KKTC CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİM SONUÇLARI VE SAYIN TATAR’IN ANKARA ZİYARETİ
11 Ekim 2020 KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin I. Aşamasında Yüksek Seçim Kurulu tarafından açıklanan sonuçlara bakıldığı zaman tahmin edilenlere yakın bir şekilde UBP Adayı Ersin Tatar, %32.34; bağımsız aday Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı %29.84 ve CTP adayı Tufan Erhürman %21.67 oy alırken YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı %5.36, DP milletvekili Serdar Denktaş %4.20, MDP Adayı Fuat Türköz Çiner %030, bağımsız aday Arif Salih Kırdağ %0.25, bağımsız aday Alpan Uz %0.14, bağımsız aday Ahmet Boran %0.08 ve yine bağımsız aday Mustafa Ulaş %0,06 oy alıyordu..
18 Ekim 2020’de gerçekleşen 2. Tur seçimlerde 738 sandıkta seçmen sayısı 199.029 kişi idi. 2.turda , UBP adayı sayın Ersin Tatar kullanılan oyların %51.69’unu alarak seçimin galibi olurken bağımsız aday 4. Cumhurbaşkanı sayın Mustafa Akıncı ise oyların %48.31’ini alıyordu. Netice itibarıyla seçime katılım oranı ilk turda ada genelinde %58.29 iken , 2’nci turda %9 artarak %67.3 oluyordu..
Seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından yapmış olduğu ilk açıklamada sayın Ersin Tatar: “Oy veren, vermeyen herkese teşekkürler. Önemli olan kutuplaşmak değil, birlik ve beraberlik içinde KKTC’ni güzel günlere taşıyabilmektir” demişti..
KKTC Cumhurbaşkanı adaylarından UBP adayı sayın Ersin Tatar; ilk turda olduğu gibi, 2’nci turda da seçimi önde götürdü ve %51.69 oy oranıyla ipi göğüsleyerek KKTC’nin 5’nci Cumhurbaşkanı seçildi.. Bağımsız aday sayın Mustafa Akıncı ise, ilk turda olduğu gibi, ikinci turda da seçimi 2’nci olarak tamamladı ve %48.31 oyla KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerine veda eden, sayın Akıncı; KKTC Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından yapmış olduğu konuşmada sayın Ersin Tatar’ı tebrik ederken “45 yıllık siyasi hayatımı noktaladım” demişti..
Diğer yandan KKTC’nin yeni Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar’ı kutlayan T.C Dışişleri Bakanı sayın Mevlüt Çavuşoğlu; KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan sayın Ersin Tatar’ı gönülden kutlarken Kıbrıs Türkünün refahını, kalkınması ve güvenliğini hep birlikte koruyacağız” dedi..
Lefkoşa’da Sarayönü’nde UBP binası balkonunda yapmış olduğu konuşmada KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar: “masada ezik değil, başımız dik duracağız. Antlaşmaya varız, ancak şartları biz belirleyeceğiz” diyordu..
Cumhurbaşkanı olarak seçilmesinin ardından Kıbrıs sorununun siyasi çözümüne ilişkin olarak yapmış olduğu konuşmada sayın Ersin Tatar: “Yarım yüzyıldan beri bu meseleye çare bulunamadıysa , başka yöntemleri denemekte yarar vardır. Bu ada, her iki topluma yeter büyüklüktedir.” Dedi.
Tatar: “ BM Güvenlik Konseyi’nin 4 Mart 1964 tarih ve 186 sayılı kararıyla yaratılan haksız statükonun gerçek mağduru Kıbrıs Türk Halkıdır. Hepimiz Kıbrıs meselesinin artık neticeye bağlanmasından yanayız. Kıbrıs’ta ve bölgede sürdürülebilir barış ve istikrar için hiçbir tarafa üstünlük sağlamayacak şekilde, adadaki her iki halkın siyasi eşitliği ve egemen eşitliği ve Kıbrıs’ta var olan her iki devlet temelinde işbirliğini bir gereklilik olarak görüyoruz” demişti..
Tesadüfe bakınız ki; 26 Ekim günü KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar Ankara’ya giderken GKRY Başkanı Nikos Anastasiadis de Atina’ya gitti. Atina Belediyesi’nin altın madalyasını alacak olan Anastasiadis; söz konusu madalyaya layık görülmesinin en önemli sebeplerinden birinin de “Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi için gösterdiği çabalar” ve diğerinin de “Rum-Yunan ilişkilerinin mükemmel düzeyde sürmesine yaptığı katkılar” olduğu kaydedildi..
Netice itibarıyla Rum liderliğinin Megali idea hayalleri çerçevesinde yüzü her zaman Atina’ya bakıyorsa Kıbrıs Türk Halkının da yüzü Anavatanımız Türkiye’ye, Ankara’ya bakıyorsa bu da en net bir şekilde Rumların Yunanistan’a Kıbrıs Türk Halkının Anavatanımız Türkiye’ye bağlılığının en net göstergesidir..
Ankara’da yer alan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan ve KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar arasındaki görüşmede iki devlet vurgusu yapıldı ve sayın Erdoğan çözüm için federasyonun geçerli model olmaktan çıktığını, yeni fikirlerle masaya oturulması gerektiğini vurguladı.
Sayın Erdoğan: “Kıbrıs’ta Zaten Şu Anda İki Ayrı Halk ve İki Ayrı Devlet Var” diyerek, çözümün temelinin adadaki gerçeklere göre olması gerektiğini söyledi.. Türk tarafı adil ve sürdürülebilir bir çözümden yanadır. Sadece Türk tarafının çaba göstermesi çözüm için kafi değildir. Rum tarafının eşit ortaklığı temelinde çözüm niyeti yoktur…
…50 yılı aşkındır devam eden müzakerelerin başarısız olma sebebi Rumların zihniyetidir. Rumlar gasp ettikleri devleti, Kıbrıs Türk Halkıyla paylaşmak istemiyor. Rum tarafı azınlık olarak görmek istediği Kıbrıslı Türklerin haklarını gasp etmeyi sürdürüyor. Zaten iki devlet vardır. İki halkın barış içinde yaşayabilecek çözümün temeli adadaki gerçeklere dayanmaktadır.. İki devletli çözümün gerçekçi bir yaklaşımla masaya getirilmesi gerektiğini düşünüyorum…
..Doğu Akdeniz’de kendi Kıta sahanlığımızı koruduğumuz gibi Kıbrıs Türk Halkının meşru hak ve menfaatlerini de savunuyoruz.. Artık bu oyun bozulmuştur. Bölgede Türkiye’yi ve Kıbrıs Türkünü hesaba katmayan bir girişim başarılı olamaz. Kıbrıs Türkü her daim Türkiye’yi yanında bulacaktır” dedi..
Sonuç olarak; gelinen noktada “Kıbrıs Türk Halkı, Anavatanımız Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devam edeceği iki bağımsız ve egemen devletin birbirini karşılıklı tanıyacağı bir siyasi çözüme odaklanmalıdır.. Anavatanımız Türkiye de AB’ne tam üye olmadan KKTC de AB’ne asla üye olmamalıdır..
E. Büyükelçi sayın Tugay Uluçevik’in 9 Şubat 2020 tarihli “Kıbrıs İçin Doğal Çözüm” başlıklı yazısında belirttiği gibi: “Doğal siyasi çözüm şekli, Türkiye Cumhuriyeti’nin Torosların zirvesindeki şanlı ve şerefli al bayrağı ile Girne Beşparmak dağlarının tepesindeki bağımsız ve egemen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin şerefli bayrağının birbirine bakarak ve birbirini selamlayarak ebediyen dalgalanmalarını sağlayacak çözüm şeklidir.” Kaynak: söyledik.com/tranaliz/8027/kibris-icin-dogalcozum-em-buyukelci-tugay-ulucevik.html
Kıbrıs adası Anadolu’nun ayrılmaz bir parçasıdır.. Kıbrıs’ta hedeflenen adil ve kalıcı bir siyasi çözüm için hedef 1960 “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin” “iki toplumu” arasında değil, Ada’da var olan bağımsız ve egemen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile “ Kıbrıs Rum Devleti” arasında eşit statü ve düzeyde cereyan etmelidir.
Sonuç olarak Kıbrıs’ta var olan bağımsız ve eğmen iki devlet müzakere sürecinin sonunda birbirini karşılıklı olarak tanımalıdır..
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa…