KIBRIS TÜRK HALKININ SİYASİ EŞİTLİK VE EGEMENLİK HAKLARI TANINMADAN YENİ BİR GÖRÜŞME SÜRECİ BAŞLAYAMAZ
GKRY Lideri Nikos Hristodulidis de New York’ta temaslar yapıyor. Rumlar üçlü bir görüşme için perde gerisinde çalışma sürdürüyor.
Konu ile ilgili olarak 25 Eylül 2024 tarihli KIBRIS gazetesine yansıyan açıklamasında deneyimli diplomat Eski Müzakereci Ergün Olgun “Egemenlik Dahil, Her Yönüyle Eşit Haklarımız ve Statümüz Teyit Edilmeden Masaya Oturmak Özden Gelen Eşitliğimizin Müzakereye Açılması Sonucunu Doğurur” uyarısında bulundu..
..Eski Müzakereci Ergün Olgun, New York temaslarından bir gelişme beklemediğini belirterek şöyle konuştu: “Ben bir netice beklemiyorum. Çünkü kağıt üstünde Kıbrıs Türk tarafının eşit olduğu belirtilirken bunun gerekleri günümüze değin yerine getirilmiş değil. Bu iki yüzlü oyun bu şekilde devam edemez. Bu sahte oyunun sona erdiğine dair bir işaret görmüyorum”..
..Ergün Olgun, Kıbrıs Türk tarafının eşitliğinin gereklerinin gözetilmediği şartlarda müzakere masasına oturmayacağını açıkça deklare ettiğinin altını çizerek, bu yönde bir adım atılmadığı cihetle New York’taki temaslardan bir sonuç beklemediğini belirtti..
..Kıbrıs Türkü’nün özden gelen eşitliğinin gerekleri olarak; Rum tarafının egemenlik dahil, sahip olduğu haklar ve statü Kıbrıs Türk tarafı için de teyit edilmeden masaya oturulmasının yanlış olacağına vurgu yapan Ergün Olgun, müzakere masasının hangi şartlarda, hangi haklar ve statü zemininde kurulacağının müzakere sonucunu belirleyeceğini ifade etti.
..Olgun, müzakere masasına oturulurken eşit haklar ve statünün ortak zemin olarak teyit edilmemesi durumunda daha sonra bunları almanın geçmiş 60 yıllık müzakere deneyiminden de görüleceği gibi mümkün olmadığına vurgu yaparak, “Dolayısıyla Kıbrıs Türk tarafının şu anda özden gelen eşit hak ve eşit statünün teyidini istemesi doğru bir yaklaşımdır. Mevcut şartlarda bu teyit edilmeden ve bu çerçevede ortak zemin oluşmadan masaya oturmak eşit olmadığımızın zımmen kabulü anlamına gelecektir” diyerek karşı tarafın sahip olduğu hak ve statü neyse eşitliğin gereğinin de o olduğuna dikkat çekti..
..Eski Müzakereci Ergün Olgun, eşitliğin gereklerini şu şekilde açıkladı: “Onlar kendilerini egemen olarak görüyorsa, uluslararası camia tarafından da egemen ve uluslararası statüye sahip bir taraf olarak kabul ediliyorlarsa, bunlar eşitliğin gerekleri olarak Kıbrıs Türk tarafı için de haktır ve Kıbrıs Türk tarafına da tanınmalıdır..
..Aksi takdirde iki taraf arasındaki denklik bozulacak ve bu bizi Kıbrıs’ta Rum tarafından daha düşük statüde bir azınlık durumuna düşürecektir. Rum tarafının egemen eşitliğimizi ve eşit uluslararası statümüzü reddi bu arayış içinde olduklarının kanıtıdır..
..Kıbrıs’ta muhalefet dahil tüm çevreler Kıbrıs Türk tarafının eşitliğinin müzakere konusu olmadığını söylüyor. Ancak, bunun gerekleri konusunda özellikle bazı muhalefet partilerinin gerekli hassasiyeti gösterdiğini görmüyorum”..
..Olgun, muhalefet partilerinin Kıbrıs Türk tarafının eşitliğinin müzakere konusu olmadığını ifade ettiğini, ancak eşitliğin gerekleri olan; statü, hak ve fırsat eşitliği konusunda gerekli vurgu ve hassasiyeti göstermediklerinin altını çizerek “Kıbrıs Türk tarafının tek vücut olarak ses vermesi gerektiğine inanıyorum” dedi..
