Megali-İdea, Enosis, EOKA ve Kıbrıs’ta Rum-Yunan  Mezalimi (4)

Abone Ol

 

19 Şubat 1959 Zürih ve Londra Anlaşmaları ile iki uluslu, bağımsız  Kıbrıs Cumhuriyeti  doğmuştu.  Kıbrıs Cumhuriyeti fonksiyonel bir ortaklık  Cumhuriyeti idi. Bu Cumhuriyette  bağımsızlık  ve egemenlik  Kıbrıs Türk ve Rum  toplumlarına  ortaklaşa verilmişti.  Siyasi eşitliğe dayalı 1960 Kıbrıs Cumhuriyetinde esas olan; bir ulusun  diğerine hükmedemeyeceği  idi...

Ancak bu anlaşmaları kabullenemeyen  Makarios,  6 Mart’ta Lefkoşa’ya dönüşünde halkına yapmış olduğu konuşmada  : “Merak etmeyiniz  bu anlaşmalar Enosis’e giden yolda sıçrama tahtası olacaktır” demişti.

Nitekim  1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının Kıbrıs Türklerine çok haklar verdiğini dile getiren Makarios;Kıbrıs Türk halkına insanca yaşama  hakkı veren 13 maddenin değiştirilmesini ister. Bu maksatla Makarios’un 22-26 Kasım 1962’de Ankara’ya yapmış olduğu ziyarette;  İnönü’nün  yanıtı çok açık ve netti. İnönü,  itiraz kabul etmiyordu!...  

Gerçek şu ki  Makarios tarafından hazırlanan 13 maddelik  Anayasa değişiklik  önerisi  yürürlüğe girmiş olsaydı  Kıbrıs Türk halkı kurucusu olduğu 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nde  Ermeniler ve Maronitler gibi ‘azınlık’ durumuna düşmüş olacaktı.

Hedeflerine  giden yolda, bildiklerini okumaya devam eden  ve Kıbrıs Türk halkı ile hiçbir şeyi paylaşmak istemeyen Rum  liderliği 1960-1963 yılları arasında her geçen gün Enosis kampanyasını hızlandırıyordu. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’nın 173’ncü maddesinde yer alan   başlıca 5 şehirde her iki toplumu temsil eden Belediyelerin kurulması ve sınırlarının  tespit edilmesi Türkler tarafından desteklenirken , Rumlar tarafından destek görmemişti. Nitekim , Kıbrıs Türk Cemaat Meclisi’nin 31 Aralık 1962’de çıkardığı  Türk Belediyeler  Kanununun  uygulanmasına  olanak  verilmedi. Anayasa Mahkemesi Türkler   lehine karar vermesine Rumların  karşı çıkmaları ve ölümle tehdit edilmeleri üzerine Anayasa Mahkemesi Başkanı Alman Prof. Dr. E. Forsthoff ve Sekreteri Dr. Heinze istifa etmek zorunda kalmışlardı.

Rum liderliği  bilinçli olarak hükümeti çalışamaz duruma sürüklüyordu. Bu çıkmazın şiddetle çözüleceğine  inanan ve kısa yoldan Enosis’e ulaşacaklarına inanan   Makarios  21 Aralık 1963 Kanlı-Noel saldırılarıyla Akritas Planını devreye koyar.  Hedefleri 8 saat içerisinde  Lefkoşa’yı ele  geçirerek  Kıbrıs Türk halkını etkisiz hale getirmek, Garanti ve İttifak Anlaşmalarının  iptalini sağlamak, Rum egemenliğine dayalı bir Helen devleti kurmak,  Kıbrıs Türk halkını ‘azınlık’ olarak kendilerine yamalamak ve Enosis’i gerçekleştirmekti.

EOKA canilerinin tek hedefi vardı: Kıbrıs’ta Türk ulusunun kökünü kazımak ve tek bir Türk canlı bırakmamaktı. Nitekim o günde  hiç çekinmeden konuşan Makarios:“Türkiye  adaya müdahale  edecek olursa kurtaracak tek bir Türk bulamayacaktır” diyerek  Rum-Yunan ikilisinin  amaçlarının  soykırımdan başka bir şey olmadığını  açıkça  itiraf ediyordu.

Rum-Yunan ikilisi, Megali İdea hayallerinden kaynaklanan Enosis’i gerçekleştirme adına  1960 Kıbrıs Cumhuriyetini Helen devletine dönüştürmek, Kıbrıs Türk halkını azınlık statüsüne  düşürmek amacıyla  silahlı eylemler başta olmak üzere ekonomik, siyasi ve sosyal alanlarda fiili durumlar yaratmışlardır. Diğer bir değişle   bir eylemin soykırım hedefine ulaşabilmesi için gereken  gerekçelerin tümünü yaratmışlardır.

Rumlara göre ; Lefkoşa’da  Kıbrıs Türk halkının 8 saat  içinde teslim alınması sonucu  diğer köy ve kasabalar kendiliğinden teslim olacaklardı. Ancak yine de Lefkoşa’yı teslim  almak için  Küçük Kaymaklı’yı  ele geçirmek  gerekecekti... Akritas Soykırım Planı hazırdı!..

21Aralık 1963’de Kıbrıs Türk Halkını bir soykırımla ortadan kaldırıp adayı Yunanistan’a bağlamak için Akritas Planı  çerçevesinde harekete geçen Rumlar hiç beklemedikleri bir dirençle karşılaşacaktı!..  DEVAM EDECEK…