Buna göre apartman sahibi Mustafa Tutar, Afrika uyruklu kiracılarını evden çıkarmak için pencereleri söktürdü, eşyaları izinsiz çıkarıp attı, apartmanın su ve elektriğini kesti, insanlık dışı şartlarda yaşamaya mahkum etti. En sonda evi kundaklattırarak masum bir canı hayattan kopardı. Zanlı Tutar’ın insan kaçakçılığı, resmi evrak düzenleme suçundan davaları olduğu ortaya çıktı

 

 

 

Haspolat’ta Tutar Apartmanı’nı kundaklayarak, bir kişinin ölümüne ve bir kişinin ağır yaralanmasına neden oldukları iddia edilen Ürdünlü Sakher Mansour Abdul Elmughrabı, Illias El-Ghazalı ve suçla bağlantılı tutuklanan binanın sahibi Mustafa Tutar dün yeniden mahkemeye çıkarıldı.

Mahkemede mesele ile ilgili olguları aktaran polis, zanlıların “Adam Öldürme, Kundaklama, Binalardaki Eşyaları Ateşe Verme ve Ağır Yaralama” suçlarından tutuklandıklarını belirtti. Polis, Sakher Mansour Abdul Elmughrabı ve Illias El-Ghazalı’nin Haspolat’ta zanlı Mustafa Tutar’ın sahibi olduğu, Tutar Apartmanını 23 Ekim 2024 tarihinde saat 03:00 sıralarında henüz tespit edilemeyen bir nedenden dolayı saf alkol dökerek, kundakladıklarını söyledi.  Polis, zanlıların  yangın sonucu apartman sakinlerinden ve 6 numaralı dairede kalan Gana uyruklu 24 yaşındaki Derrick Bamfo Ampomah’ın vefat ettiğini, Jonathan Maukle Adjabeng'in  ise ağır şekilde yaralanmasına neden olduklarını açıkladı. 

Şengil, şahadetinde şunları aktardı:

“Zanlı Tutar iş insanıdır. Haspolat’ta Tutar 4, Tutar 5 ve Tutar 6 isimli 3 apartmanı bir de ofisi vardır. Yanında birçok kişi çalışmaktadır. Olayın yaşandığı Tutar 5 apartmanında kalan Afrikalılar geçtiğimiz Ağustos ayında Tutar 4 apartmanında kalıyordu. Zanlı Tutar ile kiracıları arasında apartmanı tahliye konusunda sorun yaşanıyordu. Ev sahibi Tutar ile Afrikalı kiracılara 31 Aralık 2024 tarihine kadar Tutar 5 apartmanında kalabileceklerini söyleyerek, Tutar 4 apartmanını tahliye ettirdi. Tüm kiracılar Tutar 5 apartmanına taşındı. Ancak zanlı Tutar ile kiracılar arasındaki sorunlar devam etti. Zanlı, 14 Ağustos 2024 tarihinde içerisinde kiracılar olmasına rağmen pencereleri söktürdü, eşyalarını izinsiz çıkarıp attı, Öğrenciler polise şikayet edince pencereleri geri taktı. Ancak zanlı yine de durmadı ve apartmanın su ve elektriğini kesti. Öğrenciler aylardır susuz ve elektriksiz insanlık dışı şartlarda yaşamaya devam etti. Zanlı apartman boşluklarındaki kapıları da söktü.

Olay gününden bir gün önce yani 22 Ekim 2024 tarihinde zanlı Tutar’a Arap uyruklu kiracılar bulan ve komisyon karşılığında zanlıyla çalışan Sakher Mansour Abdul Elmughrabı ile zanlı Tutar birlikte Haspolat’tan Lefkoşa’ya geldi. Bir meyhanede vakit geçirdiler. Daha sonra Haspolat’a geri döndüler. Tutar, Elmughrabı’yi Range Rover marka aracının yanına bıraktı.

Zanlı Tutar, aracını Mobese kameralarının altına park ederek, telefon görüşmesi yaparak, dost hayatı yaşadığı kadınla konuştu. Daha sonra her iki cep telefonunu kapattı, biri araçta bıraktı, birini eve götürdü. Zanlı ifadesinde telefonları kapatarak, uyuduğunu söyledi. Zanlıdan cep telefonları istendiğinde

Shovme ve Samsung marka iki telefon verdi. Ancak kamera görüntülerinde zanlının İphone kullandığı tespit edildi. Bu telefonla olayda önce Elmughrabı ile konuştuğu telefondu. Polise verdiği Shovme marka cep telefonuyla ilgili yapılan incelemede olaydan önce ve olaydan sonra kullanılmadığı tespit edildi. Tutar’dan ayrılan Elmughrabı, zanlı Illias El-Ghazalı’yi alıp, olayın yaşandığı apartmana girdi. İncelenen kamera görüntülerinde 2 kez zanlılar birlikte apartmana girdi. Bir kez Illias El-Ghazalı tek başına girdi ancak yangını çıkaramadı. Daha sonra iki zanlı olay yerinden ayrılıp saf alkol temin ettikten sonra apartmana geri döndü ve alkolü dökerek yangın çıkardı.

Zanlılar evlerine gitti, şort ve terlik giydi, yangın haberini almış ve uykudan yeni kalkmış gibi davranarak olay yerine şort ve terlikle gitti. İnsanlara yardım etmeye çalıştı. Elmughrabı ölen kişinin çıkarılmasına da yardım etti. Ölen şahsın ağır yaralıyken çekilmiş videosunda help diye bağırdığı ve inlediğini duyuluyor. Ölen şahıs ambulansla hastaneye götürülürken, zanlı Elmughrabı, bu esnada apartmanın kamera güvenlik sistemini söktü. Olay yerinin yakınında bulunan kamera sisteminin üzerinde Elmughrabı’nin parmak izi bulundu. Kameranın söküldüğü duvarda ise avuç içi izi tespit edildi.

Zanlı Illias El-Ghazalı de yangını söndürmek için su taşıdı, panik yaşayan insanlara yardım etmeye çalıştı.

Tüm bunlar olurken 2 cep telefonunu kapattığını ve uyuduğunu söyleyen zanlı Tutar, yangını eşinden öğrendiğini söyledi. Zanlı, telefonları kapalı olduğu için dost hayatı yaşadığı kadının eşini aradığını ve böylelikle olayı öğrendiğini öne sürerken, yapılan incelemede zanlının eşinin 03.04’te arandığı belirlendi. Ancak zanlının Samsung marka cep telefonunda 02.52’de cevapsız çağrı olduğu tespit edildi. Ayrıca zanlı Elmughrabı olay yerinde bir şahıstan telefon alarak, görüşme yaptı, konuştuğu kişiye “Beni sorarlarsa tüm gece yanında olduğumu söylersin” dedi. Bu konuşmaya tanık olan kişiden ifade alındı.”

Bu bir celpnamedir Bu bir celpnamedir

Yaptığı soruşturma sonucu olayla ilgili tespitlerini aktaran polis, ilk günden beri Elmughrabı ile Tutar’ın polisi yanıltmak için tüm yolları denediğini söyledi. Polis, Illias El-Ghazalı’nin ise polise yardımcı olduğunu, önceki gün bir ifade daha vererek, Elmughrabı’nin isteği üzerine apartmanı yaktığını itiraf ettiğini açıkladı.

Polis, soruşturmanın zanlıların etki edebileceği kısmının tamamlandığını, 19 günde 70 ifade alındığını, 13 kamera incelendiğini belirtti. Polis, zanlı Elmughrabı’nin ülkede çalışma izniyle bulunduğunu, Illias El-Ghazalı’nin öğrenci olduğunu belirtti. Polis, zanlı Tutar’ın  KKTC-TC vatandaşı olduğunu, iş yerleri olduğunu, kuvvetli bir maddi güce sahip olduğunu söyledi.

Polis, zanlı Tutar’ın insan kaçakçılığı, resmi evrak düzenleme ve tedavüle sürme suçundan teminata bağlı olduğunu anımsattı. Zanlıların itham olduğu adam öldürme suçunun ömür boyu hapis öngördüğünü kaydeden polis, davalarında hazır olmaları için 3 ay süreyle cezaevine gönderilmelerini talep etti. Polis, bu 3 aylık sürede Türkiye’ye emare gönderileceğini, silinen telefon görüşmeleriyle ilgili DATA incelemeleri yapılacağını açıkladı.

Savcı Behrat Mavioğlu, zanlı Tutar’ın gayri yasal yollardan Türkiye’ye kaçması halinde geri iade edilmeyeceğini, insan kaçakçılığı suçundan teminata bağlanmış olmasının, kaçması için gerekli ilişkilere sahip olduğunu gösterdiğini söyledi. Zanlının kuvvetli bir maddi güce de sahip olduğunu kaydeden savcı, yaşanan olayın oldukça vahim olduğunu, her ne kadar ölen şahsın yabancı uyruklu olmasından dolayı basında yeterince yer almasa da toplumda infial yarattığını, zanlıların kaçması durumunda adaletin tecelli edemeyeceğini ifade etti. Savcı, kaçma ihtimali olan zanlıların tutuklu yargılanmasını talep etti.

Elmughrabı ile Illias El-Ghazalı’nin avukatları cezaevi talebine itiraz etmezken, 3 aylık sürenin uzun olduğunu savundu. Tutar’ın avukatı ise tutuklu yargı talebine itiraz ederek, zanlının kaçmayacağını savundu ve ona kefil olabilecek tanıkları mahkemeye dinletti.

Gerçekleştirilen duruşmanın ardından Yargıç Nuray Necdet, tüm zanlıların tutuklu yargılanmasına ve bu amaçla 2 ayı aşmayacak süreyle cezaevine gönderilmelerine emir verdi.