Evvelki gün Ankara’da yapılan Milli Güvenlik Kurulu uluslararası aktörlere bir çağrı yaptı.
“İsrail’e karşı harekete geçiniz.”
Uluslararası aktörler bu çağrıya uyacaklar mı? Hiç sanmıyorum. Ortadoğu’da başlayan savaştan bu yana Türkiye ve özellikle Cumhubaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ne kadar çok “savaşı sonlandırın ve insanlığınızı gösterin” çağrısı yaptı. İsrail ve Amerika bu çağrıların hiçbirine kulak asmadı. Ne de İsrail’e destek veren ülkeler.
Amerika silahları gönderir, Netanyahu da şımarık çocuk gibi bölgesindeki komşu ülkelerin ve özellikle Filistinlilerin hayatını bitirmek için durmaksızın füzeler yağdırır.
Çok yakın bir zamandan beri İsrail’in Lübnan’a füze saldırıları hala sürüyor.
Bu saldırılan neden sonlanmaz, ona da değinelim.
ABD Başkanı Biden Netanyahu’ya İran Uyarısı yaptı. Malum ya İsrail şimdi de İran’a bulaştı. Biden’in uyarısı “çevrendeki müslüman ülkelerini vurmaya devam et ama nükleer silahlara dokunma” der gibidir. Direk savaşa devam edin demiyor ama endirek o mesajı da veriyor.
Güney Kıbrıs da yavaş yavaş hedefe giriyor. İngiliz üsleri vasıtasıyla İsrail’e destek veriliyor. Güney Kıbrıs’a olası bir füze saldırısı, herhalde kazara da olsa bize de düşer. O zaman düşünmek lazım.
“İNŞALLAH TÜRKİYE TAHRİKLERE KAPILIP SAVAŞA TARAF OLMAZ.”
Evet! Şu andaki tablo bize Türkiye’nin bu savaşa taraf olup olmayacağını veriyor. Kıbrıslı Rumlar hak kuşu gibi belkiyorlar Türkiye’nin tahriklere kapılarak savaşa girmesini. Çünkü Türkiye savaşa girerse, Kıbrıs’taki Türk varlığı da tehlikeye girecek ve eskiye dönüş için Türkiye’yi zorlayacak, kendilerine göre.
Bence Türkiye savaşa taraf olduğu an, Rumlar kuzey Kıbrıs’a kurşun sıkmaya başlayacaklar. Amerika Rumlara uyguladığı silah ambargosunu kaldırdığına ve silahlandıklarına göre, Kıbrıs’ta da olası bir çatışma çıkabilir.
Şayet Rumlar öyle bir çılgınlık yaparlarsa, Türkiye’den bir tokat yiyecekler, Bunun da böyle bilinmesi lazım.
Bunlar olasılıklardır. Bereket versin ki, Türkiye hem askeri, hem de silah yönünden çok güçlüdür. Yani ne Yunanistan, ne de Kıbrıs Rumları Türkiye ile aşık atamazlar.
Şeytan İsrail’i şaşırtır mı, Türkiye’ye saldırsın. Esasında Türkiye’ye kalsa sırf Müslüman kardeşerinin canlarını ve topraklarını kurtarmak için hemen savaşa girer ama, yine de temkinli davranmaya dikkat ediyor.
Türkiye her zaman bölge komşuları iyi geçinmiş ve özellikle terörün başını ezmek için çok büyük mücadele vermiştir. Suriyeliler için yaptığı insancıl davranış biliniyor.
İsrail’in Lübnan ve İran’a bulaşması, bence diğer Arap ülkelerini de harekete geçirecektir. Şayet Arap ülkeleri bir bütün olurlarsa, o zaman İsrail de yerle bir olmaya hazırlansın.
İsrail’in amacı, bütün müslümanları bölgede kurutmak ve yok etmektir.
Peki bu iş nereye kadar sürecek? Daha kaç Müslüman saldırılarda can verecek?
Şu anda Beyrut halkı korku ve endişe içinde.
Bir zamanlar Beyrut’a, Ortadoğu’nun Paris’i gözüyle bakıyordu bütün dünya. Modern binaları, petrol kaynakları ve üniversiteleri ile bölgenin en kalkınmış kentiydi. Şimdi İsrail Beyrut’u hedefine aldı. İnsanlar yıkıntılar arasında kalıyorlar.
O bölgede devam eden saldırılan, bölge turizmini de olumsuz yönden etkileyecektir.
Tıpkı körfez savaşlarında olduğu gibi.
Körfez savaşlarında bir yıl önce yapılan paket pazarlamalar, savaş veya saldırılar nedeniyle tümden iptal edilmişti. Hatta Akdeniz bölgesindeki ülkelerin bütün rezervasyonları iptal edilmişti.
Haklı olarak insanlar yıllık tatillerini yapmak için hayal kurarlar. Sıcak kumları ve sahilleri, otantik mekanları ve huzuru, güneşi. Özellikle soğuk memleketlerden Akdeniz’e tatile gelecek turistler yıllık tatillerinden vazgeçerler. Sanırım bu savaşlar devam ettiği sürece, turizm de olumsuz yönden etkilenecektir.
Dolayısıyle bazı ülkelerin ekonomileri de etkilenecektir.
Bütün bunları düşünerek ben de diyorum ki, “İnşallah Türkiye tahriklere uyarak savaşa taraf olmaz.”
İNŞALLAH TÜRKİYE TAHRİKLERE KAPILMAZ
Osman GÜVENİR