KIBRIS TÜRK HALKININ BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİNDE BİR DÖNÜM NOKTASI 28 KASIM 1948 MİTİNGİ VE ÖNEMİ (2)
28 Kasım sabahı erken saatlerde Lefkoşa’nın Türk mahallelerinde adeta bayram günlerini andıran bir kaynaşma göze çarpıyordu. (Hür Söz, 30 Kasım 1948, s.1) .
Hikmet Afif Mapolar, Kıbrıs Güncesi adlı eserinde miting gününü ve Lefkoşa’yı şu şekilde tasvir etmiştir: “Köyler ve kentlere otobüs tutulması için haber salındı. Fakat ilk gelen yanıtlar şaşırtıcıydı. Köyler ve kentler kendi otobüsleri, kendi araçlarıyla geleceklerini bildiriyorlar, araç gönderilmesini istemiyorlardı. Köylünün ve kentlinin bu son durumu memnuniyet vericiydi. 28 Kasım Miting’ne herkes kendi aracıyla ve kendi parasıyla katılacaktı.
..“Sabahın erken saatlerinde başlamıştı akın. Çok kısa bir süre içerisinde dolup taşıyordu Selimiye Meydanı. Bir bayram havası estirilmişti. Yalnız caddeler ve sokaklar değil, tümüyle dükkanlar, evler Türk bayrakları, Atatürk’ün büyük boy resimleriyle donatılmıştı. Görülmemiş bir gün yaşıyordu Lefkoşa. Tarih boyunca, böyle bir gün yaşamadığını söylersek doğruydu Lefkoşa için. Kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla, bir başkaydı Lefkoşa o gün. Bu Enosis’e karşı , Lefkoşa’da düzenlenen ilk şuurlu mitingdi ve gerçekten çok güzel bir gündü. (Mapolar, 2002, s.344).
Miting KATAK ve Kıbrıs Milli Türk Halk Partisi’nin birleşmesiyle kurulan Milli Türk Birliği tarafından düzenlenmekteydi. Ancak mitingin halka duyurulması ve köylerden katılımın sağlanmasında öğretmenlere de büyük görev düşmekteydi. Öğretmenler yalnız kendi bölgelerinde oturup kalmamışlar, semt semt bölge bölge dolaşmışlar ve halkı teşvik ederek, yapılacak mitingin anlamımı onlara anlatmışlar ve de halkın katılımında önemli bir rol oynamışlardı. (Mapolar, 2016, s. 308)
Beklenen miting 28 Kasım 1948 Pazar günü saat 11.00’de başladı. İlk önce KATAK Başkanı Avukat Fadıl Korkut mikrofon başına geldi. Daha sonra Kıbrıs Türk Halk Partisi Genel Sekreteri Dr. Fazıl Küçük, Cemaat İşleri Komisyonu azalarından Faiz Kaymak, yine azalardan Mehmet Dana, Rauf R. Denktaş, Suphi Kenan, Dr. Nazif Denizer, Hoca Salih Efendi ve Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Genel Sekreteri Kemal Deniz söz alarak heyecanlı birer konuşma yaptılar. (Yeşilada, 24 Aralık 1948, s.11). Bütün konuşmacılar; ilhakın da muhtariyetin de Kıbrıs Türkünün mahvına sebep olacağına dikkat çekmişlerdir. (Yaşın, s.318)
İngiliz idaresi döneminde Türkler tarafından düzenlenen bu ilk siyasi mitingde yapılan konuşmalarda, Kıbrıs’taki statükonun korunması istenmiş, İngiltere’nin Ada’dan ayrılması durumunda ise Kıbrıs’ın Türkiye’ye iade edilmesi gerektiğini vurgulamışlardır. (İsmail, 1992, s. 33). Böylece Kıbrıs Türkleri, daha evvel olduğu gibi bundan sonra da barış ve sükun içerisinde yaşayabileceklerini belirtmişlerdir. (Manizade, 1948,s.7). Türkiye’de yaşamakta olan ve öğrenimlerini Türkiye’de sürdüren Kıbrıslı Türklerin kurduğu “Kıbrıs Okullarında Yetişenler Cemiyeti” ve “Kıbrıs Türk Kültür Derneği” temsilcileri de bu mitinge katılarak milliyetçi duyguları kabartan konuşmalar yapmışlardır (An, 2005, s.74)..
..28 Kasım Pazar günü düzenlenen büyük miting sonrasında; T.C Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye , Başbakan Hasan Saka’ya, İngiltere Başbakanı Mr. Attlee’ye, Amerika Dışişleri Bakanı Mr. Marshall’a, Anadolu Ajansına ve Kıbrıs Valisi’ne bir telgraf gönderilmiştir. (Hür Söz, 30 Kasım 1948, s.1) . Adeta tüm Dünya’ya ilan edilen bildiri niteliğinde olan telgraf aynen şöyle idi:
“28 Kasım 1948 tarihinde Lefkoşa’da 15 000 Türkün yapmış olduğu Ayasofya Mitinginde bir kere daha Kıbrıs Rumlarının Yunanistan’a İlhak ve Muhtariyet taleplerinin şiddetle reddedilmesi oy birliği ile kararlaştırılmıştır. Kıbrıs Türkleri olarak İlhak ve Muhtariyetin tamamıyla Türklüğün mahvına sebep olacağına ve adanın asayişini bozacağına inanıyoruz” (Halkın Sesi, 30 Kasım 1948, s. 1 ; Hür Söz , 30 Kasım 1948, s.1)
Kıbrıs Türk Toplumunun bağımsızlık mücadelesinde önemli bir gün olan 28 Kasım Mitingi’ne yaklaşık on beş bin Türk katılmıştır. (Halkın Sesi, 23 Kasım 1948, s. 1; Hür Söz, 26 Kasım 1948, s.1) İlhak aleyhine düzenlenen bu büyük Miting başarılı olmuş, böylece Kıbrıs Türkü sesini ve ilhak karşısındaki endişelerini coşkulu bir şekilde İngiltere’ye, bütün Dünya’ya ve özellikle Anavatanımız Türkiye’ye duyurmuştur. Anavatanımız Türkiye 1878’den beri Kıbrıs Türkü’nü unutmamıştı. Ancak Kıbrıs’ta düzenlenen bu mitingle beraber Türkiye Basını ve Kamuoyu Kıbrıs’a, Kıbrıs Türklerine ve Kıbrıs sorununa daha çok ilgi göstermeye başlamıştır..
..Türkiye basınında 28 Kasım Kıbrıs Mitingi ile ilgili haberler yayınlanmış ve başta Ankara ve İstanbul olmak üzere İzmir, Konya, Adana gibi illerde mitingler düzenlenmiştir. Bu mitinglerde hakim olan fikirler, Ada’nın gerçek sahibinin Türkler olduğu ve İngiltere’nin Kıbrıs’tan çekilmesi halinde , Ada’nın gerçek sahibi Türklere bırakılmalıydı..
..Mitingi düzenleyen kişiler arasında yer alan Milli Parti Genel Sekreteri Dr. Fazıl Küçük; uzun süredir Kıbrıs meselesi ile ilgileniyor, Kıbrıs Türklerine önderlik yapıyordu. 28 Kasım mitingi liderlik konusunda Dr. Fazıl Küçük’ü daha da güçlendirmişti. Bir diğer önemli isim de Rauf R. Denktaş’tır. Denktaş bu mitingde yaptığı konuşma ile adını ilk kez Kıbrıslı Türkler arasında duyurmuştur. Genç bir avukat olan Rauf R. Denktaş yaptığı konuşmada : “Şayet İngiltere Kıbrıs’ı Yunanistan’a vermeye kalkışırsa o zaman biz silahlanıp dağa çıkar ve Yunanlılarla savaşırız” deyince büyük bir alkış kopmuş ve bu sözler Kıbrıs Türkleri arasında günlerce konuşulmuştur. (Yaşın, 1997, s.318) Rauf R. Denktaş’ın yıldızı 28 Kasım mitinginde yaptığı konuşma ile parlamıştır diyebiliriz..
..Rauf R. Denktaş 28 Kasım gününü hatıralarında şöyle anlatmaktadır: “Kasım 1948’de Selimiye Camiinin önündeki meydanda tertiplenen büyük anti-Enosis mitinginde ilk kez halka hitap etmiştim. İrticalen konuşmuştum. Heyecan yüklüydüm ve bu heyecanı halka iletebildiğimi hissediyordum. Yoğun alkışlar arasında kürsüden indim. Mitinge beklenenin çok üstünde bir halk kitlesi katılmıştı. O gün Dr. Fazıl Küçük’ün keyfine diyecek yoktu. Büyük bir imtihan verilmişti ve Kıbrıs Türk Halkı bu imtihandan alnının akı ile çıkmıştı. Enosis’e hayır sesi ilk kez bu kadar güçlü bir ses olarak yükseliyordu.” (Denktaş, 2008, s.120-121)
28 Kasım Mitinginin en büyük yararlarından biri de, Anavatan Türkiye Hükümetlerinin ve Türkiye kamuoyunun Kıbrıs konusunda bilinçlendirilmesini ve Kıbrıs Davasına sahip çıkma arzusunu tetiklemiş olmasıdır. Miting öncesinde Temmuz 1948 tarihinde Türkiye öğretmenlerinin adaya gerçekleştirdiği ziyaretten sonra öğretmenlerin ve beraberindeki gazetecilerin Kıbrıs davasını tanıtma yönünde adeta seferber olmalarının ardından, 28 Kasım Mitinginin dünyada ve Türkiye’de ortaya çıkarttığı etki ve ilgi, Kıbrıs Davasının Türk Milletine anlatılmasına vesile olmuştur. ( Kamil Özkaloğlu, 28 Şubat 2011)
Bu miting ile Kıbrıs Türkleri aleyhlerine cereyan etmekte olan hareketleri protesto ve tel’in ederek önemli bir başarı elde etmiş, seslerini bütün dünyaya ve özellikle İngiltere ve anavatan Türkiye’ye duyurmuşlardır. Ancak mitingin ortaya çıkardığı olumlu havanın sürdürülebilmesi için, bu birlik ve beraberliğin devam etmesi, siyasi, kültürel ve özellikle ekonomik alanda ilerleme sağlamakla mümkün olabilirdi. Bunun bilincinde olan Kıbrıs Türkleri bu mitingle mevcut kurum ve kuruluşların bir araya gelişini fırsat bilerek, ilerleme ve kalkınma konusunda kararlı bir irade ortaya koymuşlardır. (Berberoğlu, 17 Aralık 1948, s.1)
Türkiye’de öğrenim gören Kıbrıslı Üniversite öğrencileri de 28 Kasım Mitingini desteklemişlerdir. İstanbul’dan gönderdikleri; “28 Kasım, 1948 Pazar günü, Lefkoşa’da binlerce Türk’ün iştirakiyle, Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakını veya idaresinin yerli bir muhtar idareye devredilmesini şiddetle protesto ve İngiliz idaresinin adadan çekilmesi halinde Kıbrıs’ı eski sahibi Türkiye’ye iadesini talep zımmında yapılan ve asil hislerimizin bir ifadesi olan muazzam mitingi, biz İstanbul’daki Kıbrıslı Üniversiteliler kalben desteklemekle bağlılığımız ve duyduğumuz heyecanı ifade etmek istiyoruz…” (Hür Söz, 4 Aralık 1948, s.1)
Mitingte yapılan ateşli ve kararlı konuşmalarda Türk halkının sonuna kadar Enosis’e karşı çıkacağı adanın statüsü değişecekse eski sahibi olan Türkiye’ye verilmesi gerektiği vurgulanmıştı. Ne var ki Rumlar Kıbrıs Türk halkının tepkisinden gerekli dersi almaz ve Enosis için bir Plebisit yapmak üzere hazırlıklara başlamışlardır. Bunun üzerine Kıbrıs Türkleri ikinci bir miting düzenleme kararı alırlar. Rumların bu faaliyetlerine karşılık Kıbrıs Türkleri 11 Aralık 1949’da ikinci kez Ayasofya (Selimiye) mitingini düzenlemişlerdir. (İsmail, 2000, s.324)
Bu ikinci mitingde de 28 Kasım mitinginde olduğu gibi, Adanın Yunanistan’a ilhak edilmesi hakkındaki Rum istekleri protesto edilmiştir. İlhak gerçekleştiği taktirde Kıbrıs’a ekonomik buhran, ırki ve sosyal kargaşa dahil iç savaş geleceğine ve bu surette adanın ve Orta Doğu’nun barış ve sükununu bozacağına dikkat çekmişlerdir. İngiltere Adadan çekilecekse adanın eski sahibi , en yakın komşusu ve adayı en iyi şekilde muhafaza edecek olan Türkiye’ye iade edilmesini talep etmişlerdir. (İsmail, 200, s.324)
Kaynak: Güngör Toplu, Kıbrıs Türklerinin Bağımsızlık Mücadelesinde Bir Dönüm Noktası “28 Kasım 1948 Mitingi”
Sonuç olarak; 28 Kasım 1948 Mitingi Kıbrıs Türkleri için bir dönüm noktası olmuştur. Bu miting ile Kıbrıs Türkleri seslerini hür Dünya’ya duyurmaya başlamış, Enosis’e karşı mücadele kararlılığını ortaya koyarak , Yeşil Ada Kıbrıs’ta Türklerin de var olduğunu göstermiştir. 28 Kasım mitingi ile Kıbrıs Türkleri Ada’nın İngiltere’nin elinden çıkması durumunda eski ve tabii sahibi Türkiye’ye katılmasını savunmuşlardır. Ancak bu şekilde barışın ve sükunun sağlanabileceğini ve bu durumda en tabii hakları olduğunu Dünya’ya ilan etmişlerdir. Bu mücadele de Türkiye’nin de desteğini alan Kıbrıs Türkleri milli birlik ve beraberliklerini sağlayarak; siyasi , sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarda ilerleme gayreti içerisinde olmuşlardır.
28 Kasım 1948 Mitingi hem Kıbrıs’ta hem de Türkiye’de daha sonra yapılacak olan mitinglerin de başlangıcı olmuştur. Ayrıca Dr. Fazıl Küçük ve Rauf R. Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının liderliklerinde de 28 Kasım 1948 mitinginin önemli bir yeri olduğu söylenebilir.
Kıbrıs Türk halkı anavatanımız Türkiye’nin desteğinde verdiği mücadelenin sonunda 15 Kasım 1983’te bağımsız ve egemen devletimiz ilan edildi. Kıbrıs Türk halkı olarak hedefimiz, anavatanımız Türkiye’nin desteğinde bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yaşatmak ve tanınmasını sağlamaktır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..