Sayın Mustafa Akıncı’nın KKTC’nin 4’üncü Cumhurbaşkanı olarak seçilmesinin hemen ardından Rum-Yunan resmi makamları, sayın Akıncı’nın “Kıbrıslı” hüviyetinin ağır bastığını vurgulaması yanında Akıncı’nın seçilmiş olmasını, Kıbrıs sorununun geleceği açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendirmişlerdir..
26 Nisan 2015’te sayın Akıncı’nın KKTC’nin 4’üncü Cumhurbaşkanı olarak seçilmesini , Rum-Yunan ikilisi tarafından büyük bir memnuniyetle karşılanması manidardı!.. KKTC’nin 3’üncü Cumhurbaşkanı sayın Dr. Derviş Eroğlu ile yaptığı görüme sürecinde masadan kaçan GKRY Lideri Anastasiadis; her nasılsa Akıncı’nın seçilmesini memnuniyetle karşıladığını ifade ediyordu..
Akıncı-Anastasiadis ikilisinin bir ilki gerçekleştirerek Lefkoşa’da Lokmacı Barikatının Kuzey’inde ve Güney’inde sosyal etkinlikte bulunmaları her iki halk arasında bir umut yaratmış ve de bunun yeni bir sürecin başlangıcı olarak değerlendirilmesine vesile olurken Türkiye, ABD ve AB de bu yeni sürece destek belirtiyordu..
Sayın Akıncı’nın KKTC Cumhurbaşkanı olarak seçilmesinin ardından Anastasiadis “sonunda ülkemizin yeniden birleşeceğine dair ümitlerimiz artmıştır” diyor ve de sayın Akıncı ile çözüme ulaşabileceğini düşünüyordu!
O günde GKRY Lideri Nikos Anastasiadis, Ancak , Ada’da adil ve kalıcı bir siyasi çözümün gerçekleşebilmesi için Anatasiadis’in Ada’da kabul etmesi gereken gerçekler vardı…. Her şeyden önce Kıbrıs’ta dini, dili, kültürü, ırkı tamamen farklı iki ayrı halk vardır, iki ayrı demokrasi vardır ve de bağımsız ve egemen iki devlet vardır… Keza 1960 Garanti ve İttifak Anlaşmaları yürürlüktedir ve de anavatanımız Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi devam etmektedir ve de olası bir siyasi çözümde devam etmesi Kıbrıs Türk halkının ve de anavatanımız Türkiye’nin olmazsa olmazıdır.
Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir çözüm; Rumların iddia ettikleri gibi 21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırılarıyla geçerliliğini yitiren ve Rum devletine dönüşen Kıbrıs Cumhuriyeti çatısı altında değil, yeni bir ortaklık devleti çatısı altında gerçekleşebilir..
Diğer bir önemli husus olarak da anavatanımız Türkiye’nin Kıbrıs’a ilişkin çözüm Parametresi; “ BM çatısı altında BM Genel Sekreteri’nin iyi niyet misyonu çerçevesinde Adadaki gerçekler temelinde iki eşit halk ve iki Kurucu Devlet tarafından oluşturulacak yeni bir ortaklıkla bulunacaktır. Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi devam edecektir”. Kıbrıs’ta siyasi çözüm umutlarının yeşerebilmesi için Rum-Yunan ikilisinin öncelikle bu gerçeklere inanmış olması gerekmektedir..
Bu noktada diğer bir önemli husus Kıbrıs’ta siyasi bir çözüm adına anavatanımız Türkiye’nin ise Rum-Yunan ikilisinin şantajlarına boyun eğmemesi ve uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan hak ve yetkilerinden taviz vermemesi çok ama çok önem arz etmektedir…
Yine Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir siyasi çözüme ulaşılabilmesi için KKTC Cumhurbaşkanı sayın Akıncı’nın unutmaması gereken çok önemli hususlar vardır… Sayın Akıncı, öncelikle Rum-Yunan ikilisinin dün olduğu gibi bugün de Enosis hayali ile yaşadığını ve de görüşme sürecinde Enosis’e giden yolu açmak isteyeceğini hiç ama hiç unutmamalıydı… Sayın Akıncı; Anastasiadis’in; Makarios’tan, Klerides’ten, Papadopulos’tan ve de Hrisofyas’tan bir farkı olmadığını bilmemeli ve her an göz önünde bulundurmalıydı!…
Sayın Akıncı; Kıbrıs Türk halkının 1963-1974 yılları arasında yaşadıklarını bir kez daha yaşamak istemediğini, bunun için de anavatanımız Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin ve de Türk askerinin Kıbrıs’taki varlığının; Kıbrıs Türk halkının olmazsa olmazı olduğunu ve ebediyen devam etmesi gerektiğini ve bunun asla tartışma konusu yapılamayacağını, Türk askerinin, Türkiye’nin, Adadaki kalıcı barış ve huzur ortamının yegane teminatı olduğunu ve anavatanımız Türkiyesiz bir KKTC’nin var olamayacağını ve görüşme masasına taşınamayacağını hiç ama hiç hatırdan çıkarmaması gerekirdi!..
Ancak bazılarının çözüm için acelesi vardı ve bu yönde mesajlar verilecekti! Nitekim, 25 Haziran 2015’te KKTC Cumhurbaşkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında o güne kadar 3 kez toplantı yapıldığını ve “Özlü Müzakerelere geçiş safhasına 29 Haziran’da dördüncü liderler buluşmasıyla başlıyoruz” diyen KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu: “Garantiler konusunun tartışılmaz bir konu olmadığını” vurguluyordu. Burcu, “Garantiler tartışılacaktır ama önce Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar belli başlıklarda belli mesafe kat ettikten sonra” diye konuşmuştu..
Müzakere masasında toprak ayarlaması hatta garanti anlaşmasının gündeme geleceğini vurgulayan Burcu: “Bunlar Tabu Değildir. El Değmez Hususlar Değildir” diyerek ilerleyen günlerde toprak tavizinin ve 1960 Garanti Anlaşmalarının masaya yatırılacağının mesajını veriyordu! … DEVAM EDECEK…