Korku ile yaşanmaz

<p class="MsoNormal"><span>Ünlü akademisyen Zeki Beşiktepeli ile araştırmacı/eleştirmen dostum Ülker Fahriyi bir TV

Abone Ol

Ünlü akademisyen Zeki Beşiktepeli ile araştırmacı/eleştirmen dostum Ülker Fahriyi bir TV  yayınında  izleme olanağı buldum. Ancak, konuşmalarının son bölümüne yetiştiğim için üzüldüm. Keşke haberim olsaydı da başından itibaren izleseydim.

Çok önemli, kritik, yaşamsal nitelikli birkaç konuda , öylesine gerçekci görüşler ortaya koydular ki, hayran kaldım.

Özellikle, mal/mülk, iki bölgelilik, müzakerecilerin uzayıp giden pazarlıkları, inanılmaz zaman kayıpları ve halkları resmen aldatıcı beyanatları ile oyalamaları hakkındaki , gerçekci iddiaları dikkatimi çekti.

Çoğu savunduklarına  katılırım.

Anlaşma olacakmış da bazı Rumlar Kuzeye eski mallarına, köylerine dönecekmiş de bilmem ne olacakmış da Kıbrıs Türk bazı çevrelerce, halkı korkutuluyor.

Bir anlaşma oldu varsayalım.

Acaba kaç Rum kuzeye dönecek. O, 1975 nüfus mübadelesinden sonra, Kuzeyden güneye geçen, kaç Rum hayattadır. Hayatta olup da , Güneyde 1975 den beri hayat kuran, aile, iş güç sahibi olan insanların kaçı gelip de Kuzeyde macera arayacak. Türk yönetimi altında ne iş kuracak, çevre bulacak, eş dost ve eski yaşamını bulacak. Belki birkaç kişi cesaret edip dönebilir. Onların nesinden korkuluyor ?

Veya Kuzeye gelip yerleşen kaç Kıbrıslı Türk ,eski köylerine mallarına dönüp, çevre bulacak, iş güç kuracak ve yerleşip , huzur içinde Rum idaresi altında yaşayacak. Belki de hiç. Olsa olsa  elin parmaklarının sayısını geçmeyen bir miktar dönebilir.

Sonracığıma, mülk meselesi, Tazmin Komisyonu, ne yaptı, kaç kişiye daha tazminat ödeyecek parası, kaynağı var ?

Birkaç yüz dosyayı kapatmış olabilir. Tazminat, Takas, iade başlıkları altında  az sayıda kişiyi tatmin edebilmiş de olabilir. Yüzlerce, binlerce Rum,  tazminat isteği ile  gelirse, kaynak nerede ?  AB ,BM ve bazı zengin ülkeler çözüm halinde finans sağlayacakmış. Çıkarları olmadan mı ? Kim, kime, bedava para dağıtır?

Ellerinde Rum malı bulunduran ve yıllardan beri bu mal benim oldu diyenler ne yapacak ? Kim tanır, KKTC makamlarının verdiği tapuları? Nasıl hak talep edilebilir. Malın tapusu Rumun elinde.

Beşiktepeli de,Ülker de net biçimde izah etti. Bu konuda da kapitalis düzende, para babaları olacak değil mi malların sahipleri .

Ne ise, uzatmaya gerek yok. Kıbrıs sorunu masada çözümlenemeyeceğine göre, Kıbrıs Türk müzakereci Sayın Akıncı olsun, halkımıza gerçekleri anlatsa. Halkı umutlandırmasa. Halktan aldığı güçle , Rum müzakereci Anastasiadese, gel bu boş, anlamsız tartışmalardan vazgeçelim, her iki halk kendi bölgelerinde, kendi yönetimleri altında istedikleri biçimde yaşasın  , dese olmaz mı ?

Görünen köy kılavuz ister mi ?

Anastasiades, “yalnız Karpaz, Maraş, Morfu için mücadele etmiyoruz, her karış toprağımızı geri istiyoruz” demiyor mu? “Garantilere gerek yok. Türkiyenin AB ye üyelik konusunda önünü açmayız, veto ederiz”, demiyor mu ?

Toprak vermez, garanti istemez, dönüşümlü başkanlık kabul etmez... ve daha neler...

O halde masada oturup zaman kaybetmenin ne anlamı vardır.

Kuzey onların, Güney onların, doğal gaz onların, Devlet onların, mal onların... Eee yeter.!!  Kıbrıs Türkünün hiçbir şeyi,  hakkı, hukuku, malı mülkü, Kıbrıs coğrafyasında söz hakkı yok mu ?

Müzakere masasında , hayati, ciddi, Kıbrıs Türk halkını endişelendiren konular, kırmızı çizgileri hiç kabul görmeyecekse, neyin müzakeresi, pazarlığı yapılıyor.

Varsın iki halk kendi bölgelerinde yaşasın. Geri dönmek isteyen Rum veya Güneye geçmek isteyen Türk varsa buyursun geçsin. Kokmadan, çevre bulsun, iş güç kursun da serbestce dolaşsın, mal mülk edinsin, yaşasın, yaşayabilirse!!

Çözüm anlaşma  arzulayan , isteyen bütün bunları iyi değerlendirsin, hesdaplasın. Yanlış hesaplar , çok pahalıya mal olabilir. Madem ki, iki tarafta da samimiyet yok, ciddi taviz vermek niyeti yok, kapan kaptı, yağmalayan yağmaladı, herkesin tuttuğu elinde kalsın felsefesi de işe yaramayacağına göre!.

En akılcıl ve kalıcı çözüm, iki ayrı bölge, iki ayrı halk ve iki ayrı yönetimdir. Bunu kabul edecek, yaşama geçirecek ve kalıcı kılacak bir anlaşma söz konusu ve mümkünse, hemen olsun. Ama, nerde gezer!!

Öyle bir ihtimal ufukta yok.

Herkes , kendi bölgesinde korkmadan, korkusuz, özgürce yaşasın. Çok mu zor  bunu gerçekleştirmek ? İmkansız mı böylesine bir formül ve çözüm bulmak?

Zor ve imkansız ise, müzakere maskaralığına son verilsin.

 

BM temsilcisi, Anastasiades, Akıncı, Nami ve diğer Rum liderler  halkları ile alay etmesinler. Aldatmacayı  bıraksınlar.