Megali-İdea, Enosis, EOKA  ve Kıbrıs’ta Rum-Yunan mezalimi (1)

Abone Ol

Kıbrıs’ta  Rumların Enosis mücadelesi ile Kıbrıs Türk halkının  Enosis’e karşı mücadelesi köklü bir geçmişe dayanmaktadır. Rum-Yunan ikilisinin  Megali İdea hayallerinden kaynaklanan  Enosis, Kıbrıs sorununun temel nedenidir.  1791’de Bükreş’te hazırlanan ve  1796’da yılında Viyana’da basılmış olan ve  Kıbrıs’ı da “Büyük Yunanistan’ın” sınırları içerisinde  gösteren ilk “Megali-İdea” Haritasıyla Kıbrıs sorununun  da temelleri atılıyordu.

25 Mart 1821’de “Mora İsyanı”nın fitilini çeken  Filiki Eterya ve Fener Rum Patrikhanesi olmuştur. 1821 Mora isyanı Kıbrıs’ta Enosis için ümit yaratır. Nitekim 19 Haziran 1821’de Filiki-Eterya’nın liderlerinden Konstantin Kanaris Kıbrıs’a gelerek para , silah ve yiyecek topladı. Bu ziyaret sonrasında Kıbrıs Başpiskopos’u Kipriannos, ayaklanma hazırlığına  girişti. Ayanni (Aydın) köyünden “Dimitri” adlı bir Rum bu hazırlığı Vali’ye ihbar etti ve isyan başlamadan önlenmiş oldu.

Vali Küçük Mehmet Paşa o günde 3 papazı idam ederken  sürgün ettiği 10 Papaz,6 Temmuz 1821’de  Mora’da Kıbrıs konusunda ilk Enosis kararını alıyordu.Kıbrıs’ta isyan başarılı olmadı ama Mora Yarım adasında yaşanan olaylar   bir kıyıma, hatta bir soykırıma dönüşüyordu. Harward üniversitesi Profesörü Rum asıllı Dennis Skiotis şu iki dizesi çok şey anlatır:

“Ne Mora’da Ne De Bütün Dünyada ,Tek Bir Türk Bırakmayın Ayakta” Bu iki dize ve Yunan isyanı sonrasında Mora’da hiç Türk kalmadığı düşünülürse bundan iyi ders almamız gerektiği  kendiliğinden ortaya çıkacaktır.

Kıbrıs’ın İdaresinin   İngilizlere devredilmesiyle ilgili anlaşmanın yürürlüğe girmesinin ardından  12 Temmuz  1878’de Osmanlı bayrağı indirilir,  İngiliz bayrağı çekilir ve de Rum Başpiskopos’u konuşmasını yaparken Rumlar Enosis naraları atıyordu.

1878-1950 döneminde yüzlerce Enosis  mitingi yapılırken alınan Enosis kararları  telgraflarla İngiliz  Sömürgeler Bakanlığına gönderiliyordu.  Bu arada adanın hemen hemen yer yerinde  Enosis’ciler tarafından Kıbrıs Türk  halkına  silahlı  saldırılarda ve tahriklerde  bulundular. Örneğin;  1894’de Baf’ta, 1895’te Tahtakale, Vitsada ve Vadili’de,  1903’te Kalavaç’ta,  1906’’da Paşaköy’de,  1907’de Lefke, Angastina  ve  Akarsu’da, 1908’de Geçitkale, Ayakebir ve Akatu’da, 1911’de,Lefkoşa’da, 1912’de  Hamitköy, Lefkoşa, Limasol, Monarga, Larnaka, Lefke, İstinco,Topçuköy ve Ayermola’da bu saldırılar gerçekleşir…  

Yunan İsyanının  100. Yıldönümü olan 25 Mart 1921’de 500 kilisede toplanan  Rumlar ilk Enosis plebisitini yaparak Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı yönünde bir karar  onaylamışlar ve  bu kararlarını  tüm dünyaya duyurmaya çalışmışlar   ve de  İngiliz  Yönetimine  başvurarak Enosis istemişler;  10 yıl sonra da  bir Vergi Beyannamesini bahane  ederek  17 Ekim 1931’de Enosis için ayaklanırken   Enosis tahrikleri  yeni bir boyut kazanıyordu. 29 Ekim 1931’de  Yunanistan İngiltere’den Enosis talep ederken  Rum Ortodoks Kilisesi de  tüm dünyaya  Enosis isteklerine  destek çağrısında bulunuyordu.

1 Aralık 1949’da  Kitium (Larnaka) Piskoposu Makarios’un önderliğinde Rum-Ortodoks Kilisesi aldığı bir kararla 15 Ocak 1950’de Kiliselere konulan defterlere  “Enosis’e Evet” ya da “Enosis’e Hayır” şeklinde imza atarak  gerçekleştirilen   Plebisit  bir hafta süreyle  devam eder. Rum Ortodoks Kilisesi tarafından  4 Şubat 1950’de   tarihinde İngiliz  Sömürge Yönetimi’ne   resmen bildirilen yazıda 18 yaşından büyük      oy kullanan 224700 Rum’un 215000’nin  yani    %96’sının ‘Evet’ yönünde oy   kullandıkları beyan ediliyordu.

18 Ekim 1950’de Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskopos olarak  seçilmesinin ardından Makarios  Rum toplumunun  hem dini hem de siyasi liderliğini ele geçiriyordu.O günde yapmış olduğu  konuşmada “…İsa’nın  huzurunda yemin ediyorum ki, tek hedefim Kıbrıs’ın  Yunanistan’a  bağlanmasıdır ve  bu hedefe   ulaşmak için  yaşamım boyunca mücadele edeceğim” diyen Makarios, ömrü  boyunca “Kıbrıs Helen Adasıdır ve Bu Ada’da Türklere Yer  Yoktur” demiştir.

Makarios, Başpiskopos seçilmesinin ardından Yunanistan ile  ortak bir Enosis  stratejisinin  belirlenmesi yönünde  karar alınıyordu.  Bu karara göre  adanın bağımsızlığına yol açacak  tüm anayasal girişimlere karşı çıkılacak, gerek Kıbrıs’ta   ve gerekse  uluslararası platformlarda  Enosis için  yoğun bir çaba  gösterenlere  Enosis’i gerçekleştirmek için  silahlı  bir  mücadele  yapılacak   ve de  self-determinasyon    hakkı tanınması için   BM’e başvurulacaktı.

Bu düşünce ile çok açık bir şekilde Kıbrıs Türk halkına karşı yönelecek  olan geniş bir yok etme taktikleri ve  planlarının  gündemde olduğu  çok açık bir şekilde  belirlenmiş oluyordu.

Enosis’i gerçekleştirmek için Makarios dört elle  self-determinasyon, yani halkların  kendi geleceklerini kendilerinin  saptaması ilkesini artık her toplantıda  tekrarlamaya  başlayacaktı.. Makarios , kısa sürede Rum-Yunan ikilisinin   yüz elli yıllık Enosis  idealini  çağdaş bir yaklaşımla  evrensel  bir soruna dönüştürmeyi   başarıyor ve  de  Kıbrıs’ı  Doğu Akdeniz’de  bir çıban  başı yapmayı başaracaktı!...DEVAM EDECEK..