KKTC CUMHURBAŞKANI ERSİN TATAR EGEMEN EŞİTLİK VE EŞİT ULUSLARARASI STATÜ’DE ISRAR EDERKEN
Kıbrıs’ta bir anlaşma olacaksa “İki Eşit Egemen Devlet” temelinde olması gerektiğini dile getiren KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs’ın üç garantöründen biri olan ancak, Türkiye’nin üye olmadığı AB içerisinde federal temelde çözümün, Türkiye’nin garantörlüğünün sona ereceğini ve Türk Askerinin çekilmesine neden olacağını, Rum liderliğinin çoğunluğun azınlığı yöneteceği Kıbrıslı Türklerin ‘azınlık’ haklarına sahip olacağı bir yapı oluşturmayı hedeflediğini ifade etti.
Yine KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, her vesileyle tarihe bakıldığında bir çok medeniyetin Kıbrıs’a geldiğini, ancak hiçbir zaman Kıbrıs’ın bir Helen adası olmadığını vurgularken Rum liderliği olası bir siyasi çözümde “Kıbrıs Türkleri ‘Azınlık’ Haklarına Razı Olmalı” diyor başka bir şey demiyor.
Rum liderliği her vesileyle Garanti Antlaşmaları iptal edilmeli Türk Askeri adadan gitmeli, ‘azınlık’ haklarına razı olmalı derken ne yazık ki hala daha aramızda ‘sözde’ Federasyon gibi bir siyasi çözüm peşinde koşanlar vardır, “Yegane Çözüm Modeli Federasyondur” diyenler vardır!..
14.03.2024 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan haberlere göre; BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Coellar ve heyeti ile bir görüşme gerçekleştirdi..
..CTP Genel Başkanı Erhürman, BM Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi olarak atanmış olmasından dolayı sayın Holguin Cuellar’ı kutlayarak, CTP olarak resmi müzakerelerin yeniden başlaması için gerekli olan ortak zemin oluşturma çabalarını desteklediklerini ve her türlü işbirliğine hazır olduklarını belirtti. Erhürman yegane gerçekçi çözüm modelinin ilgili tüm BM Güvenlik Konseyi kararlarında yer aldığı şekilde, iki bölgeli, iki toplumlu ve siyasi eşitliğe dayalı federasyon olduğunu bir kez daha vurguladı!..
..Erhürman, böyle bir federasyonda egemenliğin eşit bir biçimde paylaşılmasının yolunun, iki eşit kurucu devletin kendilerine ait yetkileri egemence kullanılabilmesi ve federal devlette de yetkilerin siyasi eşitlik temelinde kullanılabilmesi olduğunu belirtti.
CTP Genel Başkanı Erhürman’a sormazlar mı? Rum-Yunan ikilisi 07 Temmuz 2017’de Crans Montana Konferansını neden terk etmişlerdi? O günde Rum-Yunan ikilisinin Garanti Anlaşmaları İptal Edilmeli, Türk Askeri Adadan Gitmeli” dediklerini bilmeyen mi var?
Yine ayni günün sabahında KKTC Cumhurbaşkanı sayın Akıncı “Bu Bizim Neslin Son Denemesiydi” demişti. Neden?. Çünkü Rum-Yunan ikilisi olası bir siyasi çözümle birlikte Kıbrıs Türk halkını ‘azınlık’ haklarına razı etmekti, Enosis’e giden yolu açmaktı. Rum-Yunan ikilisi art niyetli olmasa “Garanti Anlaşmaları İptal Edilmeli Türk Askeri Adadan Gitmeli” der mi?
Çok iyi bilmeliyiz ki, Kıbrıs Türk halkı olarak; bağımsız ve egemen devletimiz KKTC’den vazgeçtiğimiz ve de Rumlarla ‘sözde’ bir Federasyon çözümünü kabullendiğimiz gün, Garanti Antlaşmalarından vazgeçtiğimiz gün, Kıbrıs Türk Halkının Girit misali yok olmasının önüne geçilemez.
Gerilere dönüp bakacak olursak; Annan Planı, şimdilerde Türk ve Rum kesimleri halinde bölünmüş Kıbrıs adasının bağımsız bir devlet olarak birleştirilmesini öneren BM Planıdır. Adını, da planı ortaya atan BM eski Genel Sekreteri Kofi Annan’dan almaktadır.
24 Nisan 2004 Annan planı halk oylaması, Kıbrıs Adası’nda yaşayan ve 1963’ten bugüne ayrı olan Kıbrıs Türk ve Rum halklarını; iki kesimli tek devlet bünyesinde birleştirmek maksadıyla dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından hazırlanan plan için 24 Nisan 2004 tarihinde halk oylaması yapıldı.
24 Nisan 2004’te adanın Kuzey ve Güney’inde yapılan referandumlar ile oylamaya sunulan plan, Kıbrıs Türk halkı %64.91 oranında ‘Evet’ , Rum halkı ise %75.38 oranında ‘Hayır’ denilmesi nedeniyle geçirilememiştir.
Annan Planı, Kıbrıs adasının İngiliz üsleri bölgesi haricinde kalan bölgelerin bağımsız ve federal nitelikte bir devlet olacak şekilde birleştirilmesini öngörüyordu. Plan gereğince Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki bakanlıkların en az üçte biri Türklerden oluşacaktı.. İyi ki Rumlar ‘Hayır’ dedi de olası bir tek devlet çatısı altında siyasi çözümün önü kapandı!..
Yine 14 Mart 2024 tarihli yerel yazılı basınımızda yer alan haberlere göre; BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar ile Güney’deki siyasi partilerden AKEL, DİKO ve EDEK yetkilileri, Türk tarafının, siyasi eşitlik gibi taleplerinin kabul edilemeyeceğini belirtti..
..Gazete, Holguin’in AKEL, DİKO ve EDEK Partisi Başkan ve yetkilileriyle görüşmeler gerçekleştirdi. Partilerin verdikleri genel yanıtların “Türk tarafının, siyasi eşitlik gibi bazı taleplerinin uluslararası hukuk temelinde kabul edilemeyeceği” şeklinde olduğu öne sürüldü.
BM Temsilcisi Cuellar ile bir araya gelen CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Ersin Tatar’ın “Egemen Eşitlik” yönündeki taleplerinin altının anlaşılabilir biçimde doldurulamadığının altını çizdi ve Kıbrıs’ta yegane gerçekçi çözüm modeli, iki toplumlu ve siyasi eşitliğe dayalı federasyon” olduğunu söyledi.
Gerçek şu ki; Rum liderliği olası bir siyasi çözümle birlikte Enosis’e giden yolu açmayı hedefliyor. Bunun için de “Garanti Antlaşmaları İptal Edilmeli, Türk Askeri Adadan Gitmeli, Kıbrıs Türkleri ‘azınlık’ haklarına razı olmalı, Rum göçmenler evlerine, mülklerine dönmeli” diyor. Art niyetli olmayan bir halkın lideri bunu dile getirir mi?
Sonuç olarak; Kıbrıs Türk halkına düşen görev birlik ve beraberlik içinde hareket ederek bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine sahip çıkmaktır, yaşatılması ve tanınmasını sağlamaktır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..