KKTC’ NİN KURUCU CUMHURBAŞKANI RAUF R DENKTAŞ’I ÖLÜMÜNÜN 12. YIL DÖNÜMÜNDE SAYGIYLA ANIYORUZ

Abone Ol

Kıbrıs Türk Halkının özgürlüğü ve egemenliği için vermiş olduğu olağanüstü mücadele ile dünya liderleri arasındaki yerini hakkı ile alan büyük mücadele adamı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ı ölümünün 12. Yıl dönümünde saygı ve özlemle anıyoruz.

Kıbrıs Türk halkı egemen ve özgür oldukça, büyük mücadele adamı KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş gönüllerde yaşamaya devam edecektir.

Kıbrıs Türk halkının özgürlüğü ve egemenliği için büyük mücadeleler veren Rauf R. Denktaş; 27 Ocak 1924 günü Baf kasabasında doğdu. Annesi Emine hanım, babası Hakim Mehmet Raif Bey’di. Annesini henüz 1,5 yaşında iken kaybeden Rauf R. Denktaş, ailenin dördüncü ve en küçük çocuğu idi.

KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ın hayatında; babası Yargıç (Hakim) Mehmet Raif Bey ve de Osmanlı Devleti döneminde zaptiyelik yapmış olan dedesi Şeherli Mehmet Bey’in önemli bir yeri vardır. Çocukluk yıllarında özellikle tatillerde Aybifan’da ailesiyle vakit geçiren Rauf R. Denktaş, hatıratında bu köyü , “Köyüm” olarak niteler.

1930 y eğitim için İstanbul’a gönderilen ve de İlkokul ve Ortaokulu Fevzi Çakmak Lisesi’nde yatılı olarak okuyan Rauf R. Denktaş; Orta Okul’dan mezun olduktan sonra Kıbrıs’a döndü. 1941 yılında İngiliz Okulu’ndan mezun olmasının ardından Dr. Fazıl Küçük’ün Halkın Sesi gazetesinde yazılar yazmaya başladı. Rauf R. Denktaş, daha sonra bir süre Mağusa’da tercümanlık, Mahkemelerde memurluk ve İngiliz Okulu’nda öğretmenlik yaptı. 1944 yılında British Council’dan burslu olarak İngiltere’de Hukuk tahsili yapan ve 1947 yılında Lincoln’s Inn’den mezun olduktan sonra Kıbrıs’a dönen Rauf R. Denktaş, avukatlığa başladı. Sonraları savcılığa geçen Rauf R. Denktaş, 1956 yılında Başsavcılığa yükseldi.

Rauf R. Denktaş; hayatı boyunca Kıbrıs Türk Halkının yönetiminde üst düzey makamlarda bulunmuştur. “Kıbrıs Türk Cemaat Meclisi Başkanı”, “Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı”, “Genel Komite Başkan Yardımcısı”, “Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi Başkanı”, “Kıbrıs Türk Federe Devleti Başkanı” ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı” gibi seçkin ve istisnai ünvanlar taşıyan sayın Rauf R. Denktaş, Kıbrıs Türk Halkının kaderini değiştiren bir liderdi..

..Bu ünvanlar, ayrıca kendisine en fazla azınlık haklarının layık görüldüğü Kıbrıs Türk halkı, Rauf R. Denktaş’ın önderliğinde sürdürülen tarihi mücadele ile adım adım Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin çatısı altında bağımsız devlet düzenine kavuşmuş olduğu gerçeğini de şüphesiz ortaya koymaktadır. Ancak, bu sıfatların hiçbiri Rauf R. Denktaş’ı bir kişi , siyasetçi bir lider olarak tanımlamaya , onun gerçek çapını ortaya koymaya yeterli değildir..

..Rauf R. Denktaş, bütün Türk ulusunun bağrına bastığı bir milli kahramandır. Çünkü, Rauf R. Denktaş, sadece Kıbrıs Türk halkının değil, Türkiye’nin “Milli Dava” olarak sahip çıktığı ve

yürüttüğü Kıbrıs konusuna önderlik etmiştir. Rauf R. Denktaş ismi, Türk ulusunun milli Kıbrıs davasıyla özdeşleşmiş ve hayatı da “Milli Dava” ile bütünleşmiştir. Gerçek şu ki, Türk Milleti Rauf R. Denktaş isimli evladı ile iftihar etmiştir..

..İkinci Dünya Savaşı’nın hemen ertesinde Kıbrıs’ta Rumların yeniden canlandırdıkları Enosis yönündeki faaliyetler karşısında , Kıbrıs Türk Halkının ölümsüz lideri Dr. Fazıl Küçük önderliğinde bir araya gelen 5 Kıbrıslı genç Türk kahramanından biri 24 yaşındaki genç avukat Rauf R. Denktaş olmuştur. Rauf R. Denktaş, 28 Kasım 1948 günü Lefkoşa’nın Selimiye Meydanı’nda düzenlenen coşkulu mitingte kürsüye çıkmış ve “Aman Kıbrıs Girit Olmasın” diye anavatanımız Türkiye’ye çağrıda bulunmuştur. Nitekim bu ses Torosları aşarak Anadolu’da yankı yaratmıştır. Kaynak: https://plus.google.com/share?url=http://turksam.org/milli-kahraman-rauf-r-denktas-i-anarken

Liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün siyaset sahnesine çıkardığı Rauf R. Denktaş; 28 Kasım 1948’de Lefkoşa’da Selimiye (Ayasofya) Meydanında ilk kez düzenlenen mitingte yapmış olduğu konuşmasında “Şayet İngiltere Kıbrıs’ı Yunanistan’a Vermeye Kalkışırsa O Zaman Biz De Silahlanıp Dağa Çıkar ve Yunanlılarla Savaşırız” ve de “Aman Kıbrıs Girit Olmasın” deyince büyük bir alkış kopmuş ve bu sözler Kıbrıs Türk halkı arasında yıllarca konuşulmuştur.

Rum Ortodoks Kilisesinin Kıbrıs Türk halkı üzerinde kurmak istediği egemenliğine karşı, uzun yıllar Liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün isteği ve desteğiyle halkına ilk kez konuşma yapan Rauf R. Denktaş henüz 24 yaşında iken Liderimiz Dr. Fazıl Küçük de 42 yaşında idi.

28 Kasım 1948 tarihinde Lefkoşa’da Selimiye (Ayasofya) Meydanı’nda Kıbrıs Türk halkının düzenlediği ilk mitingde Dr. Fazıl Küçük’ün yanında yer alan Rauf R. Denktaş, ilerleyen günlerde Faiz Kaymak’ın teklifi ve de Dr. Fazıl Küçük’ün tasvibiyle Kıbrıs Türk Kurumlar Federasyonu Kongresi’nde başkanlığa seçildi.

Savcılık görevinden emeklilik hakkını kazanmasına altı ay kala, Birleşik Krallık Yönetimini zorlukla ikna ederek istifa eden ve Kıbrıs Türk halkının sorunlarıyla uğraşmaya başlayan Rauf R. Denktaş 1949 yılında avukatlık yapmaya başladı. Yine ayni yıl, Aydın hanımla evlendi.

1 Nisan 1955’te EOKA tedhiş örgütünün faaliyete geçmesiyle birlikte Enosis’le mücadelede ve Rum tedhiş örgütü EOKA karşısında Kıbrıs Türk halkının direnişine yön veren Rauf R. Denktaş; bu gelişmelerin ardından 23 Kasım 1957’de gizli bir yer altı teşkilatı olarak Rauf R. Denktaş, Dr. Burhan Nalbantoğlu ve Kemal Tanrısevdi tarafından Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) kuruldu. 26 Kasım 1957’de Lefkoşa Türk Lisesinde kuruluş bildirilerinin teksir edilmesinin ardından Türk Mukavemet Teşkilatı’nın ilk bildirileri dağıtılır. 2. Bildiriler ise 13 Aralık 1957’de dağıtılır.

Bugün kuruluşu 1 Ağustos 1958 olarak kabul edilen TMT’nin kuruluşunu liderimiz Dr. Fazıl Küçük’le birlikte Ankara’ya gidişlerinde TC Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun bilgisine getirerek TMT’nin anavatanımız Türkiye’ye mal edilişini hatıralarında Rauf R. Denktaş şöyle dile getiriyordu:

TMT’nin kurulması, anavatanımız Türkiye’yi davanın içine çekmede ve Türkiye ile işbirliği yapılmasında önemli bir gelişme olmuştur. Nitekim, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın kuruluş aşamasında Rauf R. Denktaş, şunları dile getirmiştir. “…Türk Mukavemet Teşkilatı’nı ve silah temin etme işini Türkiye’ye mal etmek gerekir, çünkü bu iş, memlekete üç günde şahsi

ihtirasların aleti olur, kontrol edemeyiz. Biz bu işi Türkiye’ye mal ederiz ve Türkiye bizi örgütler, böylelikle Türkiye’ye karşı sorumluluk içinde yürütürüz. Bu değerlendirmeler çerçevesinde konu, 02 Ocak 1958 tarihinde Ankara’da Liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün de hazır olduğu bir toplantıda Rauf R. Denktaş TC Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’ya TMT’nin kurulduğunu dile getirerek anavatanımız Türkiye’den yardım istenirken TMT’nin anavatanımız Türkiye tarafından sahiplenmesi ve de Kıbrıs’a gizli yollardan silah getirilmesinin temelleri atılmıştır.

TMT’nin ilk komutanı Yarb. Riza Vuruşkan ve diğer 4 subay 31 Temmuz/1 Ağustos 1958 gecesi Kıbrıs’a geldi. Bu nedenle günümüzde TMT’nin kuruluşu 1 Ağustos 1958 olarak kabul edilmektedir. Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)’nin Amaçları şöyle özetleniyordu:

a)Kıbrıs Türk halkının can ve mal güvenliğinin sağlanması b) Enosis’i ve bu hedef doğrultusunda yapılan girişimlere ve estirilen teröre karşı durmak c) Kıbrıs Türk halkına yapılacak silahlı saldırıları geri püskürtmek, d) Kıbrıs Türk halkının birliğini ve bütünlüğünü sağlamak, e)Anavatanımız Türkiye ile sıcak ilişkiler kurarak , Kıbrıs Türk halkının anavatanımız Türkiye’ye bağlılığını sürdürmek ilkeleri vardır.

Gerçek şu ki; TMT bu ilkeleri doğrultusunda verdiği savaşta başarılı olmuş, özellikle 1958-1960 ve de 1963-1974 döneminde Kıbrıs Türk halkının direnişini örgütleyerek, Rum silahlı saldırılarına karşı ayakta durmasını sağlamıştır.

1958 yılında Hükümetteki görevinden istifa eden Rauf R. Denktaş, 1959 Zürih ve Londra Anlaşmaları öncesinde TC Dışişleri Vakanı Fatin Rüştü Zorlu ile görüşmek üzere Ankara’ya gitti. Bu görüşmede adaya Türk askerinin gönderilmesi teklifini getirdi. 1959 Zürih ve Londra Antlaşmaları ile 1960 Antlaşmaları ve Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının hazırlanmasında çaba gösterdi. Ayni yıl, Türk cemaat meclisi üyeliği ve Türk Cemaati İcra Komitesi Başkanlığı’na seçildi.

16 Ağustos 1960 tarihinde 650 kişilik Türk Askeri Alayı ve 950 kişilik Yunan Askeri Alayı Mağusa Limanından adaya ayak basarken Kıbrıs Türk halkı 82 yıllık bişr aradan sonra Türk askerine yeniden kavuşmanın mutluluğunu yaşıyordu.

Ancak ne var ki; Rum-Yunan ikilisinin Megali-İdea hayalleri nedeniyle 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti uzun ömürlü olmayacak ve de 21 Aralık 1963 Kanlı Noel silahlı saldırıları ile yıkılacaktı. 11 yıl boyunca Kıbrıs Türk halkı , Türk Mukavemet Teşkilatı TMT etrafında bütünleşerek Rum-Yunan ikilisinin silahlı saldırıları ile yıkılacaktı. 11 yıl boyunca Kıbrıs Türk halkı, Türk Mukavemet Teşkilatı TMT etrafında bütünleşerek Rum-Yunan ikilisinin silahlı saldırılarına ve katliamlarına karşı büyük mücadeleler verdi. Bu gelişmelerin ardından Kıbrıs sorunu Mart 1964’te BM Güvenlik Konseyi’ne taşınır. BM Güvenlik Konseyi’nin aldığı 4 Mart 1964 tarih ve 186 sayılı kararına itiraz eden Rauf R. Denktaş’a Makarios tarafından adaya giriş yasağı konulur. İlerleyen yıllarda Adaya giriş yasağının kaldırılmasının ardından 13 Nisan 1968’de Ankara’dan adaya dönüşü sonrası 3 Haziran 1968’de Rauf R. Denktaş ve Glafkos Klerides arasında toplumlararası görüşmeler başlayacaktı.

Yıllarca devam eden görüşme sürecinden olumlu bir sonuç çıkmazken, Yunan Cuntasının 15 Temmuz 1974’te Makarios’a karşı düzenlediği darbenin hemen ardından Makarios’un yerine getirilen Nikos Sampson 17 Temmuz 1974’te Kıbrıs Helen Devletini ilan etmişti. Anavatanımız

Türkiye’nin bu gelişmelere seyirci kalması asla ve asla mümkün değildi. Nitekim, Kıbrıs Türk Halkı 20 Temmuz 1974 Barış Harekatının mutluluğunu yaşadı. 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile Kıbrıs’ta iki bölgelilik oluştu.

Yıllarca devam eden görüşme sürecinde olumlu bir sonuca varılamamasının ardından 15 Kasım 1983’te KTFD Meclisinin oy birliği ile aldığı kararla Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kuruluşunu ilan ediyordu..

Bu gelişme ile birlikte o günde hasbel kader benim de aralarında olduğum on binlerce kişiye Meclis Balkonundan yaptığı konuşma ile Rauf R. Denktaş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin Kuruluşunu ilan ederken bir yanında Osman Örek diğer yanında liderimiz Dr. Fazıl Küçük verdikleri mücadelenin mutlu sonunu yaşıyorlardı. O günde hayatının son günlerinde Liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün mutluluktan göz yaşlarını tutamadığı gözlemlediğimi çok iyi hatırlyorum.

Sonuç olarak; Kıbrıs Türk halkına düşen görev bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yaşatmak ve tanınmasını sağlamaktır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sen Çok Yaşa..