum ve yakın iş birliği içerisinde yürümeye devam edecek, devletinden ve egemenliğinden asla vazgeçmeyecektir.
Malazgirt Zaferinden İstanbul’un fethine, Kıbrıs’ın fethinden Çanakkale Zaferine, Büyük Taarruzdan Başkomutanlık Meydan Muharebesine, Kurtuluş Savaşı’ndan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden süreçte, vatanın istiklâl ve istikbali uğruna şehit düşenleri ve ebediyete intikal eden gazilerimizi rahmetle anıyoruz.
Aziz Ata’m; Zat-ı Alilerinizin aziz şehit ve kahraman gazilerimizin bizlere emaneti olan vatanımıza her daim azim ve kararlılıkla sahip çıkmayı sürdüreceğimize manevi huzurlarınızda söz veriyorum”
FEYZİOĞLU
Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu özel deftere şunları yazdı:
"Bugün şanlı ordumuzun 26 Ağustos 1922’de başlattığı Büyük Taarruzu 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da zafere kavuşturmasının haklı onurunu bir kez daha yaşıyoruz.
Ağustos ayı tarihimizde zaferler ayı olarak ayrı bir öneme sahiptir. 1071’de Malzgirt’te nasıl Anadolu’nun kapıları milletimize açıldıysa, 1922’de Dumlupınar’da bu yıl 100. yılını kutladığımız Cumhuriyetimizin kuruluşuna giden yol açılmıştır.
Sevr Anlaşmasının da talihsiz bir Ağustos günü imzalandığını da asla unutmayacak olan milletimiz, bu şanlı zaferle şehitlerimizin kanlarıyla sulanan Anadolu topraklarından sökülüp atılamayacağını ve vatanı üzerinde asla boyunduruk kabul etmeyeceğini tüm dünyaya ispat etmiştir. Yeni Sevr girişimleri karşısında da duruşumuz ve kararlılığımız aynı olmuştur ve olmaya devam edecektir.
Ne tesadüftür ki, bu cennet Ada’nın kapıları da Türk Milletine 1571’in Ağustos ayında açılmış, 1974’ün Ağustos ayında Mehmetçiğimiz ve Mücahidimiz bu kere Kıbrıs Türkü'nün vatanından koparılamayacağını tüm dünyaya kanıtlamıştır.”