Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığı kabul edilmelidir (10)

Abone Ol

 

15 Kasım 1983  tarihi, Kıbrıs Türk halkının siyasi  yaşamının  bir dönüm noktası ve  yıllarca süren mücadelesini devlet olgusuyla  dünyaya ilan ettiği çok önemli   bir gündür. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) , Kıbrıs Türk halkının   özgürlük  ve bağımsızlık  mücadelesi çerçevesinde  kendi kaderini  tayin etme   hakkı temelinde  Kıbrıs Türk Federe  Devleti’nden  yeni bir safhaya geçildiği gündür..

15 Kasım 1983 tarihi, Kıbrıs Türk Federe Devleti  Meclisinin     olağanüstü oturumunda;  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin   kuruluşunu    ve bağımsızlık   bildirisini  oy birliği ile   onayladığı bir gündür..

15 Kasım 1983’te  KKTC’nin   bağımsızlık   ilanına  büyük bir tepki gösteren  Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY),  Yunanistan ve  İngiltere’ninbaşvurusu üzerine BM Güvenlik Konseyi, 17 Kasım 1983  tarihinde   yeniden toplanmıştır.

17  Kasım 1983 tarihinde BM Güvenlik Konseyi’nde   KKTC Cumhurbaşkanı  Denktaş bir konuşma yapmıştır.  Konuşmasında Denktaş,  iki bölgeli  ve iki toplumlu  federal bir Kıbrıs  Cumhuriyeti’nden  yana  olduğunu beyan etmesine rağmen    BM Güvenlik Konseyi, 18 Kasım   1983 tarihinde  541 sayılı  kararı kabul etmiştir...

Bu kararda, KKTC’nin bağımsızlık ilanı “hukuken geçersiz” sayılıp geri  alınması, Güvenlik  Konseyi’nin 365 ve 367 sayılı kararlarının   uygulanması, tarafların  Kıbrıs Cumhuriyeti’nin   egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne  saygı göstermesini ve nihayet  “bütün devletlerden”, Kıbrıs Cumhuriyeti’nden başka bir devleti tanımamaları istenmiştir. Ayrıca  Güvenlik Konseyi’nin 541 sayılı kararı, 29 Mart 1984 tarihinde  Avrupa Ekonomik Topluluğu tarafından da aynen  kabul edilmiştir.. Kaynak: Soyalp Tamçelik, BM  Güvenlik Konseyi’nin Kıbrıs’la İlgili Aldığı Bazı   Kararların Özellikleri ve Analitik  Değerlendirilmesi (1964-1992), s.1251

BM Güvenlik Konseyi, 541  sayılı kararla  KKTC’nin hukuki  bakımdan   geçersiz olduğunu  iddia etse  de  İngiliz uluslararası hukuk uzmanı  Profesör Elihu Lauterpacht , konuya ilişkin   verdiği yazlı mütalaada , Kıbrıslı Türklerin   ve  Rumların   siyasi  bakımdan “eşit  iki toplum”  oldukları hususunun altını çizerek , Güvenlik Konseyi’nin , dünyada  barışı tehdit eden   hareketlere karşı  eylemde   bulunmakla  görevli olduğunu   ve  bu tür bir hukuki  beyanatta   bulunmasının   görev   çerçevesini aştığını  belirtmiştir. 

Lauterpacht, ayni zamanda   bu beyanatın   ve tutumun, haksız ve   yanlış olduğunu   da ifade etmiştir..  Halbuki  Güvenlik Konseyi, hukuki sorunların Adalet Divanı tarafından karara   bağlanmasını öngören   BM  Yasası’nın  36. Maddesi hükmünü   hiçe sayarak  , KKTC’nin   ilanının   hukuken   geçersiz olduğu  görüşünü beyan etmiş ve kendini yargı organı yerine koyarak , usulde   ve esasta   yanlış yapmıştır.   Çünkü Güvenlik Konseyi her şeyden önce  bir yargı organı değildir..  Ama yine de bu karar, KKTC’nin tanınmamasına ciddi bir etkisi olduğu  söylenebilir. Kaynak: Soyalp Tamçelik,   BM  Güvenlik Konseyi’nin Kıbrıs’la İlgili Aldığı Bazı   Kararların Özellikleri ve Analitik  Değerlendirilmesi (1964-1992), s.1252

18 Kasım 1983 tarih ve  541 sayılı kararı ile BM Güvenlik Konseyi, KKTC’nin bağımsızlık ilanını geçersiz saydı ve de  Kıbrıs Cumhuriyeti’nin  egemenliğine, bağımsızlığına   ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesini ve nihayet bütün devletlerden Kıbrıs’ta, Kıbrıs Cumhuriyeti’nden başka  bir devlet  tanımamalarını istenmiştir.

Yine anavatanımız Türkiye’nin, KKTC ile Büyükelçi teatisi üzerine BM Güvenlik Konseyi, 11 Mayıs 1984 tarih ve 550 sayılı kararı ile de KKTC’nin bağımsızlık ilanının geri alınması isteklerini yinelerken  KKTC’nin  tanınmaması için yeniden çağrıda bulundu.

BM Güvenlik Konseyi’nin bu kararının  ardından gerek Türkiye, gerekse KKTC  yetkilileri, bağımsızlığın  geri alınamayacağını ve BM Güvenlik Konseyi’nin söz konusu kararlarının kabul edilemeyeceğini belirtmiştir…

Sonuç olarak;   BM Güvenlik Konseyi’nin  peş peşe aldığı 541(1983) ve 550(1984) sayılı kararlar KKTC’nin yasal olmadığını ifade eden en ciddi kararlardır.. Taraflı tutumu nedeniyle  BM Güvenlik Konseyi’nin aldığı bu kararlarla KKTC’nin ilanını ayrılıkçı bir hareket olarak tanımlanması kabul edilemez...

Ancak gerçek şu ki BM Güvenlik Konseyi’nin söz konusu bu  kararlarının;   KKTC’nin bugüne kadar tanınmamasında önemli bir rolü olduğu da unutulmamalıdır…

Günümüzde KKTC’nin anavatanımız Türkiye dışında hiçbir  devlet tarafından tanınmaması  ciddi bir sorun   olarak ortada durmaktadır. BM Güvenlik Konseyi’nin;  KKTC’nin  tanınmamasına   yönelik olarak aldığı  541(1983) ve 550(1984) sayılı kararlar, ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyeti’ne diğer bir değişle GKRY’ne  manevi destek sağlamak amacı ile  alınan ‘siyasi nitelikli’ kararlardır ve de yasal bağlayıcılıkları da yoktur…

Günümüzde kabul edilmesi gereken  gerçek şu ki; Kıbrıs Türk halkı , self-determinasyon hakkını kullanarak 15 Kasım 1983’te KKTC’ni ilan etmiştir. KKTC Uluslararası Hukuk’a göre var olan ve tanınma hakkı olan bir devlettir. DEVAM EDECEK…