..Meşru ve özden gelen hakların savunmasında “Tek Ses” olarak ortaya çıkılmasının sonuç almada belirleyici olacağını belirten Olgun, “Bu anlamda sayın Cumhurbaşkanımızın izlemekte olduğu politikanın doğru bir politika olduğuna inanıyorum. Bu politika Türkiye ile koordine edilmiş bir politikadır. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan da iki kere BM Genel Kurulunda Kıbrıs Türk tarafı üzerindeki izolasyonların kaldırılması ve Kıbrıs Türk tarafının eşit bir devlet olarak tanınması çağrısında bulunmuştur. Bu da eşitliğimizin gereği olarak ortaya çıkan bir sonuç ve taleptir. Bunun anlaşılmayacak bir tarafı yoktur” vurgusu yaptı..
..Olgun, uluslararası camianın ve Güney Kıbrıs’ın, Kıbrıs Türk tarafının haklarına sözde değil, uygulamada saygı göstermediği sürece müzakere masasına oturmanın hiçbir anlamı olmayacağını belirterek, “Bu konuda da Cumhurbaşkanımız kararlı tutumunu Türkiye ile birlikte devam ettiriyor. Keza Cumhurbaşkanımız eşit hak ve statümüz yanında Kıbrıs Türk tarafına uygulanan haksız sınırlamaların kaldırılmasının da (3D) yapıcı müzakere ortamı oluşmasına katkı koyabileceğini belirterek ileri bir adım atmıştır..
..Rum tarafı bunu da reddederek “Ben Müzakereye Hazırım” derken esasında eşitlikten ve samimiyetten ne kadar uzak olduklarını bir kez daha kanıtlamıştır. Ben Kıbrıs Türk tarafının özden gelen eşit haklarına , hatta insan haklarına, saygı gösterilmeyen bu şartlarda anlamlı müzakere yapılabileceğine inanmıyorum. Yapılsa bile bir adil ve sürdürülebilir bir sonuç alınabileceğine hiç inanmıyorum” şeklinde konuştu..
.. “Olgun , uluslararası camianın ve Güney Kıbrıs’ın , Kıbrıs Türk tarafının eşit haklarına ve eşit statüsüne saygı göstermediği mevcut şartlarda müzakere masasına oturmanın büyük bir hata olacağını belirterek, “Kıbrıs Türk tarafı eşitliğinin gereklerinin gözetilmediği şartlarda masaya oturmayacağını defaten deklare etti..
..Bu yönde hiçbir olumlu adım atılmış değil. Rum tarafı pişkinlik içinde ben müzakereye hazırım diyor. Müzakereye hazır olmak yeterli değil. Eşitlik zemininde anlaşmaya hazırsa o zaman gereğini yapsın ve Kıbrıs Türk tarafının da kendinin gayrı meşru bir şekilde elde edip kullanmakta olduğu egemenlik haklarına ve statüye Kıbrıs Türk tarafının da sahip olduğunu teyit etsin. Bu yapılmadığı için bu temaslardan bir sonuç beklemiyorum” dedi.
.. Meşru ve özden gelen haklarımızın savunulmasında ‘Tek Ses’ olarak ortaya çıkılması gerektiğini kaydeden Olgun “Bu anlamda sayın Cumhurbaşkanımızın izlemekte olduğu politikanın doğru bir politika olduğuna inanıyorum. Bu politika Türkiye ile koordine edilmiş bir politikadır. Bu politika özden gelen haklarımızın korunmasına yönelik rasyonel bir politikadır. Kıbrıs sorununun eşitlik zemininde bir sonuca kavuşturulamamasının önündeki engel Rum tarafı ve Yunanistan’ın izlediği irredentist politikadır..
..Bu tehdide karşı özden gelen eşitlik haklarımızın savunulmasında tek ses olunması başarı için esastır” diye konuştu..
Sonuç olarak; Kıbrıs Türk halkına düşen görev birlik ve beraberlik içinde hareket ederek temellerinde Mücahit halkımızın, TMT mensuplarının, kahraman Mehmetçiklerinin canı ve kanı olan bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yaşatmak ve tanınmasını sağlamaktır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa…