Liderlere “acil hareket” çağrısı
BM Genel Sekreteri Guterres, BM Güvenlik Konseyi üyelerine Kıbrıs raporunu sundu. Bölgede seçim dönemlerinin geride kaldığını ve artık dikkatlerin Kıbrıs sorununun çözümüne yönelmesi gerektiğini vurgulayan Guterres, iki toplum liderlerini acil harekete geçmeye çağırdı İki toplum arasında anlamlı bir etkileşim olmamasının, iki toplumu birbirinden giderek yabancılaştırdığını ve bundan endişe duyduğunu ifade eden Guterres, iki tarafı, güven artırıcı önlem almaya, toplumlararasında işbirliğini ve ticareti artırmaya, yeni geçiş kapıları açıp, halihazırdakilerin daha iyi hale getirilmesi ve düzensiz göçmenler konusunda beraber çalışmaya davet etti
Genel Sekreter Guterres, BM Güvenlik Konseyi üyelerine, Kıbrıs’ta geçici görev yapan BM Barış Gücü (UNFICYP) ve BM İyi Niyet Raporu olmak üzere iki ayrı ön rapor sundu.
Raporlarda 13 Aralık 2022 ile 12 Haziran 2023 tarihleri arasında yaşanan önemli gelişmelere ve UNFICYP’in faaliyetlerine yer verildi.
BM Güvenlik Konseyi’nin, bu iki raporu, UNFICYP’in başı ve BM Kıbrıs danışman yardımcısı Colin Stewart’ın da katıldığı bir toplantıda bu ay içinde görüşmesi bekleniyor.
UNFICYP’in görev süresi Ocak 2023’te 31 Ocak 2024’e kadar bir yıllığına uzatıldığı için süreyle ilgili bir karar alınmayacak.
Genel Sekreter Guterres, raporlarında Türkiye’de, Yunanistan’da ve Kıbrıs Rum kesiminde seçimler geride kaldığı için artık dikkatlerin Kıbrıs sorununun çözümüne yönelmesi gerektiğini vurgulayarak geçen zamanın adada iki tarafın ortaklaşa kabul edebileceği siyasi bir çözümün bulunması aleyhine işlediğini belirtti.
Guterres, ‘’İki toplumun liderlerini, taraflar arasındaki güvensizliğin giderilmesi, anlamlı bir diyalog için imkan yaratılması ve bu sefer işlerin değişik olacağı yönünde açık bir işaret vermeleri yönünde acil harekete geçmeye çağırıyorum’’ dedi.
Kıbrıs’ta sürdürülebilir bir barışın ancak sağlam bir uzlaşma temelinde sağlanabileceğini belirten Genel Sekreter, adada iki toplumun birbirinden ayrı kalmaya ve birbirine karşıt söylemlere inanmaya devam etmelerinin böyle bir uzlaşmaya varılmasını son derece zorlaştırdığını vurguladı. İki toplum arasında anlamlı bir etkileşim olmamasının da iki toplumu birbirinden giderek yabancılaştırdığını ve bundan endişe duyduğunu ifade eden Guterres, iki liderden iki toplumu kendi aralarında daha fazla doğrudan temas ve işbirliği yapmaları yönünde teşvik etmelerini, bunun da iki liderin çözüme olan samimi iradelerini kanıtlayacağını kaydetti.
Bu kapsamda Güvenlik Konseyinin, iki toplum arasındaki güvensizliği derinleştirecek söylemlerden kaçınılması gerektiğini hep vurguladığını ileten Genel Sekreter, iki toplumun olumlu kamusal söylemlerle çözüme hazırlanmaları gerektiğini vurgulayarak özellikle barış eğitiminin öneminin altını çizdi. Genel Sekreter, okul kitaplarında, özellikle de Rum tarafındaki kitaplarda ayrımcı ve hoşgörüsüz söylemlerin kaldırılması konusunda bir ilerleme sağlanılmadığına da dikkati çekti.
Genel Sekreter raporlarında, son dönemde yaşanan önemli gelişmelerden de söz edildi.
Rum lider Nikos Hristodulis’in Şubat’ta seçilmesinin ardından, ‘’Kıbrıs meselesinin liderliğinin en önemli meselesi olduğunu’’ belirttiği, bu kapsamda da ‘’meselenin çözümünde AB’nin potansiyel rolünün güçlendirilmesine’’ vurgu yaptığı anımsatıldı. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Rum lideri tebrik etmesinin ardından iki liderin 23 Şubat’ta gayrıresmi bir toplantıda biraraya geldikleri ve o toplantıda Colin Stewart’ın da bulunduğu hatırlatılan raporda, o günden bu yana siyasi dinamiklerde ve tarafların tutumlarında önemli bir değişme olmadığının altı çizildi. Fakat liderlerin bu görüşmenin ardından yüzyüze biraraya gelmemelerine rağmen, aralarında düzenli bir iletişim bulunduğu da kaydedildi.
Adada medyanın da yanlış bilgilere dayanan olumsuz haberlerle iki taraf arasında güven tesisi sağlanmasında yapıcı rol oynamadığı savunulan raporlarda, buna rağmen Şubat ayında Türkiye’deki depremlerin ve Yunanistan’daki tren kazasının ilgili taraflar arasında dayanışmaya yol açtığı, Türkiye ve Yunanistan ilişkilerinin iyileştiği de belirtildi. 6 Şubat’taki depremde 49 Kıbrıslı Türk’ün vefatının ardından adada iki toplumun da Türkiye’ye insani yardım gönderdikleri ifade edildi.
Raporlarda Genel Sekreterin siyasi işlerden sorumlu yardımcısı Rosemary DiCarlo’nun adayı 15-16 Mart tarihlerinde ziyaret ettiği ve iki liderle ayrı ayrı biraraya geldiği de hatırlatıldı.
Ayrıca iki liderin özel temsilcilerinin BM Kıbrıs yetkilisi Stewart’la düzenli üçlü görüşmelerinin devam ettiği, bu görüşmelerde 12 ortak teknik komitenin çalışmalarının ve planlarının ele alındığı kaydedildi. Bu görüşmelerde iki tarafın deprem, sel, yangın, petrol sızıntısı ve başka insani felaketler karşısında kriz yönetimi konusunda işbirliğini artırma konusunda anlaştıkları da kaydedildi.
Bu kapsamda Metehan Sınır Kapısındaki geçişlerin daha sıkıntısız olması yönünde önerilerde bulunmaya devam ettikleri, ayrıca iki toplumun ticaret odalarının ve diğer sivil toplum örgütlerinin de daha çok geçiş kapısı açılması ve kapılardaki geçişlerin daha sıkıntısız olması yönünde çağrıda bulundukları bildirildi.
Yine güven artırıcı önlemler kapsamında bazı başka fikirlerin da tartışıldığı, bunlardan birinin de ara bölgede iki toplumun da yararlanabileceği yenilenebilir enerji santrali fikri olduğu, bu konuda bir önfizibilite raporunun da hazırlandığı anımsatıldı.
Raporda Türkiye’deki seçimlerin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da 12 Haziran’da Kıbrıs’a geldiği anımsatıldı.
BM TEMSİLCİSİ ATANMASI ÇAĞRISI
İyi Niyet Raporunun gözlemler bölümünde aynen UNFICYP raporunda olduğu gibi çözüm sürecine yönelik konularda iki taraf arasında önemli bir diyalog bulunmamasının ileriye yönelik süreç konusundaki karşılıklı düşünceleri derinleştirdiği, birbirinden giderek kopan iki toplum arasında güven ve iyi niyet yaratmaya yönelik çıkabilecek fırsatların anlamlı girişimlerle değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Bu girişimlerin müzakerelerin başlamasında bir ivme yaratabileceği vurgulanan raporda Genel Sekreter, ‘’Bir BM temsilcisinin (danışmanının) atanması konusunda iki tarafın uzlaşabilmesi önemli bir adımdır, böyle bir temsilci kalıcı bir çözüm için müzakerelerin yeniden başlaması yönünde ortak zemin bulmada çeşitli yollar araştırabilir’’ dedi. Guterres bu kapsamda iki liderin ilk yüz yüze görüşmelerinin olumlu bir adım olduğunu belirterek iki lideri ortak modaliteler bulma konusunda proaktif olmaya davet etti ve iki lider arasında direk iletişim kanalı açılmasının da güven artırma ve ortak günlük meselelerde görüş alışverişi sağlama bakımından memnuniyet verici olduğunu ifade etti. Raporda Guterres iki tarafı, daha çok güven artırıcı önlem almaya, toplumlararasında teması, işbirliğini ve ticareti artırmaya, yeni geçiş kapıları açıp, halihazırdakilerin daha iyi hale getirilmesi ve düzensiz göçmenler konusunda beraber çalışmaya davet etti.
Türkiye ve Yunanistan’ı son dönemde olumlu yönde seyreden ikili ilişkilerinden dolayı da öven Guterres, iki lider Tatar ve Hristodulis’i ‘’ Kıbrıs meselesinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir yol bulmak amacıyla yeniden diyaloğa girmeye teşvik ediyorum’’ diyerek harekete geçmeye çağırdı.
Adada ve çevresinde gerilimi artıracak tek taraflı adımlardan kaçınılması gereğinin altını çizen Guterres, bu kapsamda bu sefer Maraş’taki yeni gelişmelere daha çok yer verdi, endişelerini ifade etti ve BM’nin bu konudaki pozisyonunun değişmediğini, ayrıca UNFICYP’in yetkisinin sadece ara bölgede değil tüm adada geçerli olduğunu belirtti. Yine bu kapsamda Guterres hidrokarbon meselesine de değinerek bu doğal kaynaklardan her iki tarafın da faydalanması gerektiğini ve bunun çözüm için bir teşvik olduğunu yineledi.
1964 yılında Adada görev yapmaya başlayan UNFICYP’te 12 Haziran 2023 itibariyle 801 asker (708’si erkek, 93’i kadın) ve 64 polis (37’i erkek, 27’i kadın) olmak üzere toplam 865 barış gücü personeli bulunuyor.
Bunlar da ilginizi çekebilir