KTGB imzasıyla yapılan açıklamada, Birliğin, Anayasa’yla da koruma altında olan ifade özgürlüğünü ortadan kaldırmaya yönelik her türlü adımın geçmişte olduğu gibi bugün de karşısında olmaya devam ettiği ifade edildi.
Açıklamada, Basın-Sen Başkanı Kişmir hakkında, “Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nı hedef gösteren bir yazı yazdığı ve kurumun manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif ettiği” gerekçesiyle 10 yıla kadar hapis cezası öngören dava açılmasının, “basın ve ifade özgürlüğüne yönelik bir tehdit ve darbe olarak” görüldüğü kaydedildi.
“Anti demokratik, gerici ve ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı hatta ortadan kaldıran, basın özgürlüğünü yok eden ve düşünceyi suç kapsamına alan yasa değişikliklerine yönelik geçtiğimiz yıl verilen mücadele de işte bu yüzdendi” denilen açıklamada, yapılmak istenen değişikliklerin, hali hazırda hukuk davalarıyla çözümlenebilecek durumları “Ceza Yasası” kapsamına aldığı, bunun da düşüncelerin ifade edilmesini hapis cezasına dönüştürdüğü belirtildi.
Gazeteciler Birliği açıklamasında, “Bugün Ali Kişmir’e yönelik açılan dava, yasayla yapılmak isteneni, mahkemelerde ‘emsal’ haline getirip ifade özgürlüğünü toptan ortadan kaldırma talebidir. Bu kabul edilemez bir durumdur ve bunu kabul etmeyeceğiz” ifadeleri kullanıldı.
Bu davanın ilk gündeme geldiği Şubat ayında da belirtildiği gibi, farklı düşünceleri ifade etmenin gazetecilik mesleğinin temelini oluşturduğu ifade edilen açıklamada, şöyle devam edildi:
“Gazeteciler ‘emir eri’ değildir. Gazeteciler kurumların ‘halka ilişkiler memuru’ değildir. Gazeteciler ‘güzelleme’ yazarları değildir. Elbette eleştirecek, yanlış gördüklerini özgürce yazacak, halkı bilgilendirme görevini yerine getirecektir. Bunu da Demokles’in kılıcını boynunda hissetmeden yapacaktır.”
-“Mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz”
“Yazılanlardan rahatsız olanların hukuk davası açmasına hiçbir itirazımız yok. Ama ceza davalarıyla gazetecilerin susturulmak istenmesine rıza göstermemiz beklenmesin” denilen açıklamada, bu konudaki mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği kaydedildi.
Yasama görevini yürüten Meclis’e de seslenilen açıklamada, yasaların, günün koşulları, gelişen dünya ve insan hakları doğrultusunda zamanında güncellenirse anlamlı olacağı ifade edilerek, Meclis’e, yasaları “özgürlükleri güvence altına alacak” şekilde yeniden düzenleme çağrısı yapıldı.
Açıklamada son olarak, “Unutulmasın ki ‘basın özgürlüğü hayatın özgürlüğüdür’” denildi.