Kıymetli okurlarım, geçen hafta bir yerel gazetemizde sür manşet konusu olan ülkemizde söylenti de olsa artan çeşitli şekillerdeki rüşvet olaylarının seyri ürkütücü boyutlara ulaşmış durumdadır.
Son dönemlerde bazı kurum ve kuruluşlarda meydana gelen bir çok olayda şaibe,danışıklı döğüş, gör beni göreyim seni, usülsüz uygulamalar ve hukuktan uzak tavırlar KKTC de normalleştirilmeye çalışılmaktadır.
Bazı devlet kurumlarımızda yaşanmış olan yolsuzluk ve usulsüzlükleri tekrar buradan irdelemeye gerek varmı sevgili okurlarım?.
Dolayısı ile maalesef ülkemiz bu anlamda hiçte iyi bir sınav verememiştir. Ben ünlü Rus yazar NİKOLAY GOGOL un yazmış olduğu ÖLÜ CANLAR ve MÜFETTİŞ kitaplarında yaşanmış olan hadiselerle bizim durumumuzun benzer özellikler taşımaya başladığı kanaatindeyim.
Güzel yürekli okurlarım izninizle biraz ünlü yazar GOOGLE ve ölü canlar ve müfettiş kitaplarından çok kısa bir değerlendirmeyi birlikte paylaşalım.
Ölü Canlar Ölü köle alan bir adamın başında geçen olayları bir mizah içinde anlatıyor.
Rusyanın Petesburg kentinin merkezindeki büyük hana bir yolcu oldukça güzel, küçük, yaylı bir araba ile gelir. İlk etapta bu kimsenin
ilgisini çekmez. Gelen şahıs Pavel İvanoviç ÇİÇİKOV’dur. Kendisini danışman, çiftlik sahibi ve iş için yolculuk eden biri olarak tanıtır. Tez elden kentin ileri gelenleriyle tanışır: Vali, polis memuru, yargıç, savcı, çiftlik sahipleri vs. ve gittiği her yerde kendini görgülü bir salon adamı olarak gösterir; konusu ne olursa olsun her konuşmada canlı, ilgi uyandırıcı sözler söyler
Çiçikov’un aldığı köleler kentte günün konusu olur. Köylülerin başka bir yere götürülüp yerleştirilmesinin karlı bir iş olmadığı üstüne bir çok yorumlar yapılır, bir çok düşünceler, görüşler ileri sürülür.
Bu arada Çiçikov ölü can almaya devam eder. Ancak bunları yaşıyor gibi göstermeyi de unutmaz. Çiçikov bu yolculuktan çok karlı çıkmıştır. 300 bin Ruble kadar para biriktirmiştir. Ancak yaptığı kanunsuz işler maliye memurlarına, valiye ve hatta prense kadar gitmiştir. Prens tarafından hapse atılır. Arkadaşı Murazov ona yardım edeceğini söyler ancak bunun karşılığı olarak bütün kötü alışkanlıklarından vazgeçmesini ister. Çiçikov isteği kabul eder. Prens ise hiç istemediği halde Murakov’u kıramaz ve Çiçikov’u serbest bırakır. Ancak tüm ülkeyi saran bir hastalık gibi rüşvet, ahlaksızlık ve dolandırıcılık almış başını gitmiştir.
Genel vali tüm memurları toplantıya çağırarak bu durumu gündeme getirir. Tüm insanların bu alışkanlıklardan vazgeçmesini, aksi taktirde bir çok kişinin işten atılacağını ve durumun Çar’a bildirileceğini söyler. Vali sözlerini şöyle bitirir. “Sahteciliğin hiçbir ceza, önlem ve yaptırım ile ortadan kaldırılamayacağını bilirim. Çünkü sahteciliğin kökleri ruhumuzun ta derinliklerine kadar sokulmuş ve rüşvet alma, olağan bir hak durumuna girmiştir. Düşman karşısında nasıl silaha sarılmışsak, namussuzluk ve sahteciliğe karşı da ayaklanmamız gerektiğini herkes anlamadıkça kötülükleri ortadan kaldırmamıza olanak yoktur ...”
Eğer Çiçikov’un kişiliğinin ahlak yönü sorulursa; erdemli ve kusursuz bir kahraman olmadığı açıkça anlaşılır. Ancak O “İşini Bilen” biri diyebiliriz. Kolay yoldan mal edinme ve kazanç hırsı çoğu kişiye göre kusurdur ve saygıdeğer işlerden sayılmaz.
Bir insanın hırsı uğruna neler yapacağı ve bunları yaparken yanlış yollara saparsak eninde sonunda foyamızın ortaya çıkacağı anlatılıyor. Buna rağmen hırs sayesinde insanları da etkileyebileceğimiz vurgulanıyor.Çiçikov yaşamın anlamını insanları etkilemede arayan bir insan görünümü veriyor ve bunun gereklerini savunuyor.
MESAJ KUTUSU
Sayın Kudret Özersay , Halkın Partisi’nde bir MYK üyesi ve bir ilçe yönetim kurulu üyesinin, istifa ettiği bilgisi doğru mudur? Çünkü bu konu ile ilgili çeşitli yorumlar yapılmaktadır.
Sayın Sadık Gardiyanoğlu , Bir takımda oyuncu değişikliklerinin olmasının gayet doğal olduğunu söylemişsiniz. Bu konuşmanızın bile fırtınalar kopmasına vesile olduğunu biliyor musunuz?
Sayın Sonay Adem, Yeni partinizle enerji patlaması yaşadığınız görülmektedir. Çalışma ve sosyal güvenlik konularında yapmış olduğunuz başarılı çalışmalar hala konuşulmaktadır.
Sayın Kemal Deniz Dana , Bakanınızla birlikte full mesai yapmaya devam etmektesiniz. Bu tempo ile sanırım epey kilo vereceksiniz..
Sayın Alihan Pehlivan , Maşallah temponuza kimse yetişememektedir. Bunun sırrını arkadaşlarınız merak etmektedir. Bir ipucu isteyenlerin sayısı hayli fazladır.
Sayın Bumin Paşa, Ulaştırma Bakanlığı’nın yükünü sırtlamış görünmektesiniz. Bakanınızın size güvenmekle doğru iş yaptığı söylenmektedir.
Sayın Ata Atun , ülkemizin önemli akademisyenlerinden biri olarak bir süredir ortalarda görünmediğiniz gözlenmektedir. Acaba diyoruz ki yeni buluşlar peşinde misiniz?
Sayın Ali Yenen , Milli Eğitim Bakanlığı müfettişi olarak gelen yurttaşlara karşı göstermiş olduğunuz ilgi ve alaka çok takdir edilmektedir. Özellikle sabırlı ve yardımcı yaklaşımlarınız için teşekkür mesajlarınız vardır.
Sayın Hüseyin Özgürgün , Ülke gündemindeki konularla alakalı,sorunların çözümü ile ilgili vatandaşlar sizi yeterince görememekten yakınmaktadırlar. Biraz daha öne çıkıp vatandaşlarla kucaklaşmanız beklenmektedir.
Sayın Tufan Erhürman,Vatandaşlık konusunda sizlere haksız suçlamaların yönlendirildiği görülmektedir. Sizin önemle altını çizdiğiniz husus öncelikle mevcut vatandaşlarımızın sorunlarının çözülmesidir.