Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanıtılmasını sağlamak için harekete geçilmelidir

Abone Ol

Rum-Yunan ikilisinin Megali İdea hayalleri nedeniyle ortaya çıkan Kıbrıs sorununa siyasi bir çözüm bulmak amacıyla 3 Haziran 1968’de başlayan  ve de 1977’den beridir de BM parametreleri çerçevesinde yürütülmekte olan toplumlararası  görüşmeler kesintilerle günümüze kadar devam ederken;büyük umutlarla  gerçekleştirilen CransMontana Kıbrıs Konferansı , Rum-Yunan ikilisinin  7 Temmuz 2017’de sabahın erken saatlerinde  Konferansı tek etmesiyle  başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

O günde sayın Akıncı: “Dünyanın sonu değildir.  Biz Kıbrıs’ta hak ettiğimiz alnımızın akıyla, onurlu bir toplum olarak yaşamanın yollarını  bulacağız, bunu başaracağız” demişti…

24 Nisan 2004  Annan Planı referandumu günlerinde  KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı sayın Rauf R. Denktaş ve ona destek verenler;  bazı çevreler tarafından uzlaşmaz ilan  edilirken anavatanımız Türkiye’nin de destek verdiği Annan Planı referandumunda verilen sözlere ve vaatlere inanan  ve de AB ve diğer güçler tarafından kandırılan Kıbrıs Türk Halkı %65 oranında ‘evet’ derken, %76 oranında ‘hayır’ diyen Rumların ödüllendirilerek  1 Mayıs 2004 itibarıyla  AB’ne  üye olmaları ile Kıbrıs sorunu diye bir sorunları kalmazken verdikleri ‘hayır’ oyu ile de ellerini güçlendirirken, elde ettikleri kazanımlarla da   görüşme sürecinde  zamana oynayarak Enosis’e giden yolun açılmasını hedeflemişlerdir.

Aradan  geçen yıllar; Kıbrıs Türk Halkının  endişelerinde ne kadar haklı  olduğunu göstermiştir. O günde siyasi görüşleri Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf R. Denktaş’la örtüşmeyen ve  O’nu  uzlaşmaz diye ilan edenler gelinen noktada Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf R. Denktaş’ın ne kadar haklı olduğunu, uzlaşmaz olan Rauf R. Denktaş’ın değil, Megali-İdea hedefleri doğrultusunda koşan Rumların olduğunu geç de olsa kabul etmek durumunda kalmışlardır!..

Yine Rauf R. Denktaş’tan sonra KKTC Cumhurbaşkanlığına getirilen  ve GKRY lideri  Hristoftas’la, 6 ay içerisinde  Kıbrıs’ta siyasi çözümü hedefleyen ve buna yürekten inanan   sayın Mehmet Ali Talat sonunda “Daha ne yapayım gidip kendimi Saray Önü’nde asayım  mı” demek durumunda kalarak Rumların uzlaşmaz tutumunu da dile getirdiği hatırlardadır..

Gelinen noktada; Rum liderliğine göre KKTC diye  bir devlet olmadığı gibi Kıbrıs Türk Halkı diye bir halk da yoktur, Kıbrıs’ta  Ermeniler, Maronitler gibi bir Kıbrıs Türk azınlığı vardır. Hedeflerianavatanımız Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin  ve de Türk askerinin Kıbrıs’ta olmayacağı bir siyasi çözümle birlikte  Kıbrıs Türk Halkını ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyeti’ne ‘azınlık’ olarak yamalamaktır, Megali İdea hayallerini gerçekleştirmektir..

CransMonatana Konferansının  başarısızlıkla sonuçlandığı günde “..Bu bizim kuşağın  son denemesiydi. Bizim kuşak başarısız oldu, gelecek kuşaklara başarılar dilerim. Bundan sonra  mevcut parametrelerle  görüşme ve çözüm olması mümkün değil..” diyen sayın Akıncı şimdilerde federasyon dışında mevcut olan “iki devletli çözümü, Konfederasyonu ve/veya Kıbrıs’ta mevcut olan bağımsız ve egemen iki devletin birbirini karşılıklı olarak tanıyacağıve de günümüzde var olan barış ve huzurun  nesiller boyu devam edeceği bir siyasi çözümü” hedeflemiyor, işte Kıbrıs Türk halkı bunu anlaşmış değildir!...

Sonuç olarak; Kıbrıs’ta federasyon gibi siyasi  bir çözüm oluşturma  çabaları  sona erdirerek;  dini, dili, kültürü ve ırkı tamamen farklı olan iki halkın  iyi komşular olarak yan yana barış içinde yaşamanın  yollarını aramalıyız..

Günümüzde gelinen noktada mevcut BM Parametreleri çerçevesinde  Kıbrıs sorununa adil ve kalıcı bir siyasi çözüm  elde edilemeyeceği çok net ve açıktır..  Dönüp dolaşıp geldiğimiz nokta  hiç kuşkusuz yıllardan beri gündeme getirilmesi gerektiğini dile getirdiğimiz gibi  birlik ve beraberlik içinde hareket ederek anavatanımız Türkiye ile işbirliği içerisinde  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin   yaşatılmasını ve tanınmasını sağlamak için  harekete geçmeliyiz..

Kıbrıs’ta var olan barış ve huzurun devamı için  tek çıkar yolun  KKTC’nin  tanıtılması olduğu gerçeğinin artık anlaşılması gerekmektedir..

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa…

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI NEDENİYLE UÇAK BİLET FİYATLARI UÇTU

Bu yıl 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı  Salı gününe denk geliyor. 23-24 Nisan günleri okullar tatil.. Pazartesi gününü de izin alarak Cumartesi-Pazar’ı birleştirerek  5 günlük tatil için  Kıbrıs’a gelmeyi  hedefleyen binlerce kişi vardır. Bunlar içinde Kıbrıs’taki  ailesini ziyarete gelmek isteyenler vardır, kumar oynamak için adamıza gelmek isteyenler vardır!..

Söz konusu 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı tatili için özellikle İstanbul-KKTC  arasındaki uçaklara yoğun bir talep olması nedeniyle de   uçak bilet  fiyatları tavan yapmıştır, uçak biletleri son derece artmıştır..

Uçak biletlerinin fiyatları Kıbrıs’a kumar oynamak için gelenleri olumsuz etkilemezken Kıbrıs’taki ailelerini ziyarete gelmek isteyenlerin büyük bir çoğunluğunu olumsuz yönde  etkilemiştir.

Bu çerçevede Kıbrıs’a aile ziyaretine gelerek hasret gidermeyi hedefleyenler,  mağdur olur  ve de söz konusu tatil hedeflerini  maddi nedenlerden dolayı ertelemek durumunda kalırken;çocuklarını ve torunlarını bu milli günümüzde yanında görmeyi arzulayan ve hedefleyen  anne anneler, baba anneler ve  dedeler boynu bükük kalmışlardır..

Netice itibarı ile örnek verecek olursak örneğin   19 Nisan İstanbul’dan Ercan Hava Alanına geliş ve 24 Nisan Ercan Hava Alanından dönüş biletleri kişi başı ortalama 3500- 4000 TL arasında değişmektedir. 3 kişilik bir aile için  uçak bilet tutarı yaklaşık 10-12  bin TL olursa bunu karşılayabilecek kaç aile vardır?

İlgililerin dikkatine ve de bilgilerine!..