1974- Iphestos Planı , RMMO’nun 1974 yılında Kıbrıs Türk halkını yok etme planıdır. Rumlardan 1974 Barış Harekatı’nda ele geçirilen “RMMO belgeleri, Ada’nın Türk Nüfusunu bütünüyle yok etmeyi amaçlayan, tüyleri diken diken edecek planların ortaya çıkmasını sağladı. Bu belgeler ‘Temizlenecek’ Türk bölgelerini ve köylerini detaylı olarak gösteriyor. Bütün detaylar, içinde yaşayanlarla birlikte imha edilecek köyler, özel bölgelere ve görevlere tahsis edilen birlikler, hatta Türk cesetlerinin nereye gömüleceği, hepsi bu planlarda var. Bunlar soykırım dosyalarıydı.
Rum-Yunan ikilisi 1974 Cunta darbesi ile gerçekleştirilecek olan Enosis için böylesine bir soykırım planı hazırlamışlardı ve bu planı uygulamaya koyduklarında Türkiye’nin müdahale edemeyeceği, ederse de kurtaracak Türk bulamayacağı inancındaydılar.
Bütün bu veriler ve bilgiler Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs’ta Türk varlığına son vermek için kapsamlı bir soykırım planını hazırladığını ve uyguladığını açık ve tartışmasız bir şekilde ortaya koymaktadır.
Anavatanımız Türkiye 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile kendi güvenliğini ve Kıbrıs Türk halkının güvenliğini tehlikeye atacak girişimlere hiçbir zaman seyirci kalmayacağını dünyaya kanıtlarken Rum-Yunan ikilisinin Enosis hayalleri Akdeniz’in karanlık sularına gömüyordu…
1974 Barış Harekatı yapılmamış olsaydı, Kıbrıs Türk halkının başına gelecek olanlar, iki Barış Harekatı arasında savunmasız bazı köylerimizde yapılan toplu katliamlardan bellidir. 1974 Barış Harekatının I. Aşamasında Türk askerinin ulaşamadığı yerleşim birimlerinden olan Muratağa, Atlılar, Sandallar ve Taşkent köylerinde yaşananlar Kıbrıs Türk halkının gelecekte yaşayacaklarının en basit örnekleriydi.
14 Ağustos 1974’te Muratağa ve Sandallar köylerinden 89 ve Atlılar köyünden 37 olmak üzere 126 masum Türk; kadın , erke, çocuk, genç, yaşlı demeden Rum-Yunan askerleri tarafından topluca kurşuna dizilmişler ve buldozerlerle kazılmış olan iki toplu mezara gömülmüşlerdi. Atlılar köyündeki katliamdan sağ kurtulan ve saklandığı yerden katliamı bütün dehşeti ile gören çoban Ali Hüseyin’in mezarların yerinin bulunmasında önemli katkıları olmuştur.
Mezarların açılışında bulunan Montreal Gazetesi muhabiri 4 Eylül 1974 tarihli gazetesinde olayı şöyle anlatıyordu: “Mağusa’nın 12 mil Kuzey batısında bulunan Muratağa köyünde toplu mezarlardan çıkarılan cesetler o kadar çürümüştü ki BM Barış Gücü İsveçli Başmüfettiş Lars Harkanson olayı şöyle anlatıyordu: “Mezardan çıkan kafaları sayıyorum. Şu ana kadar 72 tane saydım, fakat hala daha toprağın içerisinde ceset vardır. Bu çıkan kafaların 7 tanesinin çocuk kafası olduğu kesindir” diyordu. Kaynak: Sabahattin İsmail, 150 soruda Kıbrıs Sorunu, s.142 Kastaş Yayınevi, 1998, İstanbul.
Daha önce BM’nin telkini ile silahlarını teslim eden Taşkent köyüne 15 Ağustos 1974 günü gelen Rumlar, BM askerlerinin hiçbir müdahalesi olmadan köyün tüm erkeklerini , bu arada Terazi ve Mari köylerinin erkeklerini de alarak, kamyonlarda Limasol yakınlarına götürmüşler , orada topluca kurşuna dizerek , dozerlerle açtıkları mezara gömmüşlerdir. Bu katliamdan sağ kurtulan Suat Hüseyin 83 Türk erkeğin katledildiği soykırım olayını tüm dünyaya canlı bir tanık olarak anlatmıştır.
1974 Barış Harekatı sürecinde Rumların gerçekleştirdikleri Muratağa, Atlılar ve Sandallar, Dohni (Taşkent) katliamları ve yabancı gazetecilerin gözlemledikleri olaylar, Rumların soykırımının en güçlü kanıtlarıdır. Rumların Kıbrıs Türk halkına karşı giriştiği katliam eylemlerinin bir soykırım olduğu açık bir gerçektir.
Soykırım araştırmacılarının yaptıkları incelemeler sonunda elde ettikleri bulgular ve ortaya koydukları tezler soykırımın sadece , doğrudan doğruya bir ulusu, ırkı, etnik ve dini grubu fiziki olarak yok etmek olmadığını, ayni zamanda , grupların sosyal ve siyasi kurumsallaşmalarını , kültürel , din,, dil ve ulusal duygularını ve ekonomik yaşamını , kısmen ya da tamamen yok etmek ,çökertmek olduğunu ifade etmektedirler. Rumların Türk halkına karşı uyguladıkları eylemler, soykırımın bu anlamıyla tamamen örtüşmektedir. Kaynak: https://stratejidinde.fileswordpress.com./2016/01eoka-katliamlar-ve-kibris-tarih.pdf
Sonuç olarak Rumlar, Kıbrıs’ta Kıbrıs Türk halkının gelişme koşullarını ambargolar, toprağını işgal etmek, köyünden yurdundan göç ettirmek, üretimini ve diğer ekonomik faaliyetlerini engellemek yoluyla soykırımı en geniş şekliyle uygulamıştır…
Kıbrıs Türk halkı TMT etrafında bütünleşerek anavatanına güvenerek verdiği mücadelenin sonunda 20 Temmuz 1974 Barış Harekatının mutluluğunu yaşadı. Self-determinasyon hakkını kullanarak 15 Kasım 1983’te KKTC’ni ilan eden Kıbrıs Türk halkına düşen görev bağımsız ve egemen devletimizi yaşatmak ve tanınmasını sağlamaktır… SON…