KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ ULUSLARARASI STATÜ AÇISINDAN İLERİ ADIMLAR ATARKEN
Kıbrıs Türk Halkına düşen görev birlik ve beraberli içinde hareket ederek bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yaşatmak ve tanınmasını sağlamaktır. Nitekim son yıllarda bu yönde verilen mücadelemizin olumlu sonuçları kendini göstermeye başlamıştır.
19 Nisan 2023 tarihli Kıbrıs gazetesine yansıyan haberlere göre Eski Müzakereci, Emekli Diplomat sayın Osman Ertuğ, “Federasyon Görüşmeleri Bitmiş, Tükenmiştir. Yıkıntılar Üzerine Bir Gelecek İnşa Etmeye Gerek Yoktur” diyerek yapılması gerekenin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanıtmak olduğunu vurguladı.
Deneyimli diplomat sayın Osman Ertuğ, 18 Nisan’da KIBRIS TV’de katıldığı canlı yayında Haluk Yerli’nin sorularını yanıtladı. Kıbrıs meselesinin bir maraton olduğunu söyleyen sayın Osman Ertuğ, bugün Rumları temsil eden ismin Nikos Hristodulidis olduğunu ancak , anlayışta bir farklılık olmadığını kaydetti..
..Güney Kıbrıs Yönetimi Lideri Hristodulidis’in söylemlerini eleştiren sayın Osman Ertuğ: “Hristodulidis ‘masada bıraktığımız yerden devam edeceğiz’ söylemlerine yönelik önce şunu sormak gerekir, bıraktığı yer önce neydi ona baksın. Bir çöküntü üzerine gelecek kuramazsınız. Crans Montana federal arayışların bir çöküşüdür ve bunu herkes böyle tanımladı” dedi..
.. Sayın Osman Ertuğ sözlerine şöyle devam etti: “Hristodulidis’in o dönemden kalma tabiri caizse siyasi bir kamburu var. Oraya gelene kadar zaten katı uzlaşmaz tutumu biliniyordu. Crans Montana’daki çöküşün Yunanistan’ın o dönemdeki Dışişleri bakanı ile birlikte iki mimarından birisidir ve barış meleği olmaya soyundu. Hristodulidis böyle tanımlanacak son kişi olması lazım.”
..”Federasyon görüşmeleri, bitmiş tükenmiştir. Yıkıntılar üzerine bir gelecek inşa etmeye de gerek yoktur” diyen sayın Osman Ertuğ, bunun bir kısır döngü olduğunu ve tekrar Kıbrıslı Türkleri bu kısır döngünün içerisine çekip belki 50 yıl daha masada tutmaya çalışmayı amaçladıklarını kaydetti.
..Sayın Osman Ertuğ, “Bitmiş olan uzlaşı aramak değil, bitmiş olan federal uzlaşı aramaktır” diye konuştu. Rum liderliğinin Avrupa Birliği’ni daha fazla işin içine çekmeye çalıştığını ifade eden sayın Ertuğ, “Onlar, zaten Yunanistan ile birlikte AB’ye üyedirler. AB onlardan yana tutum sergiliyorken, Kıbrıs Türkü’nün AB’ye tarafsız bakmasını bekleyebilir misiniz?
Bunu yaparken gelgitler de yaşıyor. Bunu AB gündemine getirdik diyor ama diğer taraftan bunun kabul görmeyeceğini de biliyor” dedi.
AB’nin dışında Kıbrıs sorununa ilişkin Birleşmiş Milletler’in rolüne değinen sayın Osman Ertuğ, “Bu meselede uzlaşı aramada aracı olan örgüt BM’dir. BM’nin yerine mi geçecek AB? Ama AB zaten ‘Biz böyle bir göreve soyunmayız’ diye söylüyor” ifadelerine yer verdi.
Sayın Osman Ertuğ, “Bundan sonra önümüzde duran hedef Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıtmak ve iki devletli, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statümüzün teyidine dayalı bir politikadır” dedi.
Bunun hem Türkiye için hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için bir devlet politikası olması gerekliliği üzerinde duran sayın Osman Ertuğ, “Çünkü burada birliği sağlayabilmiş değiliz, muhalefet hala federasyon diyor. Hükümetin ve Türkiye’nin belirlediği egemen eşitliğe dayalı bir uzlaşı formülüdür” diyerek bunun üzerine gidilmesinin şart olduğuna vurgu yaptı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni uluslararası statü açısından daha ileri taşımak adına adımlar atılmaya başladığına dikkat çeken sayın Osman Ertuğ; “Bu durum Rumları çok endişelendiriyor. Bütün gayretleri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasını engellemektir veya tanımayı ima eden her türlü faaliyetin önüne geçmektir. Onların arayışı bir uzlaşı arayışı değildir. Bizi köşeye sıkıştırıp kendi isteklerini empoze etmek ve tanınmamızı engellemeye çalışmaktır” Dini ve sivil kanatta Başpiskopos bacağında ENOSİS’i yaşatma geleneğinin devam ettiğine değinen sayın Osman Ertuğ, yeni Başpiskopos en büyük endişesinin Kıbrıs’ın Türkleşmesi olduğunu söylediği demecine dikkat çekti.
..Sayın Osman Ertuğ, “Peki kendisi Kıbrıs’ın bütününün Helenleşmesi konusunda aynaya neden bakmıyor? Bunun için Kıbrıs Türkü’nü yok etmeye çalıştın, katliamlar düzenledin. O zaman biz ada Helenleşiyor diye bağırdık. Ama sesimizi kim duydu?” Diyerek buna tepki gösterdi.
Ertuğ, Rumların ABD ile anlaşmalar imzaladığına vurgu yaparak , “Silahlanmaya gidiyorlar ve Türkiye gibi bir güce karşı ne kadar silahlanırsanız silahlanın yeterli değildir” diyerek Rumların bu tutumunun yanlışlığına dikkat çekti. Kaynak: 19 Nisan 1923 tarihli Kıbrıs Gazetesi
Kıbrıs Türk Halkı olarak; bağımsız ve egemen devletimiz KKTC bizim vatanımızdır, Türkiye anavatanımızdır. Kıbrıs Türk Halkı olarak; bu topraklarda huzur içinde yaşamamızın tek bir yolu vardır, o da aziz şehitlerimizin ve gazilerimizin canı ve kanı pahasına 15 Kasım 1983’te ilan edilen bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yaşatmamızdır ve de tanınmasını sağlamaktır.
Bu noktada adamızda hala daha aramızda bağımsız ve egemen iki devletli siyasi bir çözüme karşı çıkanlara doğru yolu bulmalarını tavsiye ediyoruz!.. Ne yazık ki hala daha Kıbrıs’taki gerçekleri görmezden ve bilmezden gelenler vardır. AB rüyası görenler vardır!..
Bu noktada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, iki devletli siyasi çözüme karşı çıkan ve hala daha sözüm ona ‘sözde’ Federasyon gibi bir siyasi çözümle Rumlarla bir arada yaşamayı hedefleyenler vardır. Bu düşünce içinde olanları şiddetle kınıyoruz.
Ama ne yazık ki, Kıbrıs Türk halkı günümüzde uygulanan ambargolar altında inim inim inliyor. AB ve BM ambargolarını görmezden ve bilmezden gelenler vardır.
24 Nisan 2004 Annan Planına ‘Evet’ demesi için Kıbrıs Türk Halkına sözler ve vaatlerde bulunan büyük güçler sözlerinin hiçbirini tutmadı!.. Ama ne yazık ki o günde Kıbrıs Türk halkının ‘Hayır’ demesini isteyen KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı yanında , Kıbrıs Türk halkının ‘Evet’ demesini isteyen bir anavatanımız vardı!.. AB’den yükselen sesler vardı!.. Kıbrıs Türk halkı ‘evet’ derse ambargolar ve izolasyonlar kalkacak diyenler vardı!.. Ama ne oldu?.. Kıbrıs Türk halkı o günde genelde anavatanımızdan yükselen sese kulak vererek ‘Evet’ derken Rumlar üyesi oluyordu!..
Ne yazık ki dün olduğu gibi bugün de Kıbrıs Türk halkına ambargolar ve izolasyonlar devam ediyor. AB ve BM bu gerçekleri bilmezden ve görmezden gelenler vardır.
Bu noktada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, iki devletli siyasi çözüme karşı çıkan ve hala daha sözüm ona Rumlarla federasyon gibi bir siyasi çözümle bir arada yaşamayı hedefleyenler vardır, şiddetle kınıyorum.
Sonuç olarak; günümüzde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasına giden yolda Kıbrıs Türk Halkı; anavatanımız Türkiye’nin desteğinde ilerlemeye devam ediyor.
Geriye dönüp baktığımızda 18 Ekim 2020 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 5. Cumhurbaşkanı olarak seçilmesinin ardından ilerleyen günlerde Rum liderliğinin 27-29 Nisan 2021 tarihleri arasında Cenevre’de gerçekleşen 5+BM Konferansında KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar: “Kıbrıs’ta siyasi çözüm için federasyonu tartışmak artık zaman kaybıdır” diyerek iki devleti siyasi çözümü gündeme taşıyacaktı.
Eşit ve egemen iki devletin işbirliğine sayalı siyasi çözüm; 27-29 Nisan 2021 Cenevre Konferansı günlerinde resmen gündeme getiren KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar: “Egemen eşitliğimizin ve uluslararası eşit statümüzün tanınması halinde devletten devlete yapılacak görüşmelerle ancak Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir anlama sağlanabileceğini ifade ettik” demişti.
Dün olduğu gibi bugün de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tanınma yolunda ilerlemeye devam etmektedir.
Nitekim, anavatanımız Türkiye’nin desteğinde; 11 Kasım 2022’de Türk Devletleri Teşkilatına Gözlemci üye olarak kabul edilen bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, 28 Nisan 2023’te Türk Devletleri Asamblesi (TÜRKPA)’nın 12. Genel Kurulunda oy birliği ile alınan kararla “Gözlemci Üye” olarak kabul edilecekti.
Sonuç olarak; bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tanınma yolunda ilerlemeye devam ederken gelinen noktada olası bir siyasi çözüm konusunda GKRY lideri Hristodulidis: “Kıbrıs Türklerinin iki devlet talebi hiçbir zaman kabul edilemez. Kıbrıs Türkleri ‘azınlık’ haklarına razı olmalıdır. Garanti Antlaşmaları iptal edilmeli Türk askeri adadan gitmeli” diyerek uzlaşmaz tutumlarını devam ettiriyorlar.
Kıbrıs Türk Halkına düşen görev birlik ve beraberlik içinde hareket ederek bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yaşatmak ve tanınmasını sağlamaktır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..