Klasik Ama Doğru Söz

Abone Ol

“Futbol doksan dakika, hakem çalmadan oyun bitti sayılmaz.” diye beylik bir söz var ya; işte dün T. Ocağı bu sözün doğruluğunu tüm iliklerine kadar hissetti.

Beş dakikalık uzatma oynanıyor, üçüncü dakikasında Bilal, kazandığı topu ayağa oynayıp zaman kazanacağına, orta saha civarında dışarı atıyor. Kenar yönetim, değişiklik için kenarda bekleyen futbolcuyu alıp 3. değişikliği yapmayınca, Gönyeli bu topla TOL ceza alanın hemen dışında faul vuruşu kazanıyor, bu işin uzmanı Raif aynen geçen hafta yaptığı gibi, topu Cenk’in sağından filelere gönderince, T. Ocağı altı da altı yapma şansını kaçırıyor.

Ocak kötü mü oynadı? Hayır. Oha Jesutekewwel ve Silla İnsa ile kanatları mükemmel kullandı. Beş haftadır fazla katkı yapmayan İnsa iki gol attı, iki topu direkten döndü, atamadığı veya Gönyeli kalecisi Kemal’in kurtardıklarını saymıyorum bile.

İlk yarıda 2-0 öne geçtikten sonra sanki maç bitmiş gibi rehavete girince, Sabri skoru bire indiren golü atarak onları uyandırdı. Ama kaleci Cenk, elinden kaçırdığı topa hamle yapan Esin’e faul yapınca, penaltıdan Esin’le beraberlik geldi.

Yedikleri gollerde Ocak savunması ve Cenk’in hataları kadar, orta saha oyuncuların da kabahati var. Raif, Sabri gibi, yaşlansalar da futbol virtüözü olan ikizleri hafife aldılar. Gönyeli’nin üç yabancısı da iyi futbolcular. Özellikle Felix Obada ile E. Francis Ocak savunmasını Esin’le birlikte çok zorladılar.

Gönyeli, tipik orta sıraların takımı olmaya namzet bir kadroya sahip. Sabri-Raif ile üç yabancısı her zaman iş yapar. Esin de form grafiği yükseldiğinde takımına büyük katkı verecek bir futbolcu. Ancak savunma vasat. Tufan sağ bekte oynadı, yeri değil. Oha, topla buluştuğu her pozisyonda onu geçti. Zaten sonradan oyundan alındı.

Skor 3-2’ye geldikten sonra, oyunun bitmesine uzun bir süre olmasına rağmen Ocak sanki maçı alıp götürmüş, Gönyeli de mağlubiyeti kabul etmiş bir futbol ortaya koydular. Al gülüm, ver gülüm paslar, topu aldığında arkadaşlarının gelmesini beklemek için geriye dönmeler, topu kaptırdığında çok adamla rakip alanda kalmalar…

Quincy Osei bile, orta sahadan ileri çıkınca, topu kaptırdıklarında ileride kalan futbolcular arasında yer aldı. Remzi onları görünce, mecburen orta sahaya gelip savunmaya yardım etmek zorunda kaldı. İlk yarıda bir şeyler yapan Cevdet, ikinci yarıda attığı tek şut ve İnsa’ya verdiği pas dışında sahada görülmedi.

Özetle, T. Ocağı rahat kazanacağı bir karşılaşmadan uzatmanın son dakikasında yediği golle beraberlikle ayrıldı.

Ne demişler; Bir nasihat, bin musibetten iyidir. Bu beraberlik belki Ocak futbolcularına bir ders olur da, skor ne olursa olsun, oyunu bırakmazlar.