Geçen akşam Londra’da önemli bir inisiyatife imza atıldı.
‘Barış İçin Birlikte’ başlığı altında iki toplumlu bir konser gerçekleşti.
Konser, iki Kıbrıslıtürk, iki de Kıbrıslırum derneklerinin ortak işbirliği ile organize edildi.
Kıbrıs’tan özel olarak gelen Umut Albayrak ve Koulis Theodorou, Palmers Green bölgesindeki İntimate Tiyatrosunu dolduran izleyicilere duygulu, coşkulu bir gece yaşattılar.
Genç sanatçılarımız bir kez daha çağrımıza uyarak hiçbir finansal beklentileri olmaksızın bizlere yardım elini uzattılar. Onlara ne kadar teşekkür etsek azdır.
Bu büyüklükte bir etkinliğin ilk kez düzenlenmesi İngiltere’de yaşayan bizlerin bir ayıbı aslında.
Yaşadığımız ülkenin şartları çok daha sıklıkla ortak etkinlik yapmamıza çok elverişli.
Umarım bundan böyle bunu becerebiliriz.
Etkinliğin Kıbrıs’ta şu an yaşanan hüsran esnasında gerçekleşmesi ayrı bir tartışma konusu oldu.
Bazıları, havanda su dövme niteliğinde gördükleri bu girişimin Kıbrıs’taki gelişmeler ışığında anlamsız olduğunu ileri sürdü.
Salonda her iki toplumdan konuştuğum kişiler, tam aksine bu zamanlarda bu tür girişimlerin çok daha fazla önemli olduğunu vurguladılar.
Ben şahsen yürekten bu görüşe katılıyorum. Her zaman siyasetçilerin değil, biz Kıbrıslı halkların çözüm ve barışı sağlayacağımızı papağan gibi tekrarlayıp dururum.
Siyasetçilerden bu konuda çok az beklentim vardır.
Liderlerden biri, iki milletvekilli faşist Elamın oyununa geldi ve pısırık bir şekilde çekimser kalarak akıl almaz Enosis kararının Meclisten geçmesini sağladı. Diğeri görüşmeleri aceleci bir şekilde terketti. Her ikisi de yeniden sınıfta kaldılar.
Bu yüzden iş başa düşüyor. Yani çözüm liderler, siyasiler tarafından değil, onlara rağmen sağlanabilecek. Kıbrıslı halklar tarafından.
Nasıl? Aramızdaki her türlü temas ve işbirliğini artırarak. Güven artırıcı ortak etkinlikler düzenleyerek, özellikle gençlerin birbirlerini tanımalarına olanak sağlamalarını kolaylaştıran etkinliklere öncelik vererek.
Kıbrıs’ta birçok projelerle bunlar yapılıyor. Örneğin, iki toplumlu koro, iki toplumlu Kıbrıs Oda Orkestrası, Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum sanatçı ve eğitimcilerin biraraya gelerek başlattığı çocuklar ve gençler için “Sanat Aracığıyla Yüzleşme Projesi”, Lefkoşa ara bölgede “biz çözümü yaşıyoruz” sloganıyla devamlı buluşan iki toplumun genç aktivistlerinin çalışmaları, Aydın Mehmet Ali’nin, Neşe Yaşın’ın, diğer şair ve edebiyatçıların girişimleri ile yapılan çalışmalar, v.s.
Arizona Eyalet Üniversitesi İletişim Profesörü Benjamin Broome “Yeşil Hat Üzerinde Kurulan Köprüler - Kıbrıs’ta Kültürlerarası İletişim İçin Bir Rehber” başlığı altında yazdığı değerli kitap iki toplumlu çalışmalara önemli bir ışık tutmaktadır.
Dünyanın çatışma yaşayan çeşitli bölgelerinde sanatsal ve kültürel çalışmalar toplumları her zaman biraraya getirip yüzleşmeleri için aracı olarak kullanılmıştır. Hem de çok etkili bir şekilde.
Birkaç hafta önce Güney Afrika’da Apertheid rejiminin sona ermesiyle başlatılan “Gerçek ve Uzlaşı Komisyonları”nın çalışmalarını anlatan bir seri tiyatro çalışmasına değinmiştim.
Nisan 2014 yılında Salzburg şehrinde yapılan “Uzlaşmaların Kültür Aracığıyla Değişimi – Sanat ile Barış İnşa Etmek” başlıklı geniş kapsamlı bir seminer yapılmıştı. Dünyanın çatışma yaşanan bölgelerinden gelen katılımcıların katkılarını okumanızı tavsiye ederim:
http://www.masterpeace.org/wp-content/uploads/2016/03/Conflict-Transformation-through-Culture-Peace-Building-and-the-Arts.pdf
İngiltere’de yaşayan biz Kıbrıslıların bu konuda pek aktif olduğumuzu söylemek mümkün değil. Zaman zaman yaş ortalaması 65 civarındaki aynı insanlar biraraya gelerek eskiye dönük kutlamalar, anmalar düzenleriz.
Çok daha fazlasını yapamaz mıyız? Elbette yapabiliriz. Hem de daha fazla vakit geçirmeden bunu yapmalıyız. Yukarıda belirttiğim gibi bizler için bu çok daha kolay. Yeter ki istekli, ve kararlı olalım.
Bizler 17 Şubat konserini organize etmekle bu konuda küçük bir adım attık. Herkesin katkısıyla bu tür çalışmalarımızı ileriye götürmemiz önemli bir görevimizdir